1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘EKONOMİK PROTOKOL VE HÜKÜMET’
‘EKONOMİK PROTOKOL VE HÜKÜMET’

‘EKONOMİK PROTOKOL VE HÜKÜMET’

UBP Milletvekili Sadık Gardiyanoğlu ve CTP Milletvekili Erkut Şahali, Türkiye ile imzalan Ekonomik Protokulu yorumladı

A+A-

UBP Milletvekili Sadık Gardiyanoğlu:

“Muhalefet protokolden kaçıyor”

- “Muhalefet, protokol zamanına geldiğinde, hükümetten çekiliyor. İmzalanan protokol eski protokollerin yüzde 85’inin tekrarı, yeni maddelerle ilk defa Amerika tekrardan keşfedilmedi.”

- “Elektrik konusunu grup toplantısında görüşmedik. Daha iyi noktaya taşımakla ilgili bir gayretimiz olacak. Ama alkole ya da sigaraya gelecek zamma itirazım yok. Bunlar kişinin kendi tercihi…”

 

TC ile mali protokol imzalandı. İlgili paydaşlar ve siyasi partilerle görüşmeden protokolün imzalanması tepki gördü. Hükümet, protokolü imzalamadan neden kamuoyu ile paylaşmadı?

“Muhalefet protokolün kendileriyle paylaşılmadığını söylüyor. Ama şu an bu eleştiriyi yapanlar da zamanında protokole ilişkin veri paylaşmadı. Üstelik onlar protokol yapmaktan kaçıyor. Protokol zamanına geldiğinde, hükümetten çekiliyorlar. Bugüne kadar protokolleri hükümet değerlendirdi.

UBP’liler olarak bizler bile protokole müdahale etmiyoruz. Ancak bilinmelidir ki imzalanan protokol eski protokollerin yüzde 85’inin tekrarıdır. Prensip olarak aynı, noktası virgülü değiştirildi. Yeni maddelerle ilk defa Amerika tekrardan keşfedilmedi. 

Yıllardır tekrarıdır. Sürekli tekrar edilmesinin nedeni de hükümetlerin sıklıkla değişmesidir. Son 4 yılda 4 başbakan değişti. Kabine değişikliğinden dolayı protokoller de göreve gelen bir sonraki başbakan tarafından hayata geçirilmedi. UBP’li vekiller işin yasama kısmında. Başbakan ve Bakanlar Kurulu da yürütmenin başında. İçeriğiyle ilgili Meclis değil, Bakanlar Kurulu tartışmalı. İmza öncesi, Meclis’e bilgi verilip, verilmemesi Başbakanın uhdesinde… Bugün yüksek ihtimalle Meclis’te gündeme gelir.”

 

Protokolde Başbakan ‘ev ödevlerinden’ bahsetti. Bu ‘ev ödevleri’ nelerdir? Bir de elektrik zammındaki indirimin yalnızca Mart ayını kapsayacağı açıklandı, ciddi tepki var. Bu konuda UBP’li bir vekil olarak ne düşünürsünüz?


 “İdari tasarruflardır. 13. maaş protokolde yok. Bizler, kazanılmış hakları geriye götürmeyiz.

Maliye Bakanlığı’nda ciddi ekonomik sıkıntı var. Gelir gideri dengeleyemiyor.

Her reform sancılı olur. Alışkanlıklarımızı kolay terk eden bir halk değil. Örneğin, belediyeler reformu konusunda bazı muhalif vekil ve bazı sendikalar belediye çalışanlarına yanlış bilgiler veriyor. Elektrik konusuna gelince bu konuyu grup toplantısında görüşmedik. Daha iyi noktaya taşımakla ilgili bir gayretimiz olacak. Bence kurumlar maliyet hesaplarını yaparken daha dikkatli olmalı. Ama örneğin alkole ya da sigaraya gelecek zamma itirazım yok. Bunlar kişinin kendi tercihi, içmezse ölür diye bir şey yok. Muhalefetin gerçeği bilerek, agresif saldırılmasına da anlam veremiyorum. Başbakan, ‘somut önerilerle gelin’ diyor ama onların eleştirilerinin hepsi yuvarlak. Toplumu da gereceğimize sulh içerisinde meclis içinde çalışmalıyız.”


 

CTP Milletvekili Erkut Şahali:

 “Başbakan sözünün eri değil”

- “Başbakan boş kağıda imza attı. Biz, Türkiye ile ayrıntılı şekilde istişare ederek, imza koymak gerektiğini düşünüyoruz. UBP’de DP’de bizlerle ortak olduklarında müzakere yerine, Türkiye’nin taleplerine onay verecekleri için imzayı onlar attı.”

- “Başbakanın sözünün eri olmadığı, hesapsız kitapsız hareket ettiği çok belli. Bu durum da vatandaşın siyaset kurumuna güven duymasının önünde engel teşkil ediyor.”

 

TC ile mali protokol imzalandı. İlgili paydaşlar ve siyasi partilerle görüşmeden protokolün imzalanması tepki topladı… Bu konuda ne düşünürsünüz?

“Başbakan boş kağıda imza attı. Parasal tutar ve dağılımına ilişkin bilgi verildi. İmza atıldıktan sonra Ankara büyükelçiliğinde detayların teknik heyetler tarafından sürdürüldüğü protokol sürecini takip eden gazeteciler tarafından ifade edildi. Uygulama esasları, hedefler, detaylar netleşmeden imzalar atıldı. Çünkü Başbakan Sucuoğlu’nun TC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gidişi ile

basın toplantısı arasında 40 dakika var. Çalışma yapılmadan imzalar atıldı. Bitmiş protokol yok. Adaya geldiğinde Bakanlar Kurulu’ndan geçirip, protokolü Resmi Gazete’de yayımlamalıydı. Yapmadı.

Pazartesi Meclis’te doyurucu bilgilendirme yapma sorumluluğu var. Israrla öncesinde istişare edelim, acil çözüm bekleyen sorunlara göre protokolü hazırlayalım dedik ama buna ihtiyaç duymadı. Protokolde Meclis binası ve Cumhurbaşkanlığı için 200 milyon TL kaynak ayrıldığı ifade ediliyor. Kaynak ayrılmışsa ülke gerçeklerinin Türkiye’ye anlatılmadığını anlıyoruz. Sorunlar dağ gibi yığılmışken saray kelimesinin protokolde geçmesi hazmedilir değil. Bizler, kendileri gibi boş kağıda imza atacağımıza, Türkiye ile ayrıntılı şekilde istişarede bulunup, buna imza koymak gerektiğini düşünüyoruz. UBP’de DP’de bizlerle ortak oldukları zamanda müzakere yerine, Türkiye’nin taleplerine onay verecekleri için protokolleri hep onlar imzaladı. Ancak imzalarının arkasında da durmadı. O yüzden sormak gerekiyor. Protokolü imzalıyorlar da ne oluyor?”

Kamuoyunda yalnızca protokol değil, Hükümetin çelişen açıklamaları da tartışılıyor. Örneğin elektrik zammında indirim yalnızca Mart faturalarını kapsayacak. Bu gelişmeleri nasıl yorumlarsınız?

“Şuursuzluk yaşanıyor. Hükümet, anlık reaksiyona karşılık refleksle hareket ediyor ama programla hareket etmesi gerekiyor. Konuştuğunun arkasında da durmuyor. Kısa süre geçmesine rağmen Başbakanın sözünün eri olmadığı, hesapsız kitapsız hareket ettiği çok belli. Bu durum da vatandaşın siyaset kurumuna güven duymasının önünde engel teşkil ediyor. Yurttaş sorunlarına çözüm bulmadıkça “siyasetçilerin hepsi aynıdır” diyor. Bugün Kıb-Tek’in neden battığı belli, kötü yönetimi ile batırıldı. Bugünkü hükümetin başında UBP vardır. Kurumu CTP’den devraldığında kasasında parası, deposunda yakıtı vardı. O nedenle bakıldığında en küçük benzerlik yok.”

 

 

yd-destek-gorseli-2-673.jpg

Bu haber toplam 2687 defa okunmuştur