“Ekonomik, siyasal ve sosyal bağımlılıkla, bir halkın varlığı tehlikeye atılıyor”
Pandemi, savaş, siyasi istikrarsızlık, Türk Lirası’nın döviz karşısında olağanüstü değer kaybı ve EKONOMİK KRİZ… Alım gücü düştü, maaşlar pahalılık karşısında eridi… Geçim zora girdi…
GÜNDEMDEKİ SORU’N...
Meltem SONAY
ASGARİ ÜCRET ‘GEÇİNEBİLECEK’ KADAR ARTAR MI,
ARTARSA İŞVEREN BATAR MI? DEVLET DESTEĞİ MÜMKÜN MÜ?
CTP Milletvekili – Eski İçişleri ve Çalışma Bakanı Asım AKANSOY:
“İstikrarlı muhasebe birimine geçilmezse, iki ayda bir asgari ücret belirleme noktasına gelinir”
Gündemdeki soruya ilgili kesimler ne diyor, ‘sorun’a nasıl bir çözüm öneriyor?..
Pandemi, savaş, siyasi istikrarsızlık, Türk Lirası’nın döviz karşısında olağanüstü değer kaybı ve EKONOMİK KRİZ… Alım gücü düştü, maaşlar pahalılık karşısında eridi… Geçim zora girdi…
Peki asgari ücretle hayatını sürdürmeye çalışan emekçi ne hale geldi?
Asgari ücret için yeniden belirleme zamanı…
Ücret artmalı mı, işveren bu koşullarda artan asgari ücreti karşılayabilir mi? İşyerleri için kapanma, emekçiler için işsiz kalma tehlikesi doğar mı? Devlet desteği mümkün mü, nasıl?
CTP Milletvekili – Eski İçişleri ve Çalışma Bakanı Asım AKANSOY:
“Ekonomik, siyasal ve sosyal bağımlılıkla, bir halkın varlığı tehlikeye atılıyor”
“22/75 Asgari Ücretler Yasasına göre, “Asgari Ücret”, işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen, işçi ile eşinin ve bir veya iki çocuğunun yeterli beslenme, sağlıklı konut, giyim, aydınlatma ve ısıtma, ulaşım, çağdaş düzeyde sağlık servisi, eğitim, kültür, dinlenme, eğlence ve benzeri temel gereksinmelerini geçerli fiyatlar üzerinden karşılamaya yetecek miktarda olması için saptanan ücreti anlatır.
Yukarıdaki tanımın çok temel olduğunu ve her bir noktasının dikkate alınması gerektiğini belirtmek isterim.
Genel Asgari ücreti tanımlarken, evrensel bir vurgu yaparak, zorunlu ihtiyaçların asgari düzeyde karşılanması olarak da değerlendirilebilir. ILO’ya göre asgari ücretin amaçları, toplumda en korunmasız kesim olan ve en düşük ücretle çalışan işçinin korunması, yoksulluğun azaltılması, ücret eşitsizliklerinin giderilmesi için bir temel oluşturulmasıdır. Emeğin istismarının önlenmesi, haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve kriz dönemlerinde ücretin korunması da asgari ücret uygulaması ile sağlanmaya çalışılmaktadır.
Büyük bir ekonomik kriz döneminden geçmekteyiz. Ülkeler aldıkları kararlarla kendi vatandaşlarını, olası gelişme ve risklerden korumaya çalışmaktadır. Bizim elimizdeki müdahale enstrümanları çok zayıf, kurumsal yapımız sorunlu olduğu için, hareket alanımız oldukça dar. Para politikası belirleyemeden, ekonomik olarak Ankara’nın insafına bırakılmaya çalışılıyoruz. Protokol düzeni aslında bu durumu üretiyor.”
“Kıbrıslı Türklerin üretimden koparılması, TL kullanması bugün içinde bulunduğumuz büyük krizde ne yazık ki çaresizlik üretmektedir”
“Ekonomik, siyasal ve sosyal bağımlılıkla, bir halkın varlığı tehlikeye atılıyor. Büyük krizin iki temel nedeni var, birincisi Pandemi, ikincisi ise Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı. Bu durum 2008’den beri ciddi krizde olan kapitalizmin gelişme dinamiklerini daralttığı için yüksek enflasyon ile kendini göstermektedir. Pandemi döneminde, ülkeler vatandaşlarına, özellikle küçük ve orta boy şirketlere hibe desteği ile ayakta durma şansı tanımıştır. Tüm bunlar devletlerin kendi yurttaşlarının yaşam standartlarını korumaya dönük hamleler olarak bugünlere geldi. Kıbrıslı Türklerin üretimden koparılması, TL kullanması bugün içinde bulunduğumuz büyük krizde ne yazık ki çaresizlik üretmektedir. Bundan süratle dönmek ve istikrarlı muhasebe birimi olarak Euro kullanımına geçmek ve üretim odaklı bir ekonomik modeli yeniden kurgulamak gerekir.
Yine 2022 Dünya Bankası Raporu’nda yer alan saptama ve önerilerin dikkate alınarak, Güney Kıbrıs ile ekonomik ilişkilerin ortaklaşma perspektifinde geliştirilmesi gerekir. İlginç olan uluslararası örgütlerin dahi, çok açık bir şekilde çözüm perspektifi üzerinden bir ekonomik gelişmenin, kalkınmanın mümkün olacağını vurgulamasına rağmen bizim hala körler sağırlar birbirini ağırlar noktasını aşamamamız olmasıdır.
“Özelde sendikalaşma…”
“Dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta ise, Özelde Sendikalaşma konusudur. Bu konu Asgari ücretin belirlenmesinden, çalışma hayatından verimliliğin artırılmasına, denetimin söz konusu olmasına kadar her alanda ciddi getirileri olacak olan, en azından çalışanların kendilerini güvencesiz hissetmeyecekleri çok önemli bir konudur. Bunu daha çok tartışmamız ve gündeme almamız gerekir. Asgari ücretin düzeyi ve etkinliği, asgari ücretin yeniden dağıtıcı etkisini doğrudan etkileyen faktörlerdir. Asgari ücretin kabul edilebilir, insan onuruna yaraşır bir seviyeye getirilmesinin yoksulluk riskini azaltacağı ve işgücü arzını artırması nedeniyle sosyal açıdan faydalı olacağı açıktır.
Öte yandan Asgari ücretli çalışan kesimin bütçesinde en büyük payı tüketim harcamalarının oluşturduğu düşünüldüğünde asgari ücret düzeyinin yükseltilmesi yolu ile artan tüketim talebine bağlı olarak, yatırım ve istihdam üzerinde olumlu etki yarattığını biliyoruz. Böylece alım gücü yükselen işçi ve ailesi insan onuruna yakışır düzeyde yaşamını sürdürür. Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Sağlık Bakanlığına bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden almış olduğu veriler ışığında 30 Nisan 2022 itibariyle 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 7 bin 939 TL olduğunu açıklamıştı. Ülkemizde uygulanan net asgari ücret ise 6 bin 90 TL.”
“İki ayda bir asgari ücret düzenleme talebi anlaşılır… İstikrarlı muhasebe birimi…”
“Çalışma Bakanı Sayın Taçoy, asgari ücretin 8 bin, 8 bin 500 civarında olması gerektiğini belirtmiştir. Bugünün koşullarında Sendikaların iki ayda bir asgari ücret düzenleme talebinin anlaşılır olduğunu belirtmek isterim. Çünkü siz istikrarlı muhasebe birimine geçme konusunda adım atmazsanız veya enflasyon vergisinin karşılanması için, Türkiye ile Para Birliği anlaşması yapma gibi bir görüşü destekleyip, ekonomik olarak insanları rahatlatacak adım atmazsanız, elbette asgari ücret iki ayda bir belirlenmeli noktasına gelirsiniz.
Bu çok insani bir talep. İşverenlerin sorumluluk üstlenmesi gerekir. Sadece asgari ücret üzerinden karşılama karşılayamama tartışmasına girmelerini doğrusu çok dar ve yetersiz bir yaklaşım olarak görüyorum. Yukarıdaki yasa maddesine bakacak olursanız, onurlu bir yaşam için net asgari ücretin 8500 TL olmasının kesinlikle yeterli olmayacağını vurgulamak isterim.”