'Ekonominin kanayan yarası kayıt dışılık' /'Bağımsız bir ekonomi yaratmak zorundayız'
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
Farklı Bakış
Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1 Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2 Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3 Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4 Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5 TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
DERVİŞ KARACA:
2002’de Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun oldu. 2005 yılından beri Mağusa Gelir ve Vergi Dairesi’nde çalıșıyor. 2012-2013 yıllarında MTG’de yöneticilik yaptı. 2013 yılından bu yana Çanakkale Türk Spor Kulübü’nde yönetici ve sporcu sorumlusu olarak görev yapıyor. Kamu-Sen’de ișyeri temsilciliği, Yönetim Kurulu Üyeliği ve İskele Bölge Bașkanlığı görevlerinde bulundu.
FİLİZ UZUN:
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek okulunda Lisans eğitimini, Marmara Üniversitesi- YDÜ’de Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim dalında Yüksek Lisansını bitirdi. 1999 yılında başladığı meslek yaşamına, 2003 yılında Öğretmen Hemşire kadrosuna geçerek Hemşirelik Meslek Yüksek okulunda öğretmenlik yaparak devam etti. 2 yıllık olan Hemşirelik okulunun 4 yıllığa geçmesinde kurucu üyelik yaptı. LAÜ’de yarı zamanlı Öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılından bu yana Sağlık Bakanlığında Öğretmen Hemşire olarak Hemşirelerin Hizmet içi eğitimlerinde ve Halkın Sağlık Eğitimlerinde görev yapmaktadır. Sivil Savunma Eğitimcilerine, arama-kurtarma ekiplerine eğitimler vermektedir. 2015 yılından bu yana İlk Yardım Sertifika kursları veriyor.
SORULAR:
CTP Milletvekili Adayı Derviş Karaca:
“Ekonominin kanayan yarası kayıt dışılık”
1 - “İlk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz, ekonomik bir darboğazdan geçen halkımızın mali sıkıntılarını çözmek olmalıdır. Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma planın hazırlanarak bunun bir devlet politikası haline getirilmesi ve kendi ayakları üzerinde duran sürdürülebilir bir bütçenin oluşturulması önceliğimizdir. Sektörel kalkınmaya imkan tanıyan ölçülebilir teşviklerin sağlanması, mevcut kaynakların ve dış yardımların ekonomiyi rahatlatmak amacıyla bu teşvik, hibe ve desteklerde verimli bir şekilde kullanılması, halkın alım gücünü ve işletmelerin sürdürülebilirliğini korumak amacıyla, planlı ve kademeli olarak stabil para birimine geçilmesi, işsizliği azaltacak sosyal güvenlik destek mekanizmalarının geliştirilmesi için çalışacağız.”
2 - “Ekonominin kanayan yarası ne yazık ki kayıt dışılık. Kayıt dışı ekonomi, bir maliyeci için daha fazla vergi kaçakçılığı iken, bir hukukçu için bireyler ile devlet arasındaki ilişkilerin gayri yasallığı, bir çalışan için sosyal güvencesiz ve sigortasız çalıştırılma, bir girişimci için ise kayıt dışı haksız rekabete uğrama anlamına geliyor ve şüphesiz toplumun her kesimini olumsuz etkiliyor. Kumarhanelerden tutun da hayatın her alanında kayıtlı bir düzenin sistematik bir şekilde devletin denetimi altına girmesi devletin de vergisini tahsis etmesi gerekiyor. Vergilendirmenin daha geniş bir tabana yayılması ve yerel gelirlerimizi arttıracak çalışmaların yapılması burada önem kazanıyor. İhracat yapan kümelenmelerin ve yerel kalkınmanın teşvik edilmesi, üreticiyi ham maddeden ihracata kadar destekleyecek teşvik sisteminin uzun vadeli kalkınma eylem planı çerçevesinde yeniden yapılandırılması ve sürekliliğinin sağlanması da ekonomimizin iyileştirilmesini sağlayacak önlemler arasında önemli bir yer tutuyor.”
3 - “Euro’ya geçiş de dahil olmak üzere; mali disiplin ve yapısal reformlarla birlikte, halkın alım gücünü koruyacak müdahale politikalarını artık ele almamız gerekiyor. Euro’ya geçmemiz için, teknik ve yasal açıdan bir engel yok ancak bunun ileriye taşınması için vizyon ve siyasi irade ortaya koyulması gerekiyor. Euro’ya geçişe ilişkin altyapıyla ilgili olarak yasal bir düzenleme yapılabilmesi için, konunu mevcut tarafları olan TC ve AB ile istişarede bulunulması şarttır. Maliye Bakanlığı bünyesinde öngörülecek bir uygulama modeli ile, Euro uygulamasına geçilmiş gibi bir bütçe yılı boyunca simülasyon uygulaması yapılabilir. Yapılacak simülasyon uygulaması çerçevesinde, döviz şokları ve Euro kullanımının bütçesel riskleri tespit ve test edilebilir. Şu an en önemli sorun, KKTC’nin Euro cinsinden finansman ve rezerv sıkıntısı yaşamasıdır. Bu sıkıntının giderilmesi ve Euro temin edilmesi için doğru adımlar atıldığı ve tedbirler alındığı takdirde, Euro’ya geçmemizin önünde bir engel yoktur”.
4 - “CTP kurulduğu ilk günden beri Kıbrıs Sorunu’nun BM parametreleri çerçevesinde, iki toplumlu, iki kesimli ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde çözümünü kendine misyon edinmiş ve Federal Kıbrıs hedefine ulaşmak için, tüm kesimleri kucaklayan çok yönlü bir siyaset yürütmeyi benimsemiştir. Partimiz, Kıbrıs Türk halkının adadaki iki eşit taraftan biri olarak uluslararası arenada görünür olması, dünyayla entegrasyonun sağlanması için Kıbrıs Rum Tarafı, Avrupa Birliği, Dünya Bankası başta olmak üzere toplumsal, toplumlararası ve uluslararası tüm taraflarla diyalog kurarak proaktif bir diplomasi izlemektedir”.
5 -“TC ile ilişkiler KKTC için yaşamsal önemdedir. TC ile doğru zeminde, iyi ilişkiler kurulmalıdır. Bu ilişkilerin doğru zemini, Kıbrıs Türk Halkı’nın iradesi, hakları, çıkarları ve kendi ayakları üzerinde duran bir yapıya sahip yani özne olması esasına dayanmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti açısından da burada özgüven ve irade sahibi bir halkın bulunması son derece önemlidir. Bu çerçevede ilişkilerin en iyi düzeyde tutulması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti ile en iyi ve en sağlıklı düzeyde diyalog kurmamız, birbirimizi iyi anlayabilmemiz bunun en güzel yoludur. Kıbrıslı Türklerin özgürlükleri, demokratik değerleri, geleneği, kimliği, kültürü, iradesi korunarak ilkeli ve iyi ilişkiler kurulması mümkündür. Kıbrıs Türk halkı, yetişmiş insan potansiyeliyle, onun yarattığı ortak akılla Türkiye ile şahsiyetli bir ilişki kurmaya, köprüleri atmak yerine köprüleri kurmaya muktedirdir”.
TDP Milletvekili Adayı Filiz Uzun:
“İstikrarlı ve sürdürülebilir, başka devletlerden bağımsız bir ekonomi yaratmak zorundayız”
1 -“Bir sağlık çalışanı olarak önce sağlık demek isterdim ancak şu an içinde bulunduğumuz ekonomik kriz tüm alanlarda mevcut olan sorunların çözümünde engel oluşturmaktadır. Devlet olarak ekonomiyi düzeltmeden ne sağlık alanında, ne çevre alanında, ne de diğer alanlarda planlama ve çalışma yapılması mümkün değildir. O yüzden ülkede istikrarlı ve sürdürülebilir, başka devletlerden bağımsız bir ekonomi yaratmak zorundayız”.
2 - “Temel amacımız gerçek bir refah devleti yaratmaktır. Gerçek bir refah devleti yaratılarak ve vazgeçilmez hak olan “eşit ise eşit ücret” ilkesini yürürlüğe koymak ana hedefimizdir. Teşvik alan kurum ve kuruluşların mali denetimleri etkin bir şekilde yapılıp devlet kaynaklarının en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak, çok kazanandan daha fazla az kazanandan daha az vergi alınmasını sağlamak. Yereĺ ürünlerimizin üretimini artırarak dış pazar yaratmak, küçük esnafı düşük faiz ve uzun vadeli Kalkınma Bankası kredileriyle desteklemek. Resen vergi uygulamasının kaldırılması, turizmde “kumar” dışı turizm yapan yerli yatırımcılara teşvik ve uzun vadeli krediler sağlamak. Merkez Bankasının yönetimi Kıbrıs Türkünün iradesinde olmasını sağlamak, kooperatiflerin halka iadesinin sağlanması, dar gelirli üreticilerin yeniden ekonomik güç olmasını sağlamak. Casinoların elde ettikleri gerçek kazançları üzerinden vergi alınmasını sağlamak”.
3 -“Euro’ya geçiş çok ciddi aşamaların ve çok boyutlu çalışmaların ardından ancak mümkün olabilir. Konuyla ilgili olarak Türkiye, Güney Kıbrıs ve AB yetkilileri ile görüşmeler yapıp uzlaşarak adım atılabilir. Öncelikle Devletin gelirlerini artırmak ve yine bu geliri kamu ve özelde paylaştırmaktır.”
4 -“Yaklaşık 50 yıla yakındır yasadığım bu yüz yılda çatışmaların bittiği, barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü, çocuklarımızın kardeşçe dayanışmayla yaşayabileceği, savaşların olmadığı, demokrasi ve insan haklarının her birey için geçerli olacağı bir dünya hayal ettim. Adada yasayan tüm toplumları birbirine yaklaştıran, güven artırıcı önlemlerin artırılarak hayata geçirilmelerini savunmaktayız. 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile göreve gelen Sn. Ersin Tatar’ın ve hükümetin yürütmekte oldukları “2 devletli çözüm” siyasetinin uluslararası toplumda bir karşılığı olmadığı ortadadır. Federal çözüm sadece Kıbrıslı Türklerin uluslararası statü kazanması açısından değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik gelişimi açısından da hayati öneme sahiptir. Doğru zeminde yani federasyon zemininden sapmamak hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türkiye’nin yararına olacaktır, aksi takdirde hem Kıbrıs Türk halkı hem de Türkiye zarar görecektir”.
5 -“Aynı dili konuşan, benzer kültürel değerleri olan, 1974 öncesi gibi sevgi, saygı, ortak mücadele ve ortak paydaya dayalı güçlü bir gönül bağı ile bağlı iki ülke arasında karşılıklı saygıya dayalı eşitler düzeyinde bir ilişki olmasını istemekteyiz. Bu ilişki biçiminin her iki tarafın da yararına olacağına inanmaktayız. Ana-yavru ve emir veren-alan ilişki biçimiyle her iki toplumun ilişkileri yeterince zedelenmiştir.
İki ülke arasındaki sağlıklı ilişki için öncelikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bunun için çalışan bir yapı kurulmasını savunmaktayız. Şüphesiz ki böyle bir yapının kurulabilmesi için Türkiye’nin desteği son derece önemlidir ancak bizler de planlı, programlı ve özverili çalışmaları olmadan mümkün değildir.”