“Elektrik kullanmaya KORKUYORUZ”
Vatandaşın ‘elektrik zammı’ isyanı: ‘Bir zama daha gelirse mahvolacağız’!
Ayşe GÜLER - Fehime ALASYA
Elektriğe ‘ön zam’, sonrasında yapılan yüzde 23’e varan zam uygulaması, vatandaşın cebini YAKIYOR.
Ardı ardına yapılan zamlar nedeniyle yüklü miktarda elektrik faturası ödemeye başlayan yurttaşlar, yüzde 10 civarında ikinci zammın da kapıda olmasına isyan ediyor.
Her ay ortalama ödedikleri elektrik faturalarının neredeyse yarı yarıya arttığından dert yanan yurttaşların ortak tepkisi: Bir zam daha gelirse, maffolacağız
YENİDÜZEN, dün elektrik faturalarını ödemek için Kıb-Tek’te sıra bekleyen yurttaşlarla görüştü.
150 TL elektrik faturası öderken, aynı kullanıma 300-400 TL ödemeye başladıklarını söyleyen yurttaşlar, elektrik kullanmaya korktuklarını dile getirdi.
Evlerindeki klimaları açmaya ürktüklerini ifade eden yurttaşlar, yapılan zamların geri alınması gerektiğini vurguladı.
Bazı yurttaşlar ise Kıbrıs’tan göç etmeyi düşündüklerini ifade etti, “Bu zamlarla yaşanılmaz” dedi.
----------
VATANDAŞLAR NE DEDİ?
Mithat ERSOYOĞLU: Bir zam daha gelirse maffolacağız
“Zamlar herkesi etkiliyor. Oğlum İngiltere’de üniversite bitirdi, geldi. İş bulamadığı için onun da elektriğini ben ödüyorum. Daha önce 200 TL ödüyordum, zamlar sonrasında 600 TL ödemeye başladım. Kış aylarındayız, nasıl ısınacağız? Bir zam daha gelirse maffolacağız. Faturalar zaten yüksek, daha da yükselecek. Ben emekliyim, asgari ücretle çalışanlar bu faturalı nasıl ödeyecek?”
Gülen ERMEZ: 500-600 TL elektrik faturası ödeyince, neyle geçineceğiz?
“Her gün zam yapılıyor. Ne olacak bilmiyorum. 150 TL elektrik faturası öderken, şimdi 300-400 TL öder oldum. 2. zam da gelirse herhalde elektrik için 500-600 TL vermeye başlayacağız. Bu parayı verince neyle geçineceğiz? Bir emekli maaşımız var, çoluk çocuğumuz ne olacak? Nasıl geçineceğiz, bilmiyorum…”
Ahmet İNCİRLİLİ: Zamlar, vatandaşın belini büküyor
“Hükümetin yaptığı zamlar, vatandaşın belini büküyor. Ben devlet emeklisiyim, durumum daha iyi. Ama çocuklarımız bu maaşlarla zamları nasıl ödeyecek? Hükümet, ardı ardına zam yaparak gençleri nasıl ülkede tutacak? Kimsenin umurunda değil… Elektrik faturamda zam öncesi ve sonrasına baktığımda gözle görülür bir yükselme yaşandı.”
Süleyman AKRAP: Evimde 5 klima var, birini bazen çalıştırıyoruz. Yine de elektrik faturası çok fazla…
“10 yıl önce İngiltere’den Kıbrıs’a geldim. Orada 3 ayda bir elektrik ödüyorduk. Üstelik 3 ay için de 70 veya 80 Sterlin ödüyorduk. Burada 1 ayda bu rakamı ödüyoruz. Bu ay elektrik faturam 277 TL geldi, eşimle birlikte 2 kişiyiz. Torunlarımız da var. Evimde 5 klima var, birini bazen çalıştırıyoruz. Yine de bu fatura çok fazla… Kıbrıs’tan kaçacağım. Böyle zam mı olur?”
Murat GÜRKUT: Canı çeken zam yapıyor. 3 kuruş düşürüp, 5 kuruş artırıyor
“Zamlara ne yazık ki alıştık. Ne kadar zam yapılırsa yapılsın, ödüyoruz… Zam öncesi 250 TL elektrik faturası ödüyordum, bu ay 320 TL ödedim. Kullandığımız şeyler aynı ama ödediğimiz ücret farklı… Canı çeken zam yapıyor. 3 kuruş düşürüp, 5 kuruş artırıyor.
Bülent ÖZDİL: Neden en yüksek elektriği biz ödüyoruz?
“Bu ayki elektrik faturam 570 TL geldi, zam öncesinde 400-450 TL ödüyordum. Zam yapılıyor ama sendikalardan buna tepki gelmiyor. Zamların kaldırılması için bir şey yapmıyorlar. Elektrikte 2. Zam da kapıda. Buna alışmak gerekiyor. Bireysel olarak değil, birlikte hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Neden en yüksek elektriği bizim ödediğimiz de araştırılmalı.”
Salih Akansoy: Devlet olarak tutar yanımız kalmadı…
“Bana olumlu bir şeyler söyleyin de ‘Bunu da iyi yapıyormuşuz’ diyebileyim… Devlet olarak tutar yanımız kalmadı sanırım… Elektrik faturasına baktığımız zaman hiçbir şey yakmasak dahi her ay 20 veya 30 TL ödüyoruz. Bir barış anlaşması yapılmazsa bu ülkede hiçbir şey düzelmez, Ahmet gidecek, Mehmet gelecek, yine her şey aynı…”
Rıza Bayındır: Elektrik tüketmeye korkuyoruz
“Vatandaşın cebi felaket yanıyor. Burası aşırı pahalı… Türkiye’de de yaşıyoruz, burada da, Türkiye’de aylık 75-85 TL arası fatura öderken, burada 400-500 TL ödüyoruz. Orada ne kullanıyorsak, burada da onu kullanıyoruz. Asgari ücrete çalışıyoruz, çocukların masrafı, faturalar derken ay sonunu yetişemiyoruz. Hükümetin bu durumu iyileştirmesi gerekiyor. Yaklaşık altı ay öncesine kadar 200 TL fatura öderken, şimdi 400 öder olduk ama maaşlarımız olduğu gibi kaldı… Elektrik tüketmeye korkuyoruz, her yerden kısıyoruz.”
Bulut Çapan: Hükümet kaşıkla verip, kepçe ile alıyor
“Üç kuruşluk zam yaptıklarını söylüyorlar ama bu zamlar ile bizden 10 kuruş alıyorlar. Hükümet kaşıkla verip, kepçe ile alıyor. Evdeki klimayı dekor amaçlı kullanıyoruz. İnventer klima takın diyorlar, bir dünya para… Takıyorsun ama yine de elektrik kullanmaya korkuyorsun. Bu olur şey değil. Evde askeri idare var. Çocuklar ışığı açık bıraksa hemen kızıyoruz, ısınmak için tüp gaz kullanıyoruz. O da dünya pahası oldu. Kendi çabalarımızla önlem almaya çalışıyoruz, devletten bir beklentimiz yok…”
İbrahim Nurdal: Büyük bir çıkmazın içindeyiz, sadece günü yaşayabiliyoruz
“Otellere dünya kadar bağış yapıyorlar ama halk 20 TL eksik ödese hemen elektriğini kesiyorlar. Biz de büyük işletmeler gibi dokunulmaz olalım. Beş ay öncesine kadar 200 TL ödüyorken, şimdilerde 500 TL ödüyoruz. Yeni doğmuş bebeğimiz var, her şekilde elektrik kullanmak zorunda kalıyoruz. Kısıtlamaya çalışsak da elimiz mahkûm. Büyük bir çıkmazın içindeyiz, sadece günü yaşayabiliyoruz, geleceğe bakamıyoruz. Ne biz ne de çocuklarımız geleceğe dair umutlu bakamıyoruz. Bu günü yaşayıp, halimize şükrediyoruz.”
Alparslan Güllep: Hiç kullanmadığım halde her ay 30 TL ödüyorum
“Yılın birçok zamanı Türkiye’deyim, emekliyim ve orada da evim var. Türkiye’de de aynı oranda elektrik kullanıyorum fakat yarı yarıya daha az ödüyorum. Maktu ücret, sabit ücret, masraf derken, hiç bir şey kullanmadan birçok para veriyoruz. Ödeme yapmak için geliyor, saatlerce sıra bekliyoruz. Hiç kullanmadığım halde her ay 30 TL ödüyorum. İstanbul’un göbeğinde yaşarken en fazla 80 TL fatura ödüyor, burada hiç bir şey kullanmadan 30 TL ödüyorum. Üstelik Türkiye’de gün boyu kesintisiz elektrik tüketiyoruz. Burada zam üstüne zam yapılıyor, anlamış değiliz… “