Elektrik bizde “pahalı” mı?
Öyle!
Peki “ucuzlatma” şansı var mı?
Türk Lirası tahsil ederek, döviz üzerinden yakıt alıyoruz.
Ya “petrol” bulacağız!
Ya da “TL” değerlenecek!

*  *  *

Çok daha ucuza enerji sahibi elbette olabilirdik, eğer yatırım yapılsaydı.
“Türkiye’den kabloyla gelecek, bize hibe edecekler, bütün lambaları yakıp şükran çekeceğiz” diye birileri üzerine yatmasaydı eğer...
Üstelik o da hesaplandı.
“Kablo” ile gelse daha pahalı olacak.
Ve kablo ile elektriğin gelmesi Beşiktaş’ın Yenicami ile Girne’de maç yapması kadar mümkün!
Elektriğin UEFA’sı izin vermiyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti “he” diyecek, gelmesi için! Ve sonra “derin ekonomik krizdeki” Türkiye size bu büyük yatırımı hibe edecek!

*  *  *

Evet, pahalı! Ve yine evet, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda “K değeri” dahil “abartılmış” tahsisatlar da çok fazla...
Ama bu tahsisatlar “sıfırlansa” dahi elektriğin maliyeti pek değişmiyor.
Çünkü TL topluyor, dövizle yakıt alıyorsunuz.

*  *  *

Üç kişiyiz ve geçen ay bizim eve 400 TL elektrik faturası geldi.
Kıbrıslı Rum gazeteci arkadaşıma sordum, “en son elektrik faturanız ne kadar” diye...
Yine üç kişilik bir aile, iki ayda bir geliyormuş onlara, “370 Euro” dedi.
Şimdi diyeceksiniz ki “onların maşı daha iyi...”
Evet “maaş” iyi de “oran” önemli!
Biz, hane olarak, gelirimizin
% 3.6’sını elektriğe ödüyoruz, Kıbrıslı Rum meslektaşım % 4.1’ini...
Güneyde daha pahalı!
Türkiye mi dediniz?
Oradaki farkın sebebi de elektrik değil aslında doğal gaz.
Bursa’daki bir arkadaşımı aradım, “Son ay 110 TL fatura ödedim” dedi.
Ama biraz konuşunca şu eklemeyi yaptı: “Eğer elektrikle ısınmaya kalksak çok rahat 800 TL öderiz, bizde her yerde doğalgaz var, ısınma, su dahil...”

*  *  *

Şimdi “elektrik” bir kamu kurumu ya, hepimiz, gürül gürül sorguluyoruz.
Peki!
Yine bizim evde üç kişiye gelen ‘mobil telefon’ ücreti toplamı ne kadar?
Elektriğin dört misli!
İletişime aslında enerjiden çok daha fazla ödüyoruz da, “özel” olunca sesimiz çıkmıyor nedense!