Eleni Suzan’ın öyküsü devam ediyor…1
Yıllar önce bu sayfalarda trajik öyküsüne yer verdiğimiz, CON Kahveleri sahibi Hüseyin Mehmet Con’un sevgili “kayıp” eşi Eleni Suzan’ın öyküsü devam ediyor… Mehmet Con, Trikomolu Eleni’yle 1956 yılında evlenmiş ve Köşklüçiftlik’te yaşıyordu… 23 Aralık 1963 akşamı bazı mücahitler kapıyı çalarak Eleni Hanım’ı alıp gitmişler ve “kayıp” etmişlerdi… Mehmet Con’la o dönem evlenebilmek için dinini ve adını değiştirmek zorunda kalan Eleni Hanım, Suzan adını almıştı… Eleni Hanım’ı isim değiştirmeye ve Müslümanlığı kabul etmeye götüren şahıs da, Dr. Fazıl Küçük’ün eşi Süheyla Küçük’tü… Eleni Hanım’la Süheyla Hanım iyi arkadaştılar…
Eleni Suzan’ın çok ayrıntılı öyküsünü 2012 yılında bu sayfalarda ve POLITIS gazetesinde de yayımlamıştık. Bu yazıyı görenler, Eleni Hanım’ın Londra’daki kızkardeşinin kızlarından biriyle temasa geçerek “Galiba senin teyzeni yazar” diyerek ona POLITIS’teki yazımızı göndermişti. Böylece Eleni Hanım’ın kızkardeşi Panayota Hanım’ın kızı Niki bizi 2012’de Londra’dan aramış ve “kayıp” teyzesiyle ilgili daha ayrıntılı bilgiler vermişti.
Geçen hafta Kıbrıs’a gelen Eleni Hanım’ın yeğeni Niki Hanım, girişimlerimiz sonucu Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü CING’de DNA örneği verdi.
Özellikle Tekke Bahçesi’nde kazıların başlamasıyla birlikte, bu alana gerek 1963, gerekse 1974 “kaybı” bazı Kıbrıslırumlar’ın da defnedilmiş olduğu yönünde okur ihbarlarımız dikkate alındığında, Eleni Hanım için ilk kez ailesinin DNA vermesi önemli bir gelişme. Çünkü eğer buradaki kazılar başarıya ulaşır ve bu alana defnedilmiş gerek Kıbrıslıtürk, gerekse Kıbrıslırum “kayıplar” bulunacak olursa, o zaman Eleni Hanım için de sistemde eşleşebileceği bir DNA örneği bulunabilecek.
Eleni Hanım’ın yeğeni Niki’yle geçtiğimiz Cuma günü (13 Mayıs 2016) Alfamega Engomi’de buluşup kahve içiyoruz. Niki Londra’dan gelmiş, Leymosun’da kalıyordu, bugün Lefkoşa’ya hem beni görmeye, hem de “kayıp” teyzesi Eleni için DNA örneği vermeye gelmiş…
Kahvelerimizi içerken “kayıp” teyzesi de eşlik ediyor düşüncelerimize, sözcüklerimize… Ünlü kahve üreticisi Mehmet Con’la tanışıp nasıl evlendiklerini, Lefkoşa’da Köşklüçiftlik’teki evlerinden alınarak nasıl “kayıp” edildiğini konuşuyoruz…
Eleni Hanım ufak tefek bir kadınmış, Niki’ye de benziyormuş…
23 Aralık 1963’te bazı Kıbrıslıtürkler’in evinin karşısında bulunan bir fırında üç Kıbrıslırum’u öldürmesine tanık olduğu için “kayıp” edilmiş olabileceği kuvvetle muhtemel. Çünkü Eleni Hanım, Kurtumbellis’in fırınındaki bu üç korkunç cinayetin işlendiği günün akşamı “kayıp” edilmiş…
Gecenin bir yarısı kapı çalmış ve gelen “mücahitler” Eleni Hanım’ı üstündeki geceliğiyle alıp gitmişler… Bir daha onu gören olmamış…
2012 yılında Eleni Hanım’la ilgili çok ayrıntılı araştırmalar yürütmüştüm, onu tanımış olabileceklerle, komşularıyla konuşmuştum… Fırıncı Kurtumbellis’in ailesiyle de görüşmüştüm, rahmetli arkadaşım Nuritsa Nacaryan’ın yardımlarıyla… O da, fırındaki bu üç cinayeti çok iyi hatırlıyordu… Öğretmen Urkiye Mine Balman hanımı da evinde ziyaret etmiştim ve o da bana bildiklerini anlatmıştı…
Eleni Hanım’ın kızkardeşi Despinu Hanım da Mağusa’da Kemal Bey’le evliydi… Kemal Bey, demiryollarının başında, yüksek mevkilerde bir insandı…
O günlerde Eleni Hanım’ın bir fotoğrafını arayıp durmuştum ve bulamamıştım. Ama sonuçta yeğeni Niki’yle temasımız gerçekleşince, o bana Eleni Hanım’ın Despinu Hanım’la çekilmiş siyah-beyaz bir fotoğrafını yollamıştı… İki kızkardeş bir fotoğraf stüdyosunda birlikte poz vermişlerdi kameraya… Her ikisi de Kıbrıslıtürkler’le evliydiler… İkisinin de çocuğu yoktu… Bir diğer kızkardeşleri daha vardı, Anna – onun da çocuğu yoktu. Bir tek Panayota’nın çocukları vardı – Panayota Maraş’ta yaşıyordu… Böylece Niki’nin DNA örneği vermesi daha bir anlam kazanıyor çünkü üç kızkardeş vefat etmiş, dördüncü kızkardeş “kayıp” – Panayota Hanım’ın kızı Niki, diğer kızkardeşlerinin de DNA vermesini sağlayacak…
2012 yılında Niki bana göndermiş olduğu mektupta şöyle yazmıştı:
““Sevgili Sevgül,
Dün gece yazını okuyup seninle konuştuktan sonra, ne ben, ne kızkardeşlerim uyuyamadık – sürekli Eleni Teyzemizin başına gelenleri, o gece evinden alınıp “kayıp” edildikten sonra neler yaşamış olabileceğini düşündük durduk...
Hatırladığım kadarıyla Con Enişte (Ona Uncle John diyorduk) Despinu Teyzeme telefon ederek Eleni Teyzemizin “kayıp” olduğunu söylemiş. Kapı çalınmış ve teyzem kapıya bakmaya gitmiş. Geri dönmemiş, Con Enişte gidip bakmış fakat karısından herhangi bir iz yokmuş. Hatırladığım kadarıyla teyzem 1964’te değil 1963’te “kayıp” edilmişti. Teyzemin “kayıp” edildiği gece, o günün sabahında fırında cinayetlerin yaşandığı gündü ve evet, evleri fırının yanındaydı.
DEVAM EDECEK