“Ellerimden uçtu, tutamadım”
Gözlerinin önünde aniden fenalaşan 36 yaşındaki oğlunu kaybeden Nurten Reis’in gözündeki yaş altı aydır dinmiyor…
“UYUYORDU SANKİ KIYAMADIM DOKUNMAYA”… 27 Kasım tarihinde evlat acısını yaşayan Nurten Reis, “Acı haberin ardından yanına girdim, uyur gibiydi dokunmaya kıyamadım… Ölü değildi, güzelce uyuyordu”.
TEK TESELLİSİ MEZAR TAŞI… Beklenmeyen bir şekilde 36 yaşındaki oğlunu kaybeden Nurten Reis’in gözündeki yaş oğlunu defnettiği günden bu yana dinmedi. Acılı annenin tek tesellisi oğlunun isminin yazdığı mezar taşı.
Devrim DEMİR
Gaziköy’de yaşayan iki çocuk annesi 65 yaşındaki Nurten Reis, 6 ay önce hiçbir annenin yaşamak istemediği bir acıyı tattı…
Kasım ayında 36 yaşındaki oğlunu geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu kaybeden Reis, oğlunun ölümünü kabullenemiyor.
Her gün mezarlığın yolunu tutan gözü yaşlı annenin tek tesellisi oğlunun adının yazılı olduğu mezar taşı.
Avda, ayaklarına gelen bir ağrı sonucu önce Mağusa’da özel bir hastaneye ardından da apar topar Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne sevk edilen 36 yaşındaki Mehmet Reis, kaldırıldığı hastanede annesinin gözleri önünde hayata veda etti.
Yapılan otopsisinde ‘akciğerde embole’ teşhisi konulan Mehmet Reis’in ölümünün ardından annesinin gözündeki yaş dinmiyor.
Nurten Reis, evinin kapılarını YENİDÜZEN’e açtı, yaşadığı acıyı paylaştı.
“Hiçbir şeyi yoktu”
Kasım ayında Gaziköy’ü yasa boğan ölümün ardından anne Nurten Reis, ilk kez konuştu.
25 Kasım tarihinde oğlunun ava gittiğini ayaklarında yaşadığı ağrı nedeniyle, önce Mağusa’da özel bir hastaneye sevk edildiğini kendilerine haber verildiğini ve eşi ile birlikte oğlunun yanına gitmek için yola çıktıklarını anlattı.
Reis, “Av kıyafetleri ile olduğu için pijama terlik almak için durmuştuk. Telefonum çaldı ve Mehmet’i Lefkoşa Hastanesi’ne sevk ettiklerini oraya gitmemiz gerektiğini söylediler. Bende eşimle eşyaları aldıktan sonra Lefkoşa Hastanesi’ne döndük. Gece yanında ben kaldım, konuşuyordu her şeyi normaldi. Test yaptılar, tansiyonu sürekli kontrol ediliyordu her şey normal görünüyordu. Ertesi günde hastanede beraberdik, sürekli konuştuk gece ağrıları artınca hemşire çağırdım. Kalp için bir şeyler çektiler sanki nefesine doyamıyordu” dedi.
“Ellerimden kaydı, yere düştü”
Oğlunu gözlerinin önünde bir anda kaybeden Reis, hastane koridorlarında o gece yaşadıklarının hayatı boyunca gözlerinin önünde çok büyük bir acı olarak kalacağını şu sözlerle ifade etti:
“Hastanede ikinci gecemizdi, ağrısı vardı anlayamadığımız, isim koyamadığımız. Nefesine doymuyordu ama bir şey de yapamıyordum. Tuvalete gitmek istedi, gücüm yoktu hemşire çağırdım onun yardımı ile tuvalete götürdüm. Yatağına götürürken aniden ellerimin arasından yere yığıldı, gözleri kaçmıştı. Yardımcı hemşireler hemen müdahale ederek, yoğun bakıma indirdiler. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Onu yoğun bakıma aldılar bende dışarıda bekliyordum. Babasına, kardeşine haber verdim.”
“Kalbi durdu, döndüremedik”
65 yaşındaki iki çocuk annesi Nurten Reis, ilk göz ağrısı 36 yaşındaki gencecik evladının ölümüne şahit oldu. Altı aydır yaşayıp yaşamadığını anlamadığını kaydeden Reis, “Yoğun bakım kapısında beklerken, sesleri duyuyordum şok verdiklerini söylediler makine sesleri kulaklarımda. Doktor çıktı, bana oğlumun kalbinin durdurduğunu, hayata döndüremediklerini açıkladı. Öylece kalmıştım oğlumu görmek istiyordum.”
“Uyuyordu sanki dokunmaya kıyamadım”
27 Kasım tarihinde evlat acısını yaşayan Nurten Reis, “Acı haberin ardından yanına girdim, uyur gibiydi dokunmaya kıyamadım ölü değildi güzelce uyuyordu. Babası geldi, kardeşi geldi” sözlerini kullandı.
“Bu acı başka türlü bir acı”
Dokuz ay karnında taşıdığı, ona annelik hissini yaşatan ilk göz ağrısını beklenmeyen ani bir durumda kaybeden Nurten Reis, evlat acısının tarifsiz bir duygu olduğunu sönmeyen gün geçtikçe artan bir ateşin içinde yandığını şöyle ifade etti:
“Evlat acısı, ne anne ne baba ne de kardeş acısına benzer. Hepsini yaşadım ama bu bambaşka bir şeydir. Gün geçtikçe artan bir ateşin içinde yanarım, daha çok özlerim beklerim gelsin gelmez. Her gün ağlarım, her gün fotoğrafları ile konuşurum. Dinmeyen bir acı, tarifsiz bir duygu.
Bir avuç toprakla acısını dindirmeye çalışıyor
Eşinin, kızının yardımı ve sevgisi ile hayata tutunmaya devam eden gözü yaşlı Nurten Reis’in tek tesellisi oğlunun mezarı. Her gün Gaziköy’de mezarlığın yolunu tutan Reis, önce oğlunun mezarını çiçek ve tütsülerle donattıktan sonra mezar taşına sarılıp saatlerce gözyaşı döküyor. Bir avuç toprakta teselli arayan gözü yaşlı anne, acısının oğluna kavuşacağı gün son bulacağını sözlerine ekledi.