Cemal aba, vardı...
- ‘Kocakarı’ derlerdi...
Hep evinin önünde otururdu, kapının dibinde, sekinin üstünde.
Bir kadının adını niye ‘Cemal’ koymuşlardı, bilmezdik...
Sormaya çekinirdik...
Korkardı herkes, Cemal abadan...
Söylenirdi kendi kendine...
Dik dik bakardı, kocaman gözleriyle...
Ama yerinden kalkmazdı...
Kimseye sataşmazdı...
Bakardı sadece...
Bu nedenle korkarlardı zaten...
“Gözü tutardı” çünkü!..
Düştük mü, kanattık mı bir yerimizi, hemen sorarlardı, “Okula giderken Cemal aba gördü mü?”

***

Cemal Aba’nın evinin karşısı, yazlık sinemaydı...
Yıldızların altında, gece serininde izlenirdi filmler...
Girne’nin iki sineması vardı zaten, ‘ganimet’ sanırım ikisi de...
Birinin, ‘Emek’ti adı...
Diğeri ‘Barış’...
Biri yazlık, bir kışlıktı ve ikisine de yürüyerek giderdik ne güzel...
İkisine de gitmek için Cemal abanın kapısının önünden geçmek gerekirdi, mutlaka...
‘Emek’te bir ‘karete’ filmi vardı, dört seferde izlemiştik; kopardı film, biletler geri dağıtılırdı, ertesi geceye...

***

Biz çocuktuk, Cemal aba yaşlıydı...
Şimdi, muhtemelen yoktur hayatta...
Önünden geçince...
Ve göz göze gelince...
Mutlaka ki evde bir tutam zeytin yaprağı yakılır, üzerine el sallanırdı...
‘Göz’den arınırdık böylece...

***

Bir gün, bisikletten düşmüştüm...
Yüzüm gözüm kan içinde...
Kendi deliliğimdi...
- “Ne yaptın sen” dediler...
Yalan söyledim...
“Cemal aba baktı” dedim...
Oysa ki, çıkmıştım yoldan...
O gün bu gün de, pek ‘yoluna’ giremedim...

***

Şimdi...
Cemal aba yok şimdi..
‘Emek’ depo oldu...
‘Barış’ market...
Ve kem gözler kolay kolay gitmedi üzerimizden...
----------
 

PROTOKOL

PROTOKOL komedisi var bizde, çok yazdım.
Ama kimsenin düzeltmeye cesareti yok...
Hem zaman kaybı...
Hem de onca insan boşuna meşgul ediliyor.
Meselenin ekonomisi de cabası...
Talat güzel özetlemiş:
“Türkiye’den KKTC’ye yapılan ziyaretlerde,  hemen her gelen Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Büyükelçi, Kolordu Komutanı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanı’nı ziyaret ediyor. Bir Bakanın ziyaretinde bütün bu silsilenin izlenmesi büyük zaman kaybı... Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı, Türkiye’ye gelen her bakanı kabul etmiyor. Bu tuhaf protokolü düzeltmek gerekiyor...”
--------
 

Hafta sonu notları

• MAL VARLIĞI. .. Lefkoşa’nın yeni BELEDİYE BAŞKANI Kadri Fellahoğlu, geçtiğimiz hafta ‘mal varlığı’nı açıkladı, tek tek... Doğrusu bu... Tebrikler, teşekkürler...

• KARPUZ-HELLİM-EKMEK...  Karpuz aldım marketten, ‘yaz’ sofrasını kurmak için!.. Tadı bir başka... Kıbrıs’ın toprağından çıkmamış, besbelli...

• OLABİLİYORMUŞ... Hani diyorlar ya, ‘Türkler-Rumlar’, ‘Kürtler-Türkler’, ‘Türkiyeliler-Kıbrıslılar’... Birbirini ‘istemiyor’, sevmiyor bunlar... 1 Mayıs yürüyüşüne katılanlar gördü... Nasıl da bir arada yürüdü, sloganlar attı tüm kesimler... Ve kimsenin ne burnu kanadı, ne de incindi düşleri...

• Meclis’teki ‘oruç’ listesini Taçoy tutuyormuş meğer... İlk seçimde ‘vekil’ olamazsa, ‘Din İşleri Başkanlığı’ şimdiden garanti (!)