‘Emek’li yıllarda Yaşar Tevfikler
Öğretmenler Sendikası’nda buluştuk Yaşar hocamla… Zaten emeklilik günlerinde her gün uğradığı bir adresmiş Sendika… Yaşar Tevfikler, “emek’li yıllar” sayfamıza konuk oldu bu hafta…
Tayfun Çağra
Öğretmenler Sendikası’nda buluştuk Yaşar hocamla… Zaten emeklilik günlerinde her gün uğradığı bir adresmiş Sendika… Yaşar Tevfikler, “emek’li yıllar” sayfamıza konuk oldu bu hafta… Lise’den sonra kendi anlatımıyla EOKA’ya karşı polis örgütünde özel bölümde çalışmış. 2 seneden sonra Öğretmen Koleji’ne girmiş, mezun olduktan sonra 2 sene öğretmenlik yapabilmiş ve 63 olaylarıyla birlikte TMT yılları… Daha sonra yine öğretmenlik ve 30 yıllık öğretmenlik, müdürlük derken emeklilik yılları…
Önce Yaşar Tevfikler kimdir, nerde doğdu, nerde büyüdü, oradan başlayabilir miyiz?
1936 doğumluyum, Doğancı’da doğdum, ilkokulu iki sene Doğancı’da yaptım, ondan sonra mezuniyetimi Gaziveran’dan aldım. Duhul imtihanına girdim…
Duhul imtihanı, burs imtihanı mı?
Evet, o zaman memleketin her tarafından Lefkoşa’da bir okul vardı. Duhul imtihanı denen bir şey vardı, bütün memleketin her tarafından gelirler, o duhul imtihanına girerler, geçenler bir 50-60 kişi kadar, iki sınıf geçtiydi. 30’dan 60 kişi o okula lisenin orta kısmına girdik ve 7 sene lisede okudum. Commercial (ticaret) bölümünde okudum. O zaman lisede kolej 3’e bölünürdü, bir akademik vardı bir da ticaret bölümü vardı.
Yani akademik bölümde lise bittikten sonra üniversiteye gitmek için hazırlanılırdı.
Evet, evet. Ve genelde bu akademiye giren kısımlar genelde İngiltere’yi seçerlerdi.
KOLEJ’DEN ÖNCE POLİSLİK
Üçüncü bir ülkeyi…
Evet, lise kısmından mezun olanlar da Türkiye’de, ticaretten de genelde Kıbrıs’ta kalacak olanlar. Çünkü paraları yok, maddi durumları iyi değildi. Onlar kalırdı, ben da o liselerin içerisinde commercial bölümünü seçtim ve commercial’dan mezun oldum.
Ondan sonra, herhalde Öğretmen Akademisi, o zamanki Öğretmen Koleji…
Evet, Öğretmen Koleji, yalnız 2 sene farkımız vardı. Fark dediğim o zaman Rumlar, EOKA’ya katıldılar, mücadele verirlerdi. 2 sene de polisliğim vardı benim. 2 sene special bölümünde, özel bölümde…
Polis nasıl oldunuz, liseyi bitirdikten sonra mı?
Evet; 2 sene.
Nasıl olur yani, onun sınavı mı vardı, yoksa “gel polis ol” mu derlerdi…
EOKA’nın başladığı zamanlarıdı…
Evet ona karşılık bir örgüt gibi bir şey miydi?
Evet, örgüt gibi bir şey. Special costabl (özel memur).
Özel birlik gibi…
Özel Birlik. Biz 3-5 kelime İngilizce bilirik diye bizi de özel bölüme aldılar.
Öğretmen Kolejine girmeden önce mi polislik yaptınız?
Evet 2 sene…
ÖĞRETMENLİĞE BAŞLAYIŞ
Rumlar tarafından kurulan EOKA Örgütüne karşı Türk tarafında oluşturulan bir örgüt ve orada 2 sene görev yaptınız...
Evet, evet…
Ondan sonra, Öğretmen Koleji mi, yoksa?..
Ondan sonra Öğretmen Kolejine girdik. 2 sene de Öğretmen Koleji’nde ettik. Ondan sonra da Arpalık’a tayin olduk.
İlk tayin Arpalık. Ne kadar yaptınız orda?
Evet. 1963 olayları başlayana gadar. 61’de mezun oldum. 1963’te olaylar başlayınca Milli Mücadele’ye katıldık.
TMT YILLARI
TMT saflarındaydınız yani.
Evet TMT saflarında da Bayraktarlıkta görev aldım. Asıl silahların olduğu yerde.
Öğretmenliğe öyle bir ara verdiniz demek ki o dönemde, ondan sonra ne yaptınız?
Ondan sonra 70 – 71’de Boğaz’da…
63’ten 70–71’e; yani öğretmenliğe 7 sene ara verdiniz. Peki nereye gittiniz 70–71’de?
70–71’de terhis olduktan sonra Boğaz’da, Fota’da öğretmenlik yaptım. Ondan sonra da Lefkoşa’daki Atatürk İlkokuluna gittim.
Orada kaldınız mı, yoksa oradan da başka yere mi gittiniz?
Orda, müdürlüğüm falan hep Atatürk’te oldu.
Yani oradan mı emekli oldunuz?
Evet, ordan emekli oldum.
Demek ki 1 – 2 – 3 tane okul; öyle mi? Önce Arpalık, daha sonra Fota, daha sonra da Atatürk. Atatürk’te Müdürlük ve emeklilik…
Evet…
MAZİDE FUTBOLCULUK VAR!
Peki nasıl geçti o okul yılları diye soralım. Sevdiğiniz yönleri, sevmediğiniz yönleri; nasıl geçti öğretmenlik yılları. Mesela aklınızda olan, unutamadığınız anılarınız…
Genelde ben eğitim kısmında daha ziyade beden eğitimi. Ben ayrıca futbolcuyum. Yenicami’de…
Bunlar önemli… Askerlikle geçti yıllar, ne zaman oynadınız peki Yenicami’de… Yani TMT’ydi, Özel Birlikti derken Atatürk’e geldikten sonra mı oynadınız?
Evet, daha önceleri Atatürk’e gelmeden önce bölgeler arasında futbol maçları yapılırdı, o maçlarda da bizim 55. Bölük diye bir şeyimiz vardı, o bölükte…
Askerken demek ki, yani Fota’ya gitmeden önce bir futbol yaşamı vardı.
Evet vardı.
55. Bölük olarak oynardınız; Sahanın neresinde oynardınız, orta saha, forvet mi yoksa yoksa her tarafta mı?…
Her tarafta oynardım ben. Senterfor oynadım, sağ bek oynadım, sol bek oynadım, gereken yerlerde oynadım. Sol açıkta başladım, sağ bekde bitirdim.
Sahayı dolaştınız yani…
Evet.
Atatürk’e gittiğinizde devam etti mi futbol?
Biraz devam etti.
Yenicami’ye mi geçmiştiniz ordayken?
Yenicami’ye 1963’te olaylar başladı, ondan evvel Yenicami’de oynardım.
63’ten önce…
Evet 63’ten önce Yenicami’de oynardım.
EMEKLİLİK VE ASİ TORUN
Demek ki önce Yenicami’de oynadınız, ondan sonra 63 olaylarından sonra askere gidince orda da oynamaya devam ettiniz.
Evet…
Evet Yaşar Hocam, emekli oldunuz; hangi sene emekli oldunuz?
1978-79…
71’de Fota’da görev aldınız; Fota’da kaç yıl kaldınız?
Fota’da 1 yıl kaldım.
Ondan sonra Atatürk’e geldiniz. Kaç yıl kaldınız Atatürk’te öğretmenlik ve müdürlük süresi?
Bütün öğretmenliğim Atatürk’te geçti.
O zaman, 79’da emekli oldunuz dediniz; yani 7 – 8 sene mi yaptınız Atatürk’te...
79 – 80 da olabilir.
79 – 80 olursanız hadi 8 – 9 sene Atatürk’te öğretmenlik, müdürlük.
Evet öyle…
1980 diyelim o zaman. 1980’de emekli oldunuz. Demek ki 38 – 39 senedir emeklilik sürüyor.
60 yaşında emekli oldum…
O zaman 80 değil, 96’da emekli oldunuz… 60 yaşında emekli olduysanız 96’da…
Evet 96’da emekli oldum… Tam yaştan çıktım emekliye.
Demek ki Atatürk’e 72’de gittiyseniz, 72’den 96’ye, 24 sene. Atatürk’te 24 sene öğretmenlik ve müdürlük yaptınız. Peki hocam, o zaman emeklilik günleriniz nasıl geçiyor diye soralım.
Emeklilik günlerim sendikada. Sabahleyin sendikaya bir uğrarım. Ondan sonra Mücahitler Derneği’nin yönetim kurulundayım, Kardeş Ocağına mutlak surette uğrarım.
Peki başka… Aile, çoluk çocuk, torun var mı?
Var, kızım DAÜ’de öğretim üyesi, damadım da orda öğretim üyesi. Bir de kendi adımda Yaşarımız var; torun, o da Girne English School’da… Annesi babasıyla ingilizceyi konuşuyor güzel bir şekilde.
Kaç torununuz var, bir mi?
Evet bir tanedir.
1 kızınız, damadınız ve bir torununuz.
Evet.
Torunla ilişkileriniz nasıl?
Bazan asilik yapar, ben da hakikatten asiydim;
Sizden çekti demek ki…
Evet, benden çekti; ama çok severim ben bu hallerini; yani öyle uyuz uyuz otursun ben sevmem yani. Aktif olacak, dedesinden çekti densin yani.
HEM ÖĞRETMEN HEM MÜCAHİT
Peki hocam çok teşekkür ederim. Benim soracaklarım bunlar ama sizin söylemek istedikleriniz varsa, eklemek istediğiniz bir şey varsa onu da alalım. Örneğin şimdiki eğitim sistemi ile ilgili bir şeyler söylemek isterseniz… Öğretmenler Sendikasındayız şu an ama belki öğretmenlerle ilgili eleştirileriniz, tavsiyeleriniz olabilir…
Benim söylemek istediğim biz mücadele verdik, bir de mücadelemiz sabahleyin okula giderdik, okuldan sonra geceleyin de nöbete giderdik. Ama herkes bunu gabullenirdi yani, şimdiki gibi askere gidecek de zavallı bir durumdadır da yok… Hiç gözümüzün yaşına bakılmazdı… Hem öğretmenlik hem mücahitlik. Gendimize has severdik; zaten sevmeden yapılmaz bu işler.
Öğretmenlik yani.
Öğretmenlik da mücahitlik da… Hem öğretmendik, sabahleyin sınıfa giderdik, geceleyin nöbede giderdik.
Kolejdeyken giderdiniz. Lisedeyken giderdiniz değil mi?
Öğretmenikan…
Yok, ben hatırlıyorum da benden büyükler lisede okurlarken galiba son sınıftayken geceleyin bir de mücahitliğe giderlerdi.
O başka; öğretmenler de öyleydi.
Evet anladım.
Öğretmenler de sabahleyin okula gider ders verir, geceleyin da nöbete giderlerdi.
Şimdiki öğretmenler çok rahat diyorsunuz…
Çok, çok rahat ve bir de parası… Biz 30 lira alırdık.
O zaman da iyi paraydı 30 lira herhalde.
Herkes 30 lira alırdı. Biz 30 lira aldığımız için göze batardı. Fazla görünürdü ve bunun yarısını dağıtırdık o çocuklara; ben öyle yapardım yani.
“KARPUZUN İÇİ ÇOCUKLARA, KABUĞU BANA…”
Çocuklar derken, öğrencilere mi?
Evet lise öğrencilerine, 2’şer şilin vereyimmişim kendilerine de sinemaya gitsinler.
Dayanışma vardı, yardımlaşma vardı.
Evet, dayanışma vardı, yardımlaşma vardı. Mesela bizim köyden, Gaziveranlıyım ben, Gaziveran’dan köhün gelirdi. Şimdi gelir, eee çocuklar nohut, fasulye yemeden bitkin olurlardı, köyden gelirken annemiz, babamız sepet yapardı yollardı. Tabii ki şimdiki bolluk yoğudu yani. Bir da binde bir vasıta çıkıp da köyden gelecek sana. Geldiğinde da arkadaşların söylediği gibi; Gelmiş karpuz köyden, kesmişim da dağıttım, ondan sonra da bölükten söylerler, karpuzun gabuğunu sıyırıp yemişim. Ben söylemem, başkaları söylerdi; ‘bu Yaşar diyorlar karpuzu dağıtır dilim dilim herkese verir, gabuğunu da gendi yer.
Karpuzun içini başkaları, kabuğunu da siz yerdiniz yani!.. Peki hocam çok teşekkürler ediyoruz.
Ben teşekkür ederim.