En anlamlı düzeltme
IŞIK Kitabevi’nin ödül gecesinde sunum yapıyordum ve dil alışkanlığı ile “Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği” diyerek, başkanı sahneye davet ettim.
Hayatımdaki en güzel düzeltmelerden birini yaptı, sevgili Emel Kaya…
“Kıbrıs Türk değil” dedi, “Kıbrıs Sanatçı Yazarlar Birliği.”
Türk ya da Rum yerine…
Kıbrıs.
Eş başkanları var, Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum…
O nedenle, böylesi bir birliğin aslında etnik kimlikleri inkar anlamına gelmediğini de görüyoruz.
Ada’nın güzelliği de tüm bu kimliklerin varlığı değil mi zaten…
Çoğulculuk var.
“Biz” duygusu eksik yalnızca…
* * *
O kadar çok alıştık ki, bir yanda Kıbrıs, diğer yanda Kıbrıs Türk adıyla örgütlenmeye!
Bir diğer ilginçlik de şu: Adanın güneyinde “Kıbrıs Rum” diye örgütlenmiyor hiçbir grup!
“Kıbrıs”ı terk eden, ettirilen, bizler olmuşuz nedense…
* * *
Kıbrıs Futbol Federasyonu...
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu…
Kıbrıs Ticaret Odası…
Kıbrıs Türk Ticaret Odası…
Kıbrıs Tabipleri Birliği…
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği…
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası…
Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı…
Kıbrıs Türk Belediyeler…
Kıbrıs Türk Eczacılar…
Kıbrıs Türk…
Uzayıp gidiyor böylece…
* * *
Kıbrıs adasında neredeyse elli yıldır “ayrı ayrı” yaşamayı deniyoruz ancak bunun yansımasında hayat kalitemiz, güvencemiz, ufkumuz genişlemiyor.
Bu ayrılık halleri özellikle Kıbrıslı Türklerin hayatını sıradanlaştırıyor.
Gelecek göremiyoruz.
Bir “küresel salgın” yaşıyoruz örneğin, pandemi her gün can alıyor yurdumuzdan ve yine de ortak mücadele edemiyoruz.
Sağlık imkanlarımızı birleştirsek, hem hastane, hem de laboratuvar, hele de insan kaynağımızı, böyle olmayacak.
Bir çevre felaketinin orta yerindeyiz ve “işbirliği” kimsenin aklına gelmiyor.
Kıbrıs’ın her iki yanında “liderlik” unvanına sahip olanlar ne yazık ki ayrılıktan, düşmanlıktan hatta nefretten besleniyorlar.
Sınırların milliyetçilik ve dinle çizildiği yerde insanlığa alan kalmıyor.
O nedenle sivil topluma düşüyor görev “tek Kıbrıs”ı yaratmak için!
* * *
Kıbrıs’ın bütününde çoğulcu bir anlayışla örgütlenebilmeliyiz.
“Kıbrıs Sanatçı Yazarlar Birliği” gibi örgütlerin sayısı çoğalmalıdır, kesinlikle…
Çünkü yurdumuz ve geleceğimiz ortaktır…
En önemli başkaldırı bu olacaktır, güzel yurdumuzu köhneliğe, sıradanlığa, çapsızlığa ve aslında dünyasızlığa mahkum etmek isteyenlere karşı…
* * *
Kimin, hangi dili konuştuğu, kendini hangi etnik kimlikte gördüğü, inancının ne olduğu ya da olmadığından daha önemlisi yurt sevgisidir ve insan sevgisi…
Sınırsızlığımız bu olmalı bizim…
Kıbrıs!
Yeter de artar hepimize…