Kıbrıs Türk Klasik Otomobil Derneği Başkanı Burçin Aliusta, klasik araçlara ve antikaya olan ilgisini, nasıl profesyonelleştirdiğini, küçük bir hobiden dernek başkanlığa geldiğini anlatıyor.

 

“Ailece zevk alınabilen, her yaştan insanın katılabileceği etkinlikler düzenliyoruz”

Dila ŞİMŞEK

Kıbrıs Türk Klasik Otomobil Derneği Başkanı Burçin Aliusta, mobilya malzemeleri ve aksesuarları üzerine olan aile şirketinin kardeşleri ile birlikte direktörlüğünü yapıyor.

Klasik otomobillere hep ilgisi olduğunu söyleyen Aliusta, bununla ilgilenmeye bir türlü vakit ayıramadığını, 2009’da eşi ile birlikte bir hobiye başlama kararı ile bir araç aldıklarını ve haftasonları gezdiklerini anlatıyor.

Klasik arabayı aldıktan sonra, çevresindeki arkadaşlarının da aracılığı ile dernekle çalıştığını, yarıştan geziye, sergiden hazine avcılığına birçok faaliyete katıldığını belirtiyor.

“Gezi etkinlikleri ile çocuklar hem iyi vakit geçirebiliyor, hem de trafiğin ve tarihin önemini kavrayabiliyorlar”

2015’e kadar yarıştığını, iki kez şampiyonluk elde ettiklerini kaydeden Aliusta “Şu anda başkanı olduğum derneğe daha aktif katıldım. Küçük görevler almaya, kendi fikirlerimi dile getirmeye başlamıştım. Dernekteki arkadaşlarımın da desteği ile önce genel sekreter, sonra as başkan, şimdi ise başkan oldum. Benim için çok güzel bir süreçti” diyor.

Aliusta, son yaptıkları faaliyete 130 arabanın katıldığını, 1000’in üzerinde dernek üyesi, 2500’ün üzerinde ise kayıtlı klasik aracın olduğunu ifade ediyor.

Özellikle ailece yapılacak en iyi faaliyetin klasik araba ile olduğunu söyleyen Aliusta, “Ailece zevk alınabilen, her yaştan insanın katılabileceği etkinlikler düzenliyoruz. Gezi etkinliklerimizde, telefon ve tabletleri yasaklıyor, ailelere çocuklarına etrafı anlatmalarını, tarihi eserleri göstermelerini, küçük görevler vermelerini istiyoruz. Bu sayede hem iyi vakit geçirebiliyor, hem de trafiğin ve tarihin önemini kavrayabiliyorlar. Çocuklar etkinliklerimize çok severek katılıyor” diye konuşuyor.

“Bu araçlar, bir savaş gördü, bir aileyi geçindirdi, birçok noktayı gezdi…”

Klasik otomobillerin bir yaşanmışlığı olduğunu dile getiren Aliusta, “Bir aracın klasik sayılması için 25 yıldan büyük olması gerekiyor. Bu araçlar, bir savaş gördü, bir aileyi geçindirdi, birçok noktayı gezdi, yani manevi olarak bizim için çok önemli çünkü hikayeleri var. Bu sayede araç sahibi ile araba, birbirine bağlanıyor, her şeyiyle bireysel olarak ilgileniyor ve restorasyonunu sağlıyor” diye anlatmaya devam ediyor.

Sıklıkla etkinlik düzenlediklerini belirten Aliusta, kış ayları haricinde faaliyette olduklarını, 9 ayda 11 etkinlik yaptıklarını söylüyor.

Aliusta, ‘Tomofil’ adında dergi yayımladıklarını, bunu tamamen ücretsiz olarak üyelerine dağıttıklarını ekliyor, kar amacı gütmeyen bir Sivil Toplum Örgütü olduklarını vurguluyor.

“Tüm klasikseverlerimizi derneğimize bekliyoruz”

En büyük hayalinin bir klasik otomobil müzesinin yapılması olduğunu kaydeden Aliusta sözlerine şöyle devam ediyor: “Hedeflerimizin üzerine çıktık, ancak benim en büyük isteğim, klasik otomobil için bir araç müzesinin olması. Bunun için ilgili makamlara talepte bulunduk. Atıl durumda olan depolardan birini, tamamen biz katkı koyarak yapılandırmak istiyoruz. Bunun hem burada yaşayan halkın, hem de turistin ilgisini çekeceğine inanıyoruz. Bu süreçte basın bize çok destek oldu, BRT yarışımızı canlı yayımladı, YENİDÜZEN spor ödüllerinde verdiği ödülle bizi gururlandırdı, birçok örgüt bize ulaştı ve sponsorların da büyük katkıları ile bugünlere kadar geldik. Tüm klasikseverlerimizi derneğimize bekliyoruz”