En iyi sonuç:‘Referans kavramlarda uzlaşı’
Sivil Toplum temsilcileri ve siyasiler, Berlin’de gerçekleşecek 3’lü Zirve’den çıkabilecek en iyi sonucun ortak referans kavramları üzerinde uzlaşılması olduğunu belirtirken, beşli görüşmenin de önünün açılması gerektiğine işaret ediyor…
YENİDÜZEN’in konuştuğu Kıbrıs barış sürecini yakından izleyen isimler, Berlin’deki zirvede tüm taraflardan “yapıcı bir kararlılık” beklentisini dile getirdi.
CTP Milletvekili Fikri Toros: “Liderler, BM kararları ve federal çözüme bağlılıklarını teyit etmelidir. Ayrıca gayrı resmi beşli bir konferansın önü de açılmalıdır.”
Yeni Kıbrıs Partisi Sekretarya üyesi Alpay Durduran: “Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün devam etmesi Birleşmiş Milletler kararlarına aykırıdır. Sanıyorlar ki çözüm sağlanamazsa BM vazgeçecek, vazgeçemez.”
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu: “Akıncı, olmazsa olmaz deme cesaretini göstermelidir.”
TDP PM ve Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Evrim Benzetsel: “Referandum tarihi belirlenmesi en iyi sonuç, en ileri adım olur. Bu görüşmenin beşli bir görüşmeye gitmesini dilerim.”
AP Üyesi Niyazi Kızılyürek: “Adanın kalıcı bölünmesi durumunda kuzeyde Türkiye Cumhuriyeti, güneyde de Kıbrıs Cumhuriyeti olacaktır. Başka bir şey ummak, rüya görmektir.”
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Okan Dağlı: “Taraflar çözüme varmak için muhakkak birbirinin dilini iyi anlamalı ve yakınlaşmaları kabul edecek cesarette olmalıdırlar.”
Unite Cyprus Now Aktivisti Kemal Baykallı: “Beklentiler düşük. Bir uzlaşı ancak Genel Sekreter’in aktif ve kararlı olmasıyla mümkün olabilir”
İnsan Hakları Derneği Başkanı Emine Çolak: “Beklentim sınırlı”
Peace Research Institute Oslo (PRIO) Araştırmacısı Mete Hatay: “İki tarafı dönüştürecek adımlar atılmasını bekliyorum”
Fehime ALASYA- Devrim DEMİR
Sivil Toplum temsilcileri ve siyasiler, Kıbrıslı liderler ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 25 Kasım’da Berlin’de yapacağı görüşmeye yönelik ön görülerini YENİDÜZEN’le paylaştı.
Berlin’deki görüşmelerden çıkabilecek en iyi sonucun ortak referans kavramları üzerinde uzlaşılması olduğunu dile getiren ilgili kesimler, ardından beşli görüşmenin de önünün açılması gerektiğini kaydetti.
İki toplum liderlerinin ve Birleşmiş Milletlerin nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğine de değinilirken, ‘kararlılık’ konusunda fikir birliği ortaya konuldu.
Liderlerin, BM kararlarına ve geçmişte varılan yakınlaşmalara bağlı kalması gerektiğine değinirken, BM’nin tavrında ise kararlığın önemine değinildi.
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Okan Dağlı:
“Liderler yapıcı olmalı, çerçeveye bağlılık açıklanmalıdır”
“Zirveden çıkabilecek en iyi sonuç özellikle 30 Haziran 2017’de taraflara sunulan Guterres çerçevesi olarak bilinen belgenin netleşmesi ve kabulü olacaktır. Bununla yakınlaşmalar bir adım daha ileriye taşınacaktır. Beklentim bunun masaya konması ve kabulüdür. Liderler yapıcı bir tutum sergilemezse, önceki zirvelerden farkı olmayacak. Taraflar çözüme varmak için muhakkak birbirinin dilini iyi anlamalı ve yakınlaşmaları kabul edecek cesarette olmalıdırlar.
BM Genel Sekreteri Crans Montana’dan sonra özellikle tarafların cesaretli adım atmaları ve bir noktada buluşmaları gerektiğini söylemişti. BM’nin tutumu artık tarafların olumlu bir adım atmaları yönünde olacaktır. Birleşmiş Milletler, sonuç alıcı müzakereler için mutlaka teşvik edici olmalıdır. Referans Şartları kavramını da bir anlamda, müzakereleri engelleyen bir unsur gibi ortaya koymayı doğru bulmuyorum, aslında, Guterres çerçevesi bu şartları içeriyor. O nedenle, Berlin’de Guterres çerçevesinde uzlaşının ilan edilmesi ve bu konferansın önünün açılması hedeflenmelidir.”
Unite Cyprus Now Aktivisti Kemal Baykallı:
“Uzlaşı için Genel Sekreter’in tavrı önemlidir”
“Beklentilerin her iki tarafta da düşük olduğunu not almak lazım… Buna rağmen Lute’un girişimleriyle özellikle son güvenlik konseyi kararı geçmiş uzlaşılara ve Kıbrıslı Türklerin de eşitliğine gönderme yapan karardı. Dolayısıyla Berlin’de bir uzlaşı olması Genel Sekreter’in aktif ve kararlı olmasıyla mümkün olabilir. Her iki liderin de pozisyonları biliniyor. Anastasiadis, Crans Montana sonrası farklı açıklamalar yapmış olsa da geçmiş uzlaşıların son güvenlik konseyi kararına girmesi bu konuda mutabakata varılmayı kolaylaştırıcı bir adım olmuştur. Bu yüzen hem BM hem de liderler bu konuda gerekli kararlılığı gösterirlerse bir ortak bir referans belgesine ulaşılabilinir. Bu da ileride bir beşli zirvenin önünü açabilir.
Bu konuda Türkiye’nin duruşu ve tarihine ilişkin duyduğumuz bası söylemler var. Ama eğer Berlin’de bu referans belgesi konusunda bir uzlaşıya varılırsa beşli görüşme için tarafların hayır demesi zorlaşacaktır.
Eğer Berlin’de de bir gelişme olmazsa başka büyük güçler bizi belli çözüme zorlayabilirler. Kıbrıslıların devre dışı kalma riski vardır. Bu zirveden çıkabilecek en iyi sonuç ortak referans belgesinde uzlaşılması olacaktır. Bu uzlaşılara bir gönderme yapılır ve bir sonraki adım olan beşli zirvenin de önü açılır.”
CTP Milletvekili Fikri Toros:
“Liderler BM kararlarına bağlılık teyit etmelidir”
“Birleşmiş Milletler kararları ve parametreli çerçevesinde liderlerin referans kavramları üzerinde bir mutabakat sağlaması Berlin’den çıkabilecek çıkabilecek ne iyi sonuç olur. Liderlerin sergilemesi gereken tutum bence öncelikle BM kararlarına bağlılıklarını teyit etmeliler. İki bölgeli, iki toplumlu bir federal çözüm modeline bağlılıklarını teyit etmeliler. İkincisi de 11 Şubat 2014 ortak metne bağlılıklarını teyit etmeleri lazım. Crans Montana itibarıyla varılan tüm yakınlaşmalara bağlılıklarını teyit etmeleri lazım, 30 Haziran 2017 tarihli Guterres çerçevesine bağlılıklarını teyit etmeleri lazım. Bundan sonra da yapılacak resmi müzakerelerin bir stratejik siyasi anlaşma hedefi doğrultusunda sonuç odaklı olması ve ucu açık olmayan şekilde olması prensiplerine b ağlılıklarını teyit etmeleri lazım. Son olarak bu olası müzakerelerin şekillendirilmesi için bir gayri resmi beşli bir konferansın önünü açılmasını sağlamaları lazım. Bence BM’nin tavrı tüm bu söylediklerim üzerinde liderleri cesaretlendirecek bir tavırda olacaktır. Aralarında olsa farklılıkları giderilmesine yönelik yardımcı olacağını düşünüyorum. Bir stratejik anlaşmaya varılmasının aciliyetini anlatacağını düşünüyorum.”
AP Üyesi Niyazi Kızılyürek:
“BM, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların doğru bilgi edinmelerine yardımcı olmalıdır”
“Berlin’deki görüşmeden çıkabilecek en iyi sonuç, iki liderin referans şartlarında en iyi sonucu almak ve tam bir görüş birliğine varmalarıdır.
Fakat mümkün görünmüyor. Çünkü izlenen müzakere yönteminde başlıklar arasında çapraz görüşme söz konusudur. Yani bir konu başlığında bir şey almak veya vermek için, diğer konu başlıklarında ne alıp verileceğini görmek isteyeceklerdir. Örneğin Kıbrıs Rum tarafı Garantiler ve Güvenlik başlığında anlaşma olmadan Güç Paylaşımı ve Kararlara Etkin Katılım konusunda elini açmak istemeyecektir.
Durum böyle olduğundan, ben Berlin’de referans şartlarında tam bir anlaşma beklemiyorum. Yine de liderlerin ileri adımlar atmasını ve çok konuşulan beşli görüşmenin önünü açacak kadar esneklik göstermelerini bekliyorum.
Liderler, BM Genel Sekreteri’nin uyarılarını dikkate almalıdırlar. Kıbrıs Sorununun çözüme kavuşturulması bakımından yeni bir durumla karşı karşıyayız. Artık eskisi gibi uzun müzakere yapmanın koşulları yoktur. Fakat federal devletten başka gerçekçi çözüm de yoktur ve bunun bilincinde olmalıdırlar. İçten içe iki devletli veya konfederal çözüm temenni etmek, yanılsama içinde yaşamak demektir. Adanın kalıcı bölünmesi durumunda kuzeyde Türkiye Cumhuriyeti, güneyde de Kıbrıs Cumhuriyeti olacaktır. Başka bir şey ummak, rüya görmektir. Liderler tarihi sorumluluğun bilinci içinde olmalı, zaman faktörünü dikkate almalı ve Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların ortak bir yurtta kalıcı barışa erişmeleri için uğraşmalıdırlar.
Birleşmiş Milletler, iki liderin tezlerini yakınlaştıracak öneri ve görüşler ortaya koymalıdır. Ayrıca, beşli görüşmenin zeminini hazırlamalıdır, çünkü beşli görüşme olmadan bazı müzakere başlıkları maalesef kapatılamıyor... Bu noktada, Türkiye’ye, Kıbrıs Türk toplumunun iç politikasında manevra yapabilmek için beşli görüşmeden kaçma fırsatı vermemelidir.
Ayrıca şunu da önemsiyorum: BM, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların doğru bilgi edinmelerine yardımcı olmalıdır. Taraflardan kimin ne yaptığını bilmek, yurttaşların hakkıdır.”
Yeni Kıbrıs Partisi Sekretarya üyesi Alpay Durduran:
“Bölünmüşlüğün devamı BM kararlarına aykırıdır”
“Ne yazık ki Türkiye tarafı çok çelişkili mesajlar veriyor. En sert çıkan, sayın Akıncı’nın oraya gitmesini bile istemeyen Başbakan Tatar oldu. Büyük bir gürültü içerisinde, görüşmelerin bir sonuç vermeyeceği gibi bir yerden, bu süreç engellenmeye çalışılıyor. BM’ye de taraflar hazır değildir mesajı vermek istiyorlar. Bu korkunç bir yanlış... Kıbrıs çok tehlikeli bir yere taşınıyor. Bölünmüşlüğün devam etmesi Birleşmiş Milletler kararlarına aykırıdır. Şimdi doğal gaz sorunu varken, çok tehlikeli ve dengesiz bir durum hasıl oldu. Kararsız bir dünya ortamında biz de Kıbrıs’ta karamsar bir ortam yaratıyoruz. Ortadaki tek olumlu durum sayın Akıncı’nın çözüm için ısrarlı olmasıdır. Her konu başlığını incelediğimiz zaman varılan mutabakatlar çözüme yeter de artar bile. Liderler aralarında anlaşsın yeter. Zaten BM de bunu istiyor. Sanıyorlar ki çözüm sağlanamazsa BM vazgeçecek, vazgeçemez. Dünya devletleri bu sorunun çözümünü istiyor. Çözüm için herkes çaba göstermelidir, sürece destek vermelidir.”
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu:
“Akıncı, olmazsa olmaz deme cesaretini göstermelidir”
“Berlin’de gerçekleşecek olan toplantının gayri resmi olduğunu herkes kabul ediyor. İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da ifade ettiği gibi bir beklenti yok. Ortada bir vizyon oluşmadı, tekrardan bu süreci başlatmak için çaba gösteriliyor. Kıbrıs Rum Yönetimi bu adayı, zenginlikleri Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istemiyor. Bu görüşmelerdeki en büyük sıkıntı, Kıbrıs Rum Yönetiminin paylaşmama zihniyetidir. Kıbrıs Türk tarafının lideri, süreci uzatmamalı. Akıncı, olmazsa olmaz deme cesaretini göstermelidir. Berlin görüşmesinde Akıncı cesaretli adım atarak, Kıbrıs Rum Yönetimi aynı tutumu gösterecekse, görüşme sürecinin bittiğini açıkça söylemelidir.”
TDP PM ve Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Evrim Benzetsel:
“Berlin’den pozitif bir adım bekliyorum”
“Berlin’deki görüşmeden pozitif bir adım bekliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimleri de elbette dikkate alınmalıdır, bu nedenle, liderler buluşmasından çıkacak sonuç önemlidir. En iyi sonuç bir referandum tarihi belirlenmesidir, elbette… Bu belki çok ileri bir adım olur. Bu görüşmenin beşli bir görüşmeye gitmesini dilerim. Liderlerin tutumu hakkında bir şey söyleyemem ama Akıncı’nın yaklaşımı hep olumlu olmuştur. Aynı pozitif yaklaşımı Kıbrıs Rum liderden de bu süreçte bekliyorum.”
İnsan Hakları Derneği Başkanı Emine Çolak:
“Beklentim sınırlı”
“Berlin görüşmesinden beklentim sınırlıdır. Liderlerin en azından çözüm potansiyelinin varlığı ve sürecin kopmadığı mesajını vermelerini bekliyorum. Bundan sonraki görüşme tarihinin ortaya çıkması ve atılacak adımların tespiti önemli bir sonuç olarak kabul edilebilir. Sosyal buluşmanın ötesinde Kıbrıs’ta çözüm için adımlar atılması önemlidir. Bugüne kadar kat edilmiş mesafenin harcanmaması gerekiyor.”
Peace Research Institute Oslo (PRIO) Araştırmacısı Mete Hatay:
“İki tarafı dönüştürecek adımlar atılmasını bekliyorum”
“25 Kasım tarihinde Berlin’de gerçekleşecek olan görüşmeden bir beklentim yok. Birleşmiş Milletler farklı bir yol izliyor. BM'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lute üzerinden git-geller oldu, ne gibi sonuçlara varılacağını bilmiyoruz. Orada daha iyi bir adım atılır mı bilmiyoruz. Bu görüşmelerden derinlikli bir sonuç ya da yeni bir sürecin ortaya çıkacağını tahmin etmiyorum. Liderlerden beklentim, Kıbrıs’ın her iki tarafını da dönüştürecek adımlar atmalarıdır.”