“En kötü sezonu yaşıyoruz”
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği, narenciye üreticisinin en kötü sezonunu yaşamakta olduğunu, portakalın dalında kalma tehlikesi yaşadığını savundu.
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği, narenciye üreticisinin en kötü sezonunu yaşamakta olduğunu, portakalın dalında kalma tehlikesi yaşadığını savundu.
Birlik Başkanı Turgut Akçın yaptığı yazılı açıklamada, ürünün biran önce hasat edilip, heba olmasının önlenmesi için acil tedbir alınmasını istedi.
2000 yılına kadar Avrupa’ya Rusya’ya ve birçok Doğu Bloku ülkesine ihracat yapan KKTC’nin birkaç yıldır Irak ve İran pazarına mahkum edildiğini kaydeden Akçın, “İran pazarının da Amerikan ambargosu nedeni ile kapanması, bizi bir tek ülkeye, Irak’a mahkum etti. Pazarlamadaki beceriksizliğin faturasını üretici ödemekte” dedi.
Zamanda bir dünya markası olan Cypfruvex’in, Avrupa piyasasına yalnız portakal değil, sultani üzüm, patates gibi ürünler de ihraç eder durumda olduğunu hatırlatan Akçın, “İngiltere’de trilyonluk mal varlıkları, ofisleri, Hollanda ve Almanya’da pazarlama ofisleri bulunan bu kuruluşun bugünkü haline bakıldığında insanın ne hallere düşürüldük diye oturup ağlaması gerekir” ifadelerini kullandı.
Bugün Cypfruvex’in konsantre dışında hiçbir varlık gösteremediğini savunan Akçın şöyle devam etti:
“Diğer yandan siyasiler gelecek olan suyun nimetlerini ballandıra ballandıra hanelerine artı kazandırmak için her platformda gündeme taşımaktadırlar. Evet su hayattır ama ürettiğimizi satma becerisini gösteremezseniz, ürettiğimiz ellimizde kalırsa içme suyu dışında tarımda ülkemize fazla bir katkısı olacağını sanmıyorum. Bu ülkede üretilen ürünlerin satılmamasından tüm Bakanlar sorumludur. Ancak en büyük görev ülke ekonomisini yönlendirenlere düşer, bir de Anavatana.”
Narenciye ürününün her şekliyle Türkiye pazarına girmesi gerekirken yapraklı ürüne izin verilmeyip, gerekçe olarak da hastalık olabileceğinin öne sürülmekte olduğuna dikkat çeken Akçın, yapraklı ürünün albenisi ve ürün fiyatlarının yüksek olduğunu, geçmişte uygulanan karantina sistemi dolayısı ile de söz konusu hastalık ve zararlıların Kıbrıs’ta yokken, 1974’den sonra Türkiye’den geldiğini ileri sürdü.
“Anavatan bize kapılarını sonuna kadar açması gerekir” diyen Akçın, “Biz her türlü hastalık ve zararlılara karşı yaprak ve meyve analizlerini yaparak ürünümüzün temiz olduğunu kanıtlayacağız. Hastalıklı ürün tespit edilirse gitmesine izin verilmesin” dedi.
Tarım Bakanlığı’nın tarımla ilgili hibe programını da eleştiren Akçın, bu programın yalnız büyük üreticilere, zenginlere yönelik olduğunu savundu ve küçük üreticiye, narenciyeciye, köylüye, tarımcıya, küçük işletmelere hiçbir katkı sağlamadığını iddia etti.
(tak)