EN ZOR GÜNLER
Zamların ardı arkası kesilmedi, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark gün geçtikçe açıldı. ‘Artık geçinemiyoruz’ diye isyan eden dar gelirli, en azından temel tüketim maddelerinde indirim istedi…
Fehime ALASYA
Zamların ardı arkası kesilmedi, açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki fark gün geçtikçe açıldı… ‘Artık geçinemiyoruz’ diye isyan eden dar gelirli, en azından temel tüketim maddelerinde indirim istedi…
Kimisi artık tasarruf edecek bir gideri kalmadığından dert yanarken, kimisi çocuğunun sütünden, yumurtasından kıstığını dile getirdi… Ekonomik krizin etkilerinin doruk noktaya çıktığı şu günlerde ‘yardımlaşmanın’ başladığı da dikkat çekti.
Günlük temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma geldiklerini anlatan birçok vatandaş, bunun için yeterli gelire sahip olmadığını yaşamından örnekler vererek anlattı.
Kimisi mutfağına artık meyve giremediğini anlatırken, kimisi yemeklerin artık etsiz piştiğini ifade etti. Ekonomik krizin mutfaktaki yansımasını YENİDÜZEN’e değerlendiren birçok anne ise çocuğunun içtiği sütten, yediği yumurtadan dahi kıstığını söyledi.
Devletten ‘çözüm’ isteyen vatandaşlar, en azından temel tüketim gıdalarındaki ücretlerin düşmesi gerektiğine vurgu yaparak, özellikle de ev kirası öderken kıt kanaat geçinmenin çok güç olduğunu dile getirdi.
Ekonomik krizden çok fazla etkilenen bazı vatandaşların ise yardımlaşma ve dayanışma ile bunun üstesinden gelmeye çalıştığı ifade edildi.
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı dolayısıyla artan yardımları özellikle Surlariçi’nde birçok noktada görmek mümkün oldu. Yardım paketleri içerisinde kuru baklagillerden sıvı yağa, yumurtadan tavuğa pek çok genel tüketim maddesi olduğu dikkat çekti.
Geçim derdi, gelecek gailesi çeken vatandaş, içini YENİDÜZEN’e döktü…
Gülizar Düzce: “Markete gitmeye korkar olduk, her şey ateş pahası. İlaçlar deseniz…”
“Kira ücretleri çok yüksek, bir ekmek bile 5 TL’yi geçti, 4 kişilik bir aileye 3 ekmek yeter mi? Tüp ücretleri ödenemez oldu, elektrik ücretleri de öyle. Markete gitmeye korkar olduk, her şey ateş pahası. İlaçlar deseniz, devletten almak ne mümkün, soruyorsunuz yok, olan da sayılı. Mecbur eczaneden alıyorsunuz. Geçim zor, hem de çok zor.”
Zehra Atalar: “Süt, bez, ıslak mendil giderlerimiz çok fazla, bunlardan istesek de tasarruf edemiyoruz”
“Sadece eşim çalışıyor, kira ödüyoruz, biri 8 aylık, biri 2 buçuk yaşında iki çocuğumuz var. Süt parası, bez parası, ıslak mendil giderlerimiz çok fazla, bunlardan istesek de tasarruf edemiyoruz. Zamlardan sonra markete gitmeye korkar olduk. Elektrik, telefon, akaryakıt derken elimizde hiçbir şey kalmıyor. Çocuklardan kısamıyoruz, süt, ekmek, bez, mama, yumurta gibi bazı ürünlerin olsun fiyatı ucuzlamalı. Geçen gün su doldurmaya gittik, 5TL’ye dolduruyorduk, şimdi 8 TL oldu. Tek seferde bu kadar zam olur mu? Bu durumlara bir çare üretilmeli.”
Ayşe Üreten: “Artık yemekler etsiz pişiyor. Sıvı yağ, tüp gaz almaya korkar olduk”
“Tüp gaz, benzin, elektrik derken her şey dünya pahası, bir paket pirinç bile 23 TL. Ucuz olanından alıp tasarruf etseniz sağlığınızdan oluyorsunuz. Tüm gün evde değiliz, çalışıyoruz yine de 500 TL olan aylık elektrik faturamız 1,300 TL geldi. Artık yemekler etsiz pişiyor. Sıvı yağ, tüp gaz almaya korkar olduk. Faiz Abiden (Başbakan Faiz Sucuoğlu’ndan) bu kadar kötü bir yönetim beklemiyorduk. Hiçbir pahalılığın önüne geçemedi.”
Betül Karatepe: “Sadece eşim çalışıyor çünkü bebeğimi bırakabileceğim uygun fiyata ve güvenilir bir kreş yok”
“Altı aylık oğlum var, mamasının her kutusu 200 TL, aylık en az 4 kutu almak zorundayız. Bundan bile kıstım. Bazen Türkiye’den gelen olursa diye soruyor, getirmelerini rica ediyorum. Sadece eşim çalışıyor çünkü bebeğimi bırakabileceğim uygun fiyata ve güvenilir bir kreş yok. Devlet annelere bu imkanı tanımıyor, olan özel sektörlerdeki bakıcı veya kreşler ise çok pahalı. Ev kirası da ödüyoruz. Kiramıza tek seferde 800 TL’den fazla zam yapıldı. Doktor için sadece devlete gidebiliyoruz, küçük çocuk aniden hasta olsa yine de çocuk doktorundan randevu almak zorunda kalıyoruz.”
Nazmiye Satur: “Pahalılık yüzünden sağlığımızdan olacağız”
“Neredeyse hiç elektrik tüketmedik, evde bile sayılmazdık ama yine de aylık 700 TL fatura geldi. Yazın klima kullanmak zorunda kalacağız, bu faturaları nasıl ödeyeceğiz? Kira ödüyoruz. Çocuklarım kızartmayı çok seviyor ama artık bunu bile yapmaya korkar olduk. Alışverişte kilo ile patlıcan almak yerine artık kişi sayısı kadar alıp, kıymasını da bu sayıya göre daha az alarak karnıyarık yapıyorum. Her şeyden kıstık. Şeker hastasıyım ama diyet yapamıyorum, diyet ürünlerin yanına yaklaşılamıyor. Pahalılık yüzünden sağlığımızdan olacağız.”
Şadiye Yurttaş: “Bir evin mutfağında yoğurt, peynir olmazsa olur mu? Olur… O günlere geldik”
“En ucuz olan ve en ucuz olması gereken şey patatesti. Bir mutfakta her şeyi patates ile yapabiliyorsunuz, hiçbir şeye yaklaşılmıyor. Bir evin mutfağında yoğurt, peynir olmazsa olur mu? Olur… O günlere geldik. Çocuğu okula hazırlıyoruz, kahvaltılık alıp yapsak alınmıyor, okuldan yese o da olmuyor. Çantasına her gün bir meyve dahi koyamıyoruz. Ne yapsak olmuyor… Aylığı aldığımız gibi gidiyor.”
Niymet Sertel: “İnsanların çok sık tükettiği ekmek, süt, yumurta, yoğurt gibi şeyler ucuz olmalı”
“Kira ödüyoruz, üç çocuğum var, kreşler ödenmiyor, çocuğu kreşe vermiyorum. İkisi okula gidiyor, ikisini de okula yolluyorum. Evde nasıl para kazanabilirim diye ek gelir için çabalıyorum. Elektrik 300 TL iken bin 300 TL geldi, bu kadar artışla başa çıkamayız. Domates, salatalık yemez olduk, patates bile alamıyoruz, bulgur pirinç bile pahalı. İnsanların çok sık tükettiği ekmek, süt, yumurta, yoğurt gibi şeyler ucuz olmalı ama her şey zam, her şey pahalı. Yumurta bile 50 TL oldu, sürekli alamıyoruz.”