End game
2012’nin Ocak ayı sonunda Greentree zirvesi var.
Eroğlu ve Hristofyas müzakereler kapsamında bir kez daha BM Genel Sekreteri’nin huzurunda buluşacaklar.
Zirveden ne çıkacak?
Çözüm değil...
Kriz!..
Sokağın nabzı da böyle diyor, diplomatik
2012’nin Ocak ayı sonunda Greentree zirvesi var.
Eroğlu ve Hristofyas müzakereler kapsamında bir kez daha BM Genel Sekreteri’nin huzurunda buluşacaklar.
Zirveden ne çıkacak?
Çözüm değil...
Kriz!..
Sokağın nabzı da böyle diyor, diplomatik kaynaklar da...
Umutlu konuşana henüz rastlamadım.
Özellikle de son bir aydır herkes negatif mesajlar veriyor Greentree zirvesiyle ilgili...
Müzakere masasında gelinen nokta, zaten bunu teyit ediyor.
Taraflar ‘bir arpa boyu’ yol kat edememişler bunca görüşmeye rağmen...
Ve BM de “artık yeter” demeye hazırlanıyormuş zaten bu yüzden...
***
BM Genel Sekreteri Ban ki Moon “end game” dedi.
Bizim taraf soruyor, “Nedir bu end game?” diye...
Cevap Rum basınına sızdırıldı.
Meğer BM Genel Sekreterliği bir kitap yazıyormuş Kıbrıs hakkında...
Adı da “Beyaz Kitap”...
İçinde ‘end game’ anlatılacakmış.
Oyun bitti...
Oyunun sonu...
Son oyun...
Hangisi tam izah eder “End Game”i?
***
Kıbrıs sorununda yeni bir eşiğe gelinmek üzere...
Bunu söylemek acı veriyor ama “kalıcı taksim”e doğru bir evrilme var.
BM’nin yayınlayacağı iddia edilen ‘Beyaz Kitap’ta Beyrut’ta 1968’de başlayan müzakere sürecinin detaylı bir değerlendirmesi olacakmış.
Kim hangi öneriye, hangi momentte ‘hayır’ demiş.
Hangi taraf ne zaman, neyi kabul etmiş?
Ve böylelikle fatura da kesilecekmiş taraflara...
Ne kadar geçmişi kapsayacak bu kitap, ayrı bir tartışma konusu...
Ancak fatura bugün görevde olanlara kesilecek kuşkusuz...
***
Cumhurbaşkanı Eroğlu nihayet ağzındaki baklayı çıkardı.
“Eğer Greentree de sonuçsuz kalırsa KKTC’yi tanıtmayı deneyeceğiz” dedi.
Muhtemelen KKTC değil, ‘Kıbrıs Türk Devleti’ni tanıtmayı deneyecek bana kalırsa...
Annan Planı’nda Eroğlu’nun ‘hayır’ dediği, ama Kıbrıslı Türklerin ‘evet’ oyu verdiği Kıbrıs Türk Devleti’ne...
Bu plan uzun süredir bir yerlerde pişirilmekteydi. ‘B Planı’ mıdır, yoksa ‘C’, ‘D’ mi, bilinmez.
Ancak bir süre önce bir yabancı diplomatın ağzından duyduklarımdan anlıyorum ki bazı merkezler ‘yarı-tanınma’ gibi modellere artık kırmızı ışık yakmayacak.
Eğer bir taktik değilse bu, ortada çok ciddi bir tavır değişikliği var demektir.
Bölünmüşlüğü kalıcı ve legal hale getirecek gelişmelere doğru sürükleniyoruz sanki...
‘Federal çözüm’ dışındaki seçeneklerin ‘seçenek’ olmadığına inananlar yerinden kımıldamazsa eğer, sonrası çok geç olacak!..