Türkiye’de giderek daha da otoriterleşen bir liderlik var ve endişe verici gelişmeler yaşanıyor son dönemde…

Bizi ilgilendiriyor mu?
Elbette!
Hem de yakından….

Çünkü kuzey Kıbrıs’ta yönetimin neredeyse tümüyle Ankara’ya teslim edildiği bir süreçten geçiyoruz.

***

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) peşine düştü şimdilerde Erdoğan…

İlginçtir, ne Kıbrıs Türk Sanayi Odası ne de Kıbrıs Türk Ticaret Odası destek verebildi, paydaş örgütlerine…
Korku bu!
Öyle böyle bir korku değil üstelik…
Kendi aralarında konuşurken, aslında fısıldarken isyan edenler, sesini yükseltemiyor.

***

Uluslararası alanda ün yapmış Türk hukukçu ve akademisyen Gönenç Gürkaynak,  "bir ülkenin gerçek sahipleri siyasetçiler mi toplum mu?” sorusunu gündeme getiriyor.

Elbette “toplum” diyeceksiniz.
Pratik öyle işlemiyor halbuki…
Toplumlar sindirilebiliyor.

Yine Gönenç Gürkaynak’a bırakmak istiyorum sözü:

“Politik ifade özgürlüğü çekirdeğinin dahi bugün Türkiye'de mevcut olmadığı fevkalade açıkken, hâlâ ‘aslında sorun yok’ rolü kesen korkaklar var. 

Konuyu dolandırmanın alemi yok: Hukuksuzluk hüküm sürüyor. Hukuksuzluğa işaret edenler, ifade özgürlüğünü kullananlar, bizatihi kendisi hukuk garabeti olan mekanizmalarla gözaltına alınıyor. ‘Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak için gerçek dışı beyan verme’ kavramının ta kendisi halk arasında endişe, korku ve panik yaratıyor.”

***

Kıbrıslı Türkler endişe, korku ve panik içindedirler…
Yurtlarını yitiriyorlar çünkü…

İnatla ve ısrarla, dünyadan kopartılırken, bir bilinmeze sürüklenmek isteniyorlar.

Ada kalıcı olarak bölünmek isteniyor ve bunun karşılığında ismi konmamış bir ilhak öneriliyor.

İşte bu süreci, bu ülkenin gerçek sahipleri yönetmiyor. Bu ülkenin gerçek sahipleri, kendi geleceği hakkında karar veremiyor. Kurallarını başkalarının koyduğu bir hayatı yaşamaya zorlanıyor bu ülkenin gerçek sahipleri…

***

Türkiye’deki endişe verici gelişmeler karşısında, adadaki suskunluk ve sessizlik, çok daha düşündürücü hatta ürperticidir.

İstisnai yurttaşların istisnai turistlere karıştığı, diplomanın gerçeğiyle sahtesinin yarıştığı, yaranma ve itaat gösterilerinin gölgesinde tetikçilerin gezindiği, kirli paranın yalanın ve hilenin üzerini örttüğü, bütçe açığının borçlanmaya doymadığı ve nüfusun kontrol edilemediği bir yerde kimileri halen “aslında sorun yok” rolü kesiyor.

Korkaklar yarışıyor, denizin ötesinden, berisine…