“Enerji verimliliği uygulamaları teşvik edilmelidir”
EMO, orta vadede çözüm getirebilecek konunun enerji verimliliği olduğunu belirterek, Enerji Verimliliği Yasası’nın bir an önce uygulamaya geçmesinin şart olduğunu kaydetti.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), orta vadede çözüm getirebilecek konunun enerji verimliliği olduğunu belirterek, Enerji Verimliliği Yasası’nın bir an önce uygulamaya geçmesinin şart olduğunu kaydetti.
EMO Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Başkan Üner Kutalmış, ülkede bağımsız bir “enerji üst kurulu” kurulmasının gerekli olduğunu, ayrıca çoklu tarife uygulamasına da geri dönülmesi gerektiğini belirtti.
“Bağımsız bir ‘enerji üst kurulu’ kurulmalıdır”
Yönetimsel eksiklikler ve siyasi iradenin KIB-TEK üzerindeki baskısının bugünlere gelinmesinde etkili olduğunu ifade eden Kutalmış, yıllardır yaptıkları çalışmalarda, sempozyum, çalıştay, panel ve sonuç bildirimlerinde tüm dünya genelinde de var olan şekliyle bağımsız bir “enerji üst kurulu” kurulmasının zaruri olduğunun Oda tarafından önerildiğini kaydetti.
“Çoklu tarife uygulamasına geri dönülmelidir”
Kutalmış, yeni kararla rafa kaldırılan çoklu tarifenin faydalarının da göz ardı edildiğini belirterek, KIB-TEK tarafından kesintilerin, elektrik enerjisi talebinin belli saatlerde daha fazla olduğu için yapıldığının beyan edildiğine dikkat çekti.
Çoklu tarifenin, tam da bu amaca hizmet eden ve vatandaşı tüketimin daha az olduğu saatlerde tüketime teşvik eden bir yöntem olduğunu, şimdi ise tek tarife uygulamasıyla, halkın zaman gözetmeksizin, en yoğun saatlerde tüketime devam ettiğini kaydeden Kutalmış, bu nedenle günün aynı saatlerinde üretim, talebi karşılayamadığından kesintiler yaşandığını ifade etti.
Yeni uygulamanın vatandaşa tasarruf yapma imkânı sağlamadığını, ayrıca tüketim değerlerinin günün farklı saatlerine yayılmasına da imkân sağlamadığını ifade eden Kutalmış, çoklu tarifenin tekrar hayata geçirilerek tüketimin daha az yoğun saatlere yayılmasının Odanın diğer bir önerisi olduğunu hatırlattı.
“Enerji verimliliği uygulamaları teşvik edilmelidir”
Orta vadede çözüm getirebilecek konunun enerji verimliliği olduğunu kaydeden Kutalmış, eksikliğinin etkilerinin her geçen gün daha çok hissedildiği “Enerji Verimliliği Yasası”nın bir an önce uygulamaya geçmesinin şart olduğunu kaydetti.
Kutalmış, bununla birlikte hükümetin halkı teşvik edecek programlar uygulayarak bu yönde adımlar atması gerektiğini, hibe ve/veya kredi imkânları yaratılarak konutların, sanayinin, otellerin, üretim tesislerinin ve tüm ülkenin bu konuda adımlar atmasının sağlanması gerektiğini belirtti.
Kutalmış, “Geçmişten günümüze gelen yönetim şeklinin değişmesi ve yeni çağın gelişmeleri takip edilerek uyum sağlanması gerekmektedir. Birlikten güç doğduğunun ve birlik olursak var olacağımızı hatırlatarak, bireysel çıkarlar uğruna toplumsal faydanın yok edilmesine izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Halk bir darbe de elektrik faturalarından yemiştir”
Kutalmış, Nisan ayının gelmesiyle birlikte yeni tarifeyle hesaplanan mart ayı elektrik faturalarının, hanelere adeta “bir yıldırım gibi düştüğünü” belirtti.
Zam açıklaması yapıldığı günlerde Odanın halkı bilinçlendirmek adına 4 kişilik bir ailenin ortalama elektrik masrafıyla ilgili bir çalışma yaparak eski tarife ile 750 TL civarında gelen faturanın yeni tarife ile 1700 TL civarında olacağı hesapladığını kaydeden Kutalmış, Nisan ayına girilmesi ile birlikte hanelere gelen elektrik faturalarının yapılan çalışmanın teyidi niteliğinde ve yaklaşık 3 kat arttığının görüldüğünü belirtti.
Toplumun dünyadaki gelişmelere de bağlı olarak artan fiyat ve zamlar altında ezilirken, halka ağır bir darbe de elektrik faturalarıyla geldiğini kaydeden Kutalmış, siyasi iradenin bugüne dek farklı sebeplerle baskıladığı artışların, KIB-TEK’i içinden çıkılması imkânsız bir noktaya getirdiğini, son aylarda gündemin “Petrol taşıyan gemi Adaya geldi mi, gelecek mi?”, “Gemi limana geldi, acaba yakıt verecek mi, vermeyecek mi?” gibi sorularla meşgul olduğunu hatırlattı.
Kutalmış açıklamasında, KIB-TEK’i batma noktasına getiren ve halkı mağdur eden bu yönetim şeklinin artık sürdürülebilir olmadığını; ülkeyi bu noktaya, “herhangi bir çalışma yapmadan sorunları ötelemenin, gerçekçi olmayan ve bilimden uzak popülist yaklaşımların” getirdiğini ifade etti.
Kutalmış şöyle devam etti:
“İki yıldır sistemli bir şekilde artan petrol fiyatları sübvanse çalışması yapılmadan baskılanmış, son noktada kaçınılmaz olan zam, halkın farkı algılayamaması planlanarak tüketimin az olduğu bahar aylarında yapılmıştır. Ancak beklenen bahar, isim olarak gelse de cisim olarak 1 ay geç gelmiş ve izlenen politika istenilen sonucu vermemiştir.
Halkımız da böylece, yaz aylarında iklimlendirme cihazlarının ağırlıklı kullanımı ile, 3-4 ay sonra karşılaşacağı zam ile ilk aydan tanışmıştır.
Hâlbuki bu zam sübvanse edilemiyor ve bunla ilgili bir kaynak yaratılamıyor iseydi, artışlar olduğu sürece yapılmalı, 2021 yılı içerisinde bitmeli ve bunun etkilerinin piyasaya yansıması izlenmeliydi. Buna bağlı olarak asgari ücret ve hayat pahalılığı oranları bu oranda belirlenip artmış olsaydı şu anki kaos ortamı da bu denli olmayacaktı. Topyekûn yapılan bu zammın yarattığı koşulların, ülkeyi yaşanılması çok güç hale getirdiği aşikardır.
Gösterilen yoğun toplumsal reaksiyonun ardından, tarifelerde tekrar düzenlemeye gidilerek ücretlerde indirim yapılması öngörülse de bu sorunun temelinde geçici bir çözüm olacağı malumdur. Öte yandan uygulanan indirim, yapılacak idari uygulamalarla desteklenmez ise bu da KIB-TEK’i mali açıdan bir zor çıkmaza sürükleyecektir.”