1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Enflasyon, beklenen de fazla artacak”
“Enflasyon, beklenen de fazla artacak”

“Enflasyon, beklenen de fazla artacak”

Ekonomistler, dövizdeki ani yükselişin Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomi üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına dikkat çekti, “Siyasi meseleler, ekonomik süreci sekteye uğratacak ve bu bize de sirayet edecek” dedi.

A+A-

Serap ŞAHİN

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Terör ve yolsuzluk” suçlamasıyla dün sabahın erken saatlerinde gözaltına alınmasının ardından döviz kurlarında rekor yükselişler yaşandı, Türk Lirası tarihi değer kaybına uğradı.

Sadece birkaç saatte TL yüzde 12’yi bulan değer kaybı yaşadı.

Ekonomistler, Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelerin piyasalara etkisini YENİDÜZEN’e değerlendirdi, döviz kurlarındaki ani yükselişlerin “güvensizlik ortamından” kaynaklandığını vurguladı. Yaşananlarla birlikte Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonominin daha da kötü olacağına işaret eden ekonomistler, enflasyonun daha yüksek seviyelere çıkacağını belirttiler.

Ekonomist ve Vergi Uzmanı Göksel Saydam, “Ekonomide para, güvencesi olan ülkelerde kalır. Eğer demokrasi ya da güven yoksa, kargaşa veya doğal afet gibi unsurlar söz konusuysa, para sahipleri daha güvenli limanlara yönelir.” dedi, döviz kurundaki ani yükselişin de Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından kaynaklandığını ifade etti.

Saydam, “Dövizin geri düşüp düşmemesi, bu sürecin ne kadar erken düzeleceğine bağlı.” diye konuştu.

Ekonomist Mahmut Sezinler ise Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğunu ve siyasi gelişmelerin dövizi etkilediğini belirtti. Sezinler, "Türkiye, çok kötü bir sürece giriyor. Siyasi meseleler, ekonomik süreci de sekteye uğratacak ve bu durum Türkiye ekonomisine ciddi bir darbe vuracak. “ dedi. Enflasyonun beklenenin de üzerine çıkacağına işaret eden Sezinler, “Bu süreç bize de sirayet edecek.” açıklamalarında bulundu.

Devlet Planlama Örgütü eski Müsteşarı ve Ekonomist Ödül Muhtaroğlu da iç ve dış siyasi gelişmelerin dövizi tetiklediğini ve yatırımcıların güvenli limanlara yöneldiğini vurguladı.

Muhtaroğlu, Kıbrıs’ın kuzeyinin ithalata dayalı bir ekonomi olduğuna dikkat çekerek döviz kurundaki yükselişin enflasyon ve pahalılık olarak artacağını belirtti. Muhtaroğlu, “Döviz gerilemezse, akaryakıt, gaz, elektrik gibi temel maddelerde zamlar görebiliriz. Kurlar yüksek seviyelerde kalmaya devam ederse, KKTC önümüzdeki dönemlerde enflasyon ve pahalılığı daha yüksek düzeylerde yaşayacak” diye konuştu.

 

Ekonomist ve Vergi Uzmanı Göksel Saydam:

“Dövizin geri düşüp düşmemesi, bu sürecin ne kadar erken düzeleceğine bağlı”

Ekonomist ve vergi uzmanı Göksel Saydam, özellikle döviz kurundaki sert hareketlerin temel sebebinin güvensizlik ortamı olduğunu belirterek, "Şu anda bütün basın, İmamoğlu'nun tevkif edilmesine ve mahkemelerin yapacağı işlemlere yönelmiş durumda. Benim kişisel kanaatim ve az çok teyit de ettiğim bilgiye göre, Türkiye Merkez Bankası döviz rezervlerini dağıtıyor. Dağıtmak mecburiyetinde çünkü yabancılar, Türkiye’de faiz getirisi elde etmek için para yatırırlar. Ancak ekonomide para, güvencesi olan ülkelerde kalır. Eğer demokrasi ya da güven yoksa, kargaşa veya doğal afet gibi unsurlar söz konusuysa, para sahipleri daha güvenli limanlara yönelir" dedi.

Saydam, döviz kurundaki ani yükselişin de bu durumdan kaynaklandığını belirterek, "Bu olay sabah altıda başladı. Para piyasaları 24 saat çalışır. Paranın güvenli limanı sever. Bu hareketin nereye varacağı bilinmediği için herkes bankalardaki parasını çekmeye başladı. Bankaların esas patronu Merkez Bankası'dır. Rezerv dediğimiz yedek dövizler herhangi bir ihtimale karşı tutulur. Eğer Merkez Bankası bu rezervleri vermeye başladıysa, demek ki Türkiye’de yedek döviz azalıyor. Bir şey azaldı mı fiyatı yükselir. Eskiden döviz kuru sent sent yukarı oynarken, şimdi rakamlar bir anda fırladı. Sterlin 50’yi geçtiğine göre, bu beklenmedik ani bir reaksiyonun sonucu" ifadelerini kullandı.

Yatırımcıların güven ortamına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Saydam, "Dövizin geri düşüp düşmemesi, bu sürecin ne kadar erken düzeleceğine bağlı. Yerli yatırımcı da elbette güvensizlik ortamında parasını çekmek ister. Ancak büyük paralar yabancı yatırımcıdan gelir. Eskiden yatırım denildiğinde fabrika yapmak, tesis kurmak, üretime katkı sağlamak anlaşılırdı. Şimdi ise yatırım, sadece döviz getirmek anlamına geliyor. Kim faizi yükseltirse, para babaları ve yabancı bankalar o ülkeye yönelir. Ancak güvensizlik oluştuğunda, aynı hızla çekilirler" dedi.

 

Ekonomist Mahmut Sezinler:

“Dövizde düzelme olmazsa, ekonomimize ciddi bir sekte vuracak"

"Türkiye’de ekonominin çok kırılgan olması nedneiyle, olası bir ters siyasi veya ekonomik hareket Türk Lirası’na hemen sekte vuruyor” diyen Ekonomist Mahmut Sezinler, “Aslında bu, Türk Lirası'nın güvenilir bir para birimi olmamasından kaynaklanıyor.” dedi.

Öte yandan, Türkiye’de siyasete ve ekonomiye duyulan güvensizliğin de bu durumu daha da derinleştirdiğini ifade eden Sezinler, “Bugün sabah karşılaştığımız döviz kurlarındaki ilk tepki de tam olarak bu yüzden gerçekleşti. Çünkü insanlar geleceğin ne olduğunu göremedi, bilemedi. Olayın nasıl bir seyir izleyeceği ortada yok ve bu güvensizlikle birlikte Türk Lirası değer kaybetti. Ama bunun sabah yaşanan ilk tepki olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Sezinler, kurdaki hareketliliğin kar yapmak amacıyla işlem yapan kişiler için bir fırsat oluşturduğunu belirterek, "Bu süreçte spekülatörler para kazanma yolunu seçerler ve bu gibi hareketler onların kazanç sağladığı alanlardan biridir. Bu otokrat dediğim kişiler, bu gibi durumlardan büyük miktarlarda para kazanıyorlar. Ama bu kurlar nereye kadar geri gelir, şu anda kestirmek zor. Çünkü alış ve satış arasındaki makas çok açılmış durumda. Bu kadar fark olması normal değil. Bu nedenle bir miktar geri çekilme bekliyorum ama dünkü seviyelere inmesi zor görünüyor. En azından birkaç gün içinde bunun mümkün olacağını sanmıyorum" ifadelerini kullandı.

Siyasi gelişmelerin ekonomiye etkisine dikkat çeken Sezinler, "Türkiye, çok kötü bir sürece giriyor. Siyasi meseleler, ekonomik süreci de sekteye uğratacak ve bu durum Türkiye ekonomisine ciddi bir darbe vuracak. Çünkü özel sektörün dış borçları bu yıl çok yüksek miktarda arttı. Bunun sebebi ise özel sektörün borçlanma ihtiyacının artması. Kur yükselişi, bu borç yükünü daha da ağırlaştıracak. Bunun anlamı ise enflasyonun daha da yükselmesi. Mevcut durumda bile oldukça yüksek olan enflasyon, hedeflenen seviyelerin de üzerine çıkacak gibi görünüyor" dedi.

Sezinler, döviz kurundaki yükselişin Kıbrıs’ın kuzeyine doğrudan etki edeceğini belirterek, " Tabii bu bize de sirayet edecek. Türk Lirası kullanıyoruz. Bizde döviz işlemleri, Türkiye’ye oranla çok daha yüksek boyutlarda. Bizde dolarizasyon oranı daha fazla ve bankalardaki mevduatların yüzde 80’i döviz üzerinden. Bu yüzden döviz artışı bizi doğrudan etkileyecek. Ticaretimizin büyük kısmını Türkiye’den yapıyoruz, dolayısıyla oradaki enflasyonu buraya ithal edeceğiz. Bu da zincirleme olarak pahalılığı daha da artıracak. Ekonomimiz zaten bu yıl çok zayıf gidiyor, bütçemiz 18 milyar lira açık verecek. Bu gelişmeler de bütçe açığını daha da artıracak ve eğer düzelme olmazsa, ekonomimize ciddi bir sekte vuracak" değerlendirmesinde bulundu.

 

Ekonomist Ödül Muhtaroğlu:

“Türkiye’deki iç ve dış siyasi gelişmeler de ekonomiyi doğrudan etkiliyor”

Bir süredir dövizde hareketlenmeler olduğunu hatırlatan Devlet Planlama Örgütü eski Müsteşarı ve Ekonomist Ödül Muhtaroğlu, dalgalanmaların uluslararası piyasalardaki belirsizliklerden kaynaklandığını söyledi.

Amerikan Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarına ilişkin açıklamalarının ve Avrupa Birliği’ne yönelik gümrük tarifesi uygulamasının küresel çapta dalgalanmalara neden olduğunu ifade eden Muhtaroğlu, bu durumun Avrupa’nın karşı hamleleriyle ticaret çatışmalarını kızıştırdığını söyledi. Almanya’nın aldığı ekonomik tedbirlerin ardından euro ve sterlinin dolar karşısında değer kazandığını belirten Muhtaroğlu, kırılgan ekonomilere sahip ülkelerin bu dalgalanmalardan daha hızlı etkilendiğini vurguladı. Türkiye ekonomisinin de bu süreçten olumsuz etkilendiğini dile getiren Muhtaroğlu, euronun geçtiğimiz günlerde 40 TL’yi aşmasının da bu çerçevede değerlendirilebileceğini söyledi.

Muhtaroğlu, Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki yatırımcıların döviz, altın ve gayrimenkule yöneldiğini, TL’de kalmak istemediklerini belirterek, "Sermaye sahipleri ve yatırımcılar, güvenli liman arar. Bu nedenle Türk lirasından çıkıp dövize ve diğer yatırım araçlarına geçiş yapıyorlar. Bu da TL’nin değer kaybını hızlandırıyor" dedi.

Merkez Bankası’nın son aylarda aldığı faiz indirim kararlarının da dövizdeki yükselişi tetiklediğini belirten Muhtaroğlu, "Faiz indirimleri, enflasyon düşmeden yapılırsa daha büyük sıkıntılar yaratır. Türkiye’de mart ayı başında yapılan faiz indirimi, Türk lirasının dolar ve euro karşısında daha da değer kaybetmesine yol açtı. Enflasyon yüzde 39 seviyesindeyken faizlerin yüzde 42,5’e çekilmesi, yatırımcıların TL’den çıkmasına neden oldu" ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki iç ve dış siyasi gelişmelerin de ekonomiyi doğrudan etkilediğini belirten Muhtaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesinin piyasalarda dalgalanmaya yol açtığını söyledi. Muhtaroğlu, "Bu tür siyasi gelişmeler, yatırımcıların güvenli limanlara yönelmesine sebep olur. Bugün sabah saatlerinde döviz kurlarındaki ani yükseliş de bu siyasi çalkantılarla bağlantılı. Sabah saatlerinde TL, dolar ve euro karşısında yüzde 12’yi bulan bir değer kaybı yaşadı. Ancak Merkez Bankası’nın müdahaleleri ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları sonrasında bu kayıp yüzde 3,5 seviyelerine geriledi" dedi.

Muhtaroğlu, Mehmet Şimşek’in "Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılmaktadır" açıklamasına da değinerek, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin önceki dönemlere göre daha iyi durumda olduğunu ve piyasaya müdahale kapasitesinin bulunduğunu belirtti.

Kıbrıs’ın kuzeyi açısından da döviz kurlarındaki yükselişin ciddi etkileri olacağını söyleyen Muhtaroğlu, "KKTC ithalata dayalı bir ekonomi. Malların yüzde 95’i yurt dışından dövizle geliyor. Bu da döviz kurundaki yükselişin enflasyon ve pahalılığı artıracağını gösteriyor. Döviz gerilemezse, akaryakıt, gaz, elektrik gibi temel maddelerde zamlar görebiliriz. Kurlar yüksek seviyelerde kalmaya devam ederse, KKTC önümüzdeki dönemlerde enflasyon ve pahalılığı daha yüksek düzeylerde yaşayacak” şeklinde konuştu.

 

Bu haber toplam 1424 defa okunmuştur