Enflasyon, eylül ayında da yükselişe devam etti. En yüksek artış eğitimde görüldü
Ülkemizde, 2024 yılı Eylül ayı enflasyonu, yüzde 2.53 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, (Geçen Eylül’ den bu Eylül’e) yüzde 63.57’ e ulaştı. Böylece, yılın ilk 9 aylık toplam enflasyonu da yüzde 45.76 olarak gerçekleşti.
Yıllık gıda enflasyonu ise, yüzde 58.09 oranında gerçekleşti. Pahalılık, dar gelirlilerin, mutfak masraflarını bile karşılamasını zora sokuyor. Mutfaklardaki yangın söndürülemiyor.
Eylül ayında en yüksek fiyat artışı, Eğitim ana grubunda yaşandı.Bunun yanında, açıklanan Eylül ayı verilerinde, yıllık bazda en yüksek artış gösteren bazı mal ve hizmetler ise, şu şekilde oluştu :
Özel Üniversite Ücreti (TC Uyruklu Öğrenci): yüzde 147,15, Odun Ücreti: yüzde 233,33, Egzoz Emisyon Ölçüm Ücreti: yüzde 100, Sabit Telefon Görüşme Ücreti (Fatura) (Yurt İçi Cep Telefonu Arama): yüzde 60, Bilimsel, Teknoloji, Mühendislik, Sanat Kitapları: yüzde 195,88, Feribot Ücreti: yüzde 50,03, Servis Ücreti (Okul): yüzde 66,67, Etüt ücreti (Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim): yüzde 177,06, Diyetisyen İçin Ödenen Ücret: yüzde 198,61, Şoför Eğitimi (Ehliyet/Sürücü Kursu) Ücreti: yüzde 95,74, Müzik Kursu: yüzde 169,46, Öykü, Roman: yüzde 76,62
Türkiye’de ise, Eylül ayı enflasyon oranı yüzde 2.97, yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 49.38 olarak gerçekleşti. Ayni para birimini kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yaklaşık yüzde 14 farktan da görebiliyoruz.
Bizim Hükümet yetkilileri, TL kullanmamıza rağmen, oluşan bu enflasyon farkını, Türkiye hükümeti yetkillerine anlatmalı ve ekonomik protokol içinde bunun telafisini mutlaka sağlamalıdırlar.
Asgari Ücret Saptama Komisyonu, yeni Asgari ücreti, yüzde 19,19 artırarak, 1 Eylül'den itibaren geçerli olacak şekilde, aylık net 35 bin 180, brüt 40 bin 436 TL olarak belirledi..
Asgari ücret artışı, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açmamalıdır. Bunun için, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.
Ülkemizde Asgari ücret artışları ve elektrik zamları, maalesef piyasadaki mal ve hizmetlere aşırı zam olarak yansımaktadır.Oysa, işletmelerin maliyetini, sadece personel ve elektrik giderleri oluşturmamaktadır.
Diğer sabit giderler ve kurlar dengede iken, sadece asgari ücret ve elektrik zammından dolayı, mal ve hizmetlere aşırı zam yapılması anlaşılır değildir.
Tüm mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede asgari ücreti ve diğer maaşları da eritmekte ve satın alma gücü, maaşlar artsa bile yeniden düşmektedir. Tam bir kısır döngü hali. Hükümet‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması da pahalılığı tetiklemektedir.
KIB-TEK, 1 Ekim'den itibaren, elektrik birim fiyatlarına yüzde 15 oranında zam yaptı. Asgari ücretliler, maaş artışına sevinemeden elektrik zammı ile karşılaşınca, adeta şoka uğradılar.
Elektriğe, iki ay önce de yüzde 13 zam yapılmıştı. Yıl sonuna doğru bir zam daha yapılması beklenmektedir. Bütün bu zamlar, enflasyonu körüklemektedir.
Hükümet, özellikle elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Elektrik Kurumunun zarar etmesi de önlenmelidir.
KIBTEK'in esas sorunu, profesyonel uzmanlar tarafından değil, Hükümetler tarafından atanan, uzman olmayan kişiler tarafından kötü yönetilmesidir.
Öte yandan, enflasyon artışları, devletin bu yıl 3 defaya çıkan hayat pahalılığı ödeneğini de yükseltmektedir. Bu da devletin ve belediyelerin bütçe açıklarını artırmaktadır.
Maliye’nin borçları artınca, bütçe açıklarını kapatmak için, Hükümet, kontrolündeki vergi, resim ve harçlara zam yapmaktadır. Bu da, enflasyonu yükseltmekte, halkın satın alma gücünü düşürmekte ve fakirleşme sürecini artırmaktadır.
Ülkenin en büyük sorunu enflasyon ve pahalılık iken, Hükümet çaresizlik içindedir. Hükümet, genel anlamda ekonomideki sorunları çözmede başarısızdır. Hiçbir ekonomik soruna odaklanamamakta, plan ve program dahi yapamamaktadır.
Asgari ücret artışının ve elektrik zammının maliyetlere, oradan da mal ve hizmetlere zam olarak yansıması ile, muhtemelen ekim ayında da yüksek bir enflasyon oranı ile karşılaşacağız.Umarım, akaryakıt ve döviz kurlarında yükseliş olmaz.Aksi halde, bir zam furyası da, o zaman yaşayacağız.Zira, Hükümet’in tedbir almak için, bugüne kadar gayreti görülmemiştir.