1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Enflasyon ve pahalılık ülkedeki en büyük sorundur
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Enflasyon ve pahalılık ülkedeki en büyük sorundur

A+A-

Ekonomik göstergeler ve rakamlar, hükümet yetkililerinin söylediğinin aksine, ülkemizdeki  ekonomik durumun kötüye gittiğini net olarak gösteriyor.Enflasyon, ülkemizin en büyük sorunu haline gelmiştir. Hükümet, maalesef bunu görmüyor.

Ülkemiz ekonomisini doğrudan etkileyen döviz kurları yükseldiği zaman, enflasyonu ve pahalılığı artırıyor. Hükümet ise, enflasyonu düşürecek, pahalılığı azaltacak vergi politikalarını hayata geçirmediği için, hayatı ucuzlatamıyor.

KKTC’de, yıllık enflasyon, (Geçen  Nisan’dan bu Nisan’a) yüzde 95.60’e ulaştı. 4 aylık enflasyon da yüzde 22.98 olarak gerçekleşti. 4 aylık gıda enflasyonu da, yüzde 21.37 oranına yükseldi. Ülkedeki pahalılık, mutfaktaki yangını da körüklüyor.

Kamudaki maaş, emekli maaşları ve sosyal sigorta emekli maaşlarına, bu ay sonunda (Mayıs ayı) yüzde 22.98 oranında zam yapılacaktır. Asgari ücret de, 1 Mayıs  2024 tarihinden itibaren, aylık brüt 34 bin 70  TL ve net 29 bin  640 TL olarak uygulanacaktır.

Asgari ücret artışı, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açmamalıdır. Bunun için, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.

Öte yandan, mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede, artan maaşları da  eritmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir.

Hükümet’in piyasa denetimlerini de düzenli olarak gerçekleştirmemesi sonucunda, pahalılık ve enflasyon  günden güne artmaktadır.

Gümrük ve ithalat vergileri, o günkü döviz kurları ile hesaplandığı için, döviz artışları, malların ülkeye giriş maliyetini artırmakta ve böylece piyasaya pahalılık olarak yansımaktadır.

Hükümet, enflasyon ve pahalılığı önlemek için, özellikle gıda, ilaç, temizlik malzemelerinde ithalat vergileri, KDV ve fonları düşürmelidir.

Hayatı ucuzlatmak için, Hükümet, özellikle akaryakıt, gaz, elektrik zamlarını halka daha  az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından, Akaryakıt zamları da, pompa fiyatına yansıtılmadan, fiyat istikrar fonu tarafından karşılanmalıdır.

Ülkemizde, açlık sınırının altında  çok sayıda insanımız yaşamaktadır. Özellikle, sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşı az olduğu için, asgari ücret artış oranında onların maaşlarına zam yapılması yeterli olmayacaktır.

Bu insanlar, gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır. Bu konuda, süratle, mevzuat düzenlenmeli,  sosyal yardım ve engelli maaşı alan vatandaşlarımızın maaşlarının asgari ücret düzeyine getirilmesi veya başka bir hesaplama formülü ile belirlenmesi düşünülmelidir.

Piyasa ucuzlamadığı sürece, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücret artışı, maliyet olarak algılanıp,  piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarını yükseltecekse, satın alma gücü yine düşecektir.

Kredi faizlerinin de artması, borçlanmanın maliyetini de artırmaktadır. Halk, kredi kartlarına yüklenmiş, ancak, tüm borcu ödeyemediği için, sadece asgari ödeme tutarını ödemektedir.

Ülkede genç nüfusta işsizliğin, yaklaşık yüzde 15 düzeyinde olması da, gençler arasında işsizliğin çok yüksek boyutlarda olduğunu göstermektedir. Göç artmaya devam etmektedir. Ülkede gelir dağılımı bozulmuştur. En üst gelir grubu ile en alt gelir grubu arasındaki gelir makası çok açılmıştır.

Türkiye’de devlette tasarruf  tedbirleri alınırken, KKTC’de ise alınan herhangi bir tasarruf tedbiri göremiyoruz. Ülkenin kıt kaynaklarının, doğru zamanda doğru yerlere harcanması, halkın, hakkı olan hizmetleri layıkıyla alabilmesi şarttır. Kamu’ da yapılacak tasarruf, bütçe açığını, kamu borçlanmasını ve faiz yükünü de azaltacaktır. 

Yapılacak tasarruflarla, öncelikle sağlık ve eğitim hizmetleri ve  alt yapılarının  güçlendirilmesi, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara geçinebilecekleri bir maaş verilmesi, ve hastanelerde ilaca erişim sağlanmalıdır.

Memlekette hayvancılar sokağa dökülmüş, Hükümeti protesto etmektedir. Narenciye üreticisi de perişan edilmiş, ürünün önemli bir kısmı yere dökülmüştür.

Son olarak hayvancıların eylemine değinmek istiyorum. 10 gündür devam eden eylemde son durum şudur.Üreticilerle uzun zaman diyalog kapısı kapandıktan sonra, en nihayet bazı bakanlar ve Başbakanla görüşebildiler.

Başbakan, konuyu hükümet içinde görüşüp, Cuma günü tekrardan üreticilerle görüşüleceğini açıkladı. Eylem de, Başbakanlıktan, Tarım Bakanlığı önüne taşındı.

Hükümet, gelinen aşamada, üreticilerle diyaloğa devam etmeli, sağduyulu davranıp, soruna uzlaşı ile çözüm bulunması için, bir orta yol geliştirmelidir.

Bu, toplumun genel beklentisidir. Kimse, kimseye yukarıdan bakmamalı, ben yaptım olur mantığıyla hareket etmemeli ve uzlaşmak için çalışmalıdır. Halkın ve üreticilerin yararına politikalar geliştirilmelidir.

Bu yazı toplam 1372 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar