1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Enflasyondaki yükseliş trendi, ekim ayında da devam etti
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Enflasyondaki yükseliş trendi, ekim ayında da devam etti

A+A-

KKTC İstatistik Kurumu,  Ekim  ayı enflasyonunu, yüzde 1.92 olarak açıkladı. Aralık ayına göre, 10 aylık enflasyon da, yüzde 66.78 oldu. Bu bağlamda,  yıllık enflasyon ( Geçen  Ekim’ den bu Ekim’e) yüzde 78.60’ ye ulaştı.

6 aylık enflasyondan sonra, yıl sonu hayat pahalılığı ödeneğine baz olacak enflasyon, Ekim ayı sonuna  kadar, aritmatik olarak( endeks değeri olarak değil) yüzde 33. 46 oranında birikmiştir.

Geçen aylara göre enflasyon, bu ay daha düşük gerçekleşti. Bunun başlıca nedenleri ekim ayında özellikle, akaryakıt fiyatlarında yüksek oranlı zam yaşanmaması ve döviz kurlarının aşırı yükselmemesi,  dengeli bir seyir izlemesidir.

Gaz’a yapılan 20 TL  zam, ay sonuna doğru olduğu için, ekim ayına bir miktar etkisi olmuş, kalan etkisi Kasım ayına yansıyacaktır.Yüzde 15 oranındaki Elektrik zammı da, zaten Kasım ayından itibaren gerçekleşeceği  için, Kasım ayı enflasyonuna yansıyacaktır.

Yıllık bazda, gıda’da yüzde 67.64, Sağlık’ta yüzde 88.31, eğitim’de yüzde 114, 35 enflasyon gerçekleşti. Ayrıca bu ay, ana harcama grupları itibariyle bir önceki aya göre en yüksek artış, yeni sezon, kışlık ürünlerin etkisi ile, yüzde 16.86 oranı ile, Giyim ve Ayakkabı  ana grubunda gerçekleşti.

Ekim ayı itibarı ile, bazı ürünlerin yıllık zam oranlarını da, sizlerle paylaşmak istiyorum. Cep telefonu görüşme ücreti, yıllık yaklaşık yüzde 148, Belediye su ücreti yüzde 155, özel ilkokul  öğretim ücreti yüzde 154, özel  lise okul ücreti yüzde 159, kuzu eti yüzde 131, Dana kıyma da yüzde 101 oranında artmıştır.

Türkiye’de ise, Ekim  ayı enflasyon oranı yüzde 3.43,  yıllık  enflasyon oranı  yüzde 61.36 olarak gerçekleşti. Ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den çok daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yüzde 17 civarındaki fark, açık olarak  göstermektedir. Esas karşılaştırmayı yıl sonunda daha net yapabileceğiz.

Ülkemizde,  döviz kurlarındaki yükseliş de, pahalılığı ve enflasyonu tetikliyor. Döviz artışı ile birlikte,tüm mal ve hizmetlere yapılan zamlar, piyasayı pahalılık cehennemine çeviriyor.

Elektrik, akaryakıt, gaz  başta olmak üzere, tüm mal ve hizmetlere yapılan zamlar, enflasyonu daha da yükseltiyor. Özellikle,artan Enerji fiyatları, girdi maliyetlerini de artırınca, sektörler de ürettikleri mal ve hizmetlere  zam yapıyor.Böylece piyasadaki pahalılık da zincirleme olarak artıyor.

Öte yandan, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Eylül  ayı sonunda, aylık 17 bin 74 TL’ ye yükseldi. Ekim ayı açlık sınırı rakamları açıklandığı zaman,  Asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki farkın daha  da, arttığını göreceğiz.

Gıda harcamalarına bile  yetmeyen  asgari ücretle, dar gelirliler, diğer harcamaları için durmadan borçlanmaktadırlar. Elektrik, kira, akaryakıt,su, telefon, temizlik, sağlık v.b diğer harcamalarına para kalmamaktadır. 

Enflasyonun yüksek seyretttiği bu dönemde, Hükümet, 6 ayda bir yapılan maaş artışlarını, 2024 yılından itibaren 3 ayda bir yapmalıdır.

Eylül sonu itibarıyla, Devletin gelir, gider hesaplarında fazla görülmektedir. Bu bağlamda, Hükümet, hayatı ucuzlatmak için, , kdv, fon indirimlerini rahatlıkla yapabilmeliydi. Bu indirimler yapılırsa, Maliye gelirleri düşecek endişesi, bu tabloya göre sözkonusu değildir.

Yapılan fahiş  zamlar, enflasyonu  tetiklemekte, kamu çalışanlarına ve emeklilere yapılan hayat pahalılığı ödeneğini artırmakta ve böylece bütçe açıklarını da büyütmektedir.

Bütçe açıklarını, ayrıca, yapılan gereksiz geçici istihdamlar,  bürokrat değişimleri, dış seyahatlar ve ek mesai giderleri de  de artırmaktadır.Bütçe yetmediği için, Hükümet, geçtiğimiz ay  ek bütçe yapmak zorunda kalmıştır.

Enflasyonu artırmamak için, Hükümet, akaryakıt,gaz, elektrik zamlarını halka daha  az yansıtmalı, temel gıda, temizlik malzemesi ve ilaçta,  gerekli kdv, fon indirimlerini ivedi olarak yapmalıdır.

Yapılacak elektrik zamları, KIBTEK’in mali yapısını da koruyarak şekilde, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından sübvansiye edilmelidir.

Ayrıca, akaryakıt zamları da, halkı koruyacak şekilde, pompa fiyatına yansıtılmadan, fiyat istikrar fonu tarafından karşılanmalıdır.Fonda, yeteri kadar vergi miktarı zaten birikmiş durumdadır.Kolaylıkla, zamlar, pompa fiyatına yansıtılmayabilir. Hatta, indirim yapılması gereken zamanlarda bile inirim yapılmamıştır.

Yüksek enflasyon ve pahalılıktan dolayı, maaş, emekli maaşları, ve asgari ücrete yapılan artışlar kısa sürede erozyona uğramakta, maaşlar erimekte, çalışanların  borçları katmerlenerek artmakta ve borçlar ödenemediği için mahkemeye gitmektedir.

Ülkedeki sorunlar, Hükümet’in ekonomik- sosyal sorunlara odaklanmaması, halkın esas gündemi olan pahalılık ve geçim derdinin gailesini çekmemesinden dolayı çözülememektedir.

Halk ise, bakan ve bürokrat değişimleri ile geçici istihdamlar,  istisnai vatandaşlıklar, ilaç eksikliği, devlet okullarındaki sorunlar, gençlerin göç etmesi  ve her alandaki aşırı pahalılık konularından dolayı, Hükümete ateş püskürmektedir.

Bu yazı toplam 1810 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar