Enseyi karartmamak
‘Hayal ettiğim ülke bu değildi’ !..
Bizim de...
Bir gün diyebilir miyiz acaba, “İşte tam da bu... Hayal ettiğimiz gibi...”
Zor olsa da hayallerle büyüyor yaşama sevinci.
---
“Enseyi karartmayın” lafı unutulmazdır, Çetin Altan ustanın...
Bir deyimin ötesinde, aslında yılgınlığı siler haritadan, mücadeleyi önerir.
---
“Hayal ettiğim ülke bu değildi. Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan” demişti son yazısında...
Öyle de oldu.
Ancak yine önemli bir “enseyi karartmayınız” mesajı üfledi kulağımıza.
...
- “Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i maksuda ulaşılamasa da çok yol katettik.”
- “Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır.”
- “Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. Yaralarının iyileşeceğine, o devin ayaklarının üstünde duracağına olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak.”
---
Tam bir deneme ve fıkra ustasıydı...
Siyaseti tadında yazardı, hayatı içinden.
Gözaltları, tutuklu seneleri, meclis günleri, yurtseverliği, halkçı duruşuyla iç bahçemizin sözcük çınarı oldu...
Ve Çetin Altan okuyarak güne başlamak, adeta hastalıktı benim için...
Çok zamandır suskundu, yazmıyordu, kalçasını kırmıştı, başka da kimseler bir açıklama yapmamıştı üstelik...
İki evladı, Ahmet ve Mehmet Altan da iyi birer yazar oldular, belki çok daha popüler...
Ama doğrusu, boynuzlar geçemedi kulağı....
---
“Bir gün bu ülke ayaklarının üzerinde duracak...”
Çetin Altan, Türkiye için söylüyordu bunu.
‘Göremeyeceğim’ dese de, umudunu yitirmeden...
Bizler, Kıbrıs...
“Daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik diyebilmek”ti mesele...
Bunu demek dahi, gözlerimizde tebessüm yaratacaktı...
Ve evet, bu tebessümler kurtaracak ülkeyi.
Ayaklarının üzerinde, dimdik...