Entite vatandaşlığını nasıl aşacağız ?
ASLOLAN İNSANDIR...
Bilim İnsanları, Sanatçılar, Düşünürler, Entellektüeller ve tüm Aydın ve Yaratıcı İnsanlar, İnsanlık için;
Düşünce,
İdeoloji, ve
Ütopya üretiyorlar...
Elbette üretilen önemlidir ancak üretilenden de daha önemli olan, insan ve insanlıktır...
Çünkü üretilen düşünce, ideoloji ve ütopyanın kendisi de insan içindir...
Aslolan doğadır yani, çevredir dünyamızdır ve yaşamın ta kendisidir...
Düşünceler, İdeolojiler, ütopyalar, paradigmalar ve vizyonlar;
Hepsi, ama hepsi de son tahlilde insan, insanlık ve yaşam içindir...
Ama bu ne haldir ki bilmem;
İnsan için ve insanlık adına ürettiklerine, bazıları insanlardan daha fazla değer veriyorlar...!
KİMLİK
Kimlik sorunu, bu coğrafyadaki siyaset dünyasında oluşmuş olan bir velvele haline gelmiş gibidir...
Bu sorunu, ecdadını yetmiş birinci göbeğe değin ispatlayabilme sorunu olarak görenler var çevremizde...!
Bu çevreler, kendi yarattıkları bu kimlik sorunundaki kavram kargaşası doğrultusunda geliştirdikleri anlayışla da nev-i şahsına münhasır bir "milliyetçilik" örgütlemişler...
Sonuç olarak örgütledikleri bu "milliyetçilik" anlayışlarına paralel olarak da bir "ufuk" ve "değerler" mübadelesi yaratmışlar...
ETNİK BAKIŞ
Yani, milliyetçilik olgusunda geliştirilmiş olan bu nev-i şahsına münhasır etnik bakış, yıllar itibarı ile resmi görüş olarak devlet politikasını da temellendirmiştir.
Üstelik, bu etnik bakış ile milliyetçiliği şekillendiren ve temellendirenlerde;
Kimlik ve kimlik sorununa psiko-antropolojik bir terminoloji içerisinden bir çözümleme getirenlere karşı büyük bir direnç var!..
EMİK BAKIŞ
Oysa ki, "emik bakış":
Kişinin kendini ne olarak gördüğü ve hissettiği ile ilgili bir bakıştır...
Özellikle Türkiye'den Kıbrıs'a gelen vatandaşlarımızın "biz kendimizi Kıbrıslı olarak hissediyoruz" diyebildiği gibi, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların da "biz Kıbrıslıyız" demesi ve kendilerini öyle görmesiyle üretilen bir bakıştır...
Ve en az etik bakış kadar bilimseldir emik bakış da...
Ancak görülüyor ki kimlik ve kimlik sorunundaki yaklaşımlarda, bazı Kıbrıslı Türkler ve Türkler gibi Kıbrıslı
Rumlar da aynı hatayı yapıyor!..
ETNİK BÖLÜNMÜŞLÜK
Devlet diplomasisini "etnik bakış" üzerinden yaklaşımlarla, Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rumlar da, "Barış Süreci"ne eklemlendirmek istiyorlar...
Halbuki 40 yıldır bu türden anlayışların hiç kimse için çözüm getirmediği giderek anlaşılmıştır...
Buna göre, böyle bir etnik bölünmüşlüğü müzakere süreçleri üzerinden yasallaştırmak ve Kuzey/Güney merkezli yurttaş yaratmak ne derece mümkündür, ve mümkün müdür ?
KIBRIS SORUNUNDAKİ ASIL ÖNCELİKLER
Kıbrıs sorunu, doğalgazdan ve AB üyeliğinden dolayı, artık dış ilişkilerden ve uluslar arası müdahalelerden bu şekilde uzak tutulamaz...
İnsani hakların dikkate alınması,
Kültürel hakların gözetilmesi ve demokratik katılımın önünün açılması;
Kıbrıs sorununun aşılmasındaki önceliklerdir...
Peki ama entite vatandaşlığını nasıl aşacağız?
Aslında cevap bellidir:
İnsanlık için;
Düşünce,
İdeoloji,
Ütopya,
ve Siyaset üreterek...