EOKA B ve Şiddet Kullanımıyla Yüzleşmek
Ne KıbrıslıRum ve KıbrıslıTürk siyasal elitleri ne de Kıbrıs’ın bütünü adına, şiddet kullanımının yol açtığı, geçmişin acı deneyimleriyle henüz yüzleşilmedi!
Her türlü siyasal riski göze alıp, toplumlara acı veren olayların tam ortasında, Kıbrıslı toplumları felakete sürükleyen şiddete dayalı tasarımlara başkaldıran ve bu nedenle bedel ödeyen aydınlar, elbette bu değerlendirmenin dışındadır.
Geçmişte toplumlara acı veren olayların, birçok ailenin yaşamını alt-üst edip cehenneme çeviren ama kimileri tarafından görmezden gelinen suçların, toplumlararası ilişkileri zehirleyen girişimlerin, çatışma ve savaş kışkırtıcılığının, etnik/ulusal intikam adına işlenen cinayetlerin, kendi toplumunu galeyana getirmek için girişilen kışkırtıcı eylemlerin hemen hemen hepsinin temelinde sorumsuzca girişilen şiddet kullanımı vardır.
Bunların hepsinin tarihsel olarak hasır altı edildiğini görüyoruz.
Hatta, bunun ötesinde, bu şiddet kullanımından hala daha medet umanlar bile vardır.
Aslında gizlenen ya da çarpıtılmış şekilde sunulan geçmişe ait ne varsa bir gün aydınlıkla buluşacaktır.
Elbette bu aydınlanmanın amacı, birilerinden hesap sormak ya da intikam almak değil, toplumların bugün yaşanmasını arzu edemeyeceği şiddete dayalı birçok uygulamanın geçmişte ‘siyasal lider’ olarak gördüklerimizin kararıyla gerçekleştirildiği gerçeğini bilinmesi, anlaşılmasıdır ders çıkarılmasıdır.
İşte bu nedenle, güneydeki meclisin, darbeci EOKA-B örgütünün lideri olan Grivas, bu örgütün üyeleri ve darbe hükümetinde görev alanlarla ilgili kararı önem taşıyor.
Grivas ve yandaşları, sadece darbeci kimlikleriyle değil, 1950’li yıllarda tüm Kıbrıslılara pahalıya mal olan olayların ve her iki toplum içinde şiddet kullanımını öngören bir sürecin başlatılmasında da ciddi sorumluluklara sahiptirler.
Grivas’ın geride bıraktkları hala daha iki toplum ilişkilerini zehirlemeye devam ediyor.
Ama meclisin aldığı karar EOKA-B lideri olarak Grivas ve yakın çalışma arkadaşlarıyla ilgilidir.
Yani, karar, daha eski geçmişteki sorumluluklarıyla ilgili olarak Grivas’ı hedef almıyor.
Bu karar başta yürütme organı olmak üzere, KıbrıslıRumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti organlarının darbecileri öven herhangi bir eylem ve uygulamadan ve bu amaçla faaliyet gösteren kuruluşlara mali ve diğer türden destek sağlamaktan kaçınması için bir çağrıdır.
Ortada meclisin kabul ettiği bir yasa olmadığına göre, meclis kararının diğer devlet organları için ne kadar bağlayıcı olduğu ayrı bir tartışma konusudur.
Ama kararın sembolik anlamı oldukça büyüktür ve en azından halı altına süpürülen çöplerin birileri için rahatsızlık kaynağı olduğunun bilinmesi anlamlıdır.
EOKA-B ve lideriyle diğer örgüt üyelerinin, Kıbrıs’ın ikiye bölünme sürecindeki ciddi bir aşama oluşturan ve hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek şiddete dayalı eylemlerinin kınanması, geçmişin bu acı sayfasından ders çıkarılması gereklidir.
Meclis kararının, sadece şiddet yüklü maceraperest eylemleriyle Kıbrıs’a zarar veren bir kişinin kınanmasıyla sınırlı kalmamalıdır.
Belki de bundan daha da önemlisi, herhangi bir anlaşmazlık durumunda, çareyi şiddete başvurmakta veya şiddet kullanma tehdidinde bulan diğer lider ve örgütlere karşı da, her türlü siyasal ve yasal önlemin alınması ve bu eylem veya söylemlerin, geçmişte yapıldığı gibi hasır altı edilmemesidir.
Geçmişte ve günümüzde, diğer toplumlarda olduğu gibi, KıbrıslıRum liderlerin hem kendi içinde hem de KıbrıslıTürk liderlerle sorunları veya çelişkileri olmuştur. Ama bu sorun ve çelişkilerin şiddete dayalı olarak çözülmeye çalışılmasına dair eğilim, tarihsel olarak Grivas’la başlamış ve Kıbrıs’ın tümüne sirayet etmiştir. O dönemde faaliyet gösteren örgütlerin tutumları, eylem ve açıklamaları, etnik, dinsel ya da ulusal kökenlerine bakılmaksızın incelendiğinde şiddet kullanımının yaygın bir şekilde yüceltildiğini görürüz.
Ama bu şiddet kullanımı geleneğinde EOKA-B’nin özel bir sorumluluğu vardır.
Bu örgüt ve lideri, ortalama demokratik kanallara erişimin mümkün olduğu koşullarda şiddet kullanımını tercih etmiş ve eylemleriyle topyekün bir savaşa yol açmıştır.
O nedenle, lider ve üyelerine kamusal alanda yer verilmemesi, destek olunmaması, günümüzde de şiddet kullanma eğiliminde olan benzer örgüt ve liderlerle demokratik yollarla mücadele edilebilmesi için gereklidir.
Yani güneydeki meclisin kararını, sadece EOKA-B ve lideri için değil, şiddet kullanmayı, geçmişte ve günümüzde alışkanlık haline getirmiş olan benzerlerinin de kınanmasının gerekli olduğu şeklinde okumamız daha yararlı olacaktır.