1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “EOKA-B’nin katliamları, Baflı Kıbrıslıtürkler’i dehşete düşürdü ve Baf’tan ayrılmalarını hızlandırdı…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“EOKA-B’nin katliamları, Baflı Kıbrıslıtürkler’i dehşete düşürdü ve Baf’tan ayrılmalarını hızlandırdı…”

A+A-

Baflı Kıbrıslıtürk lider Dr. İhsan Ali’nin, ünlü Kıbrıslırum film yönetmeni Panikos Hrisantu’ya, Baflı Kıbrıslıtürkler’in Baf’tan ayrılmalarını hızlandıran şeyin, EOKA-B’nin katliamları olduğunu söylediği öğrenildi.

Panikos Hristantu, Dr. İhsan Ali’yle ilgili bu anısını, araştırmacı Ulus Irkad’a aktardı ve Ulus Irkad da sosyal medya paylaşımında bunu bizlerle paylaştı.

ll-019.jpg

Panikos Hrisantu’yla dün akşam bu konuyu konuştuk ve bize şunları söyledi:

“O günlerde EDEK’in sol kanat üyesiydim. O günlerin EDEK’i, bugünkünden çok farklıydı… Biz o günler idealisttik ve taksime karşıydık – Kıbrıslıtürkler’le hemen barış yapabileceğimize inanıyorduk… Ben şahsen Baflı Kıbrıslıtürkler’in, TMT’nin baskısıyla Baf’tan ayrıldıklarına inanıyordum. Sonra Dr. İhsan Ali’yi ziyaret ettim ve bana Baflı Kıbrıslıtürkler’in, gerek Baf’ta, gerekse başka yerlerde EOKA-B’nin katliamlarından dehşete düştüklerini, bunun da Baf’tan ayrılma kararlarını hızlandırdığını anlattı” diye konuştu.

Araştırmacı Ulus Irkad, bu konuda sosyal medya paylaşımında şöyle yazdı:

“DR İHSAN ALİ VE DÜNYACA TANINAN KIBRISLIRUM FİLM YAPIMCISI PANİKOS HRİSANTOU'NUN ONUN HAKKINDA BANA ANLATTIĞI BAFLI KIBRISLITÜRKLER HAKKINDAKİ BİR ANI

Ulus Irkad

Dr. İhsan Ali aslında Kıbrıslıtürk toplumunun birçok ferdi tarafından bilinmez. Hatta yeni genç nesiller de onu öğrenmemiştir. Dr. İhsan Ali'yi anlamak için aslında onun hem Kıbrıslıtürk basınına, hem de Kıbrıslırum basınına yazdığı makaleleri veya yazıları tümüyle bastırıp kitap olarak da yayınlamak gerekir. Dr. İhsan Ali yaklaşık 70-80 sene önce Enosis ve Taksim'in yanlış olduğunu, bu ülkülerin uygulanması durumunda da Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtük halklarının çok acı çekeceklerini, adanın coğrafik yapısının da buna uygun olmadığını dile getirmiştir. Peki Dr. İhsan Ali bunları yazıp söylerken bir sosyalist miydi? Değildi... Ama öncelikle Kemalizmin sol okulundan mezundu. 1920'li yıllardan itibaren Türkiye Kurtuluş Savaşı dahil Atatürk ve İnönü'yü daha sonra da Ecevit'i (Baflı Talat Taşer sayesinde) tanıyıp yakından takip eden bir aydındı, bir liderdi. Gerek Atatürk ve gerekse İnönü'yle yakından yazıştığı, onları çok yakından tanıdığı bilinmektedir. Hatta askerliğini de Türk Tabaası olarak Türkiye'de Kurtuluş Savaşı'nın hemen bitiminde yaptığı, daha sonra da oradan kazandığı bir bursla İsviçre'de Tıp Eğitimi yaptığı da bilinmektedir. (Kurtuluş Savaşı sırasında asteğmen olarak vatani vazifesini yaptığı konusunda Atatürk'ten imzalı bir terhis belgesinin olduğunu bizzat Kıbrıs Cumhuriyeti Yol Memuru dedem Hamza Erdoğan'dan dinledim). Dr. İhsan Ali’nin Lefkoşa İdadi'den 1920'li yıllarda mezun olduktan sonra bir müddet Baf'ta İlkokul ve Rüştiye öğretmenliği yaptığı da bilinmektedir. Öğretmenliği sırasında fikirlerinden ötürü İngiliz İdaresi tarafından da hapse atılıp mahkemede para cezası ile kurtulduğu, hatta parası olmadığı için Baf halkının kahvehanelerde para toplayarak onun mahkeme masraflarını da ödeyerek hapisten kurtulduğunu tüm Baflılar bilmektedir. Öğrencilerinden bir tanesi de büyük dayım, 1910 doğumlu, İkinci Dünya Savaşı Gazisi Eski Baf Ülkü Yurdu kafeteryacısı Ahmet Hamdi Kılıç’tı. Hapis cezası verilmesinin nedeni ise İhsan Ali'ye 1922 yılında İzmir'in Kurtuluşu sırasında öğrencilerine yürüyüş yaptırmasıydı.

İsviçre'ye giden Dr. İhsan Ali orada 6 kantondan ibaret ve bir arada 6 milliyetin yaşadığı İsviçre'yi sanatından, siyasetinden ve hukukundan birçok kitaplar okuyarak öğrenir. Bu yüzden Baf'taki kilinik olarak kullandığı evi hep değerli, altı dilden kitaplarla doluydu. Dr. İhsan Ali'nin Rumcası, İngilizcesi, Türkçesi ve Fransızcası çok mükemmeldi. Bu yüzden onun kadar İsviçre'yi anlayan ve içine sindiren bir lider yoktu. Dr. İhsan Ali dünyayı bu çerçeve içinde gördü. Esas tanımlaması yapılırsa Sol Kemalizmden başlayarak, bunu Kıbrıslılığa ve daha sonra da Demokratik milliyetçilik ve demokratik cumhuriyetçiliğe genişleten sentez ve tez yapabilecek karakterde bağımsız düşünceye önem veren büyük bir liderdi. Taksim ve Enosis’i bu yüzden yerdi çünkü demokratik cumhuriyetçilikte milliyetçiliklere , hatta ırkçılıklara yer yoktu. Bu çerçeve etrafında yukarda yandaki fotoğrafta büyük filim yapımcısı, 30 yıllık arkadaşım Panikos'la onu değerlendirdik. Onun anlattığı öykü şuydu:

"1975 yılında Baflı Kıbrıslıtürklerin Kuzey'e göçünü yakında takip etmekte ve filim yapmaktaydım. İnanışım Baflı Kıbrıslıtürklerin Güney'i TMT'nin zorlamasıyla terkettikleriydi. Bu itibarla Dr İhsan Ali'yi de ziyaret ettim ve onun düşüncelerini öğrenmek istedim. Ona görüşlerimi açınca bana aynen şu şekilde hitap etti:

'A yemu (A oğlum) bildiğin gibi değil. 21 Temmuz ve bilhassa 14 Ağustos 1974 Harekatı sırasında EOKA B'nin Baf'ın Türk tarafında yaptığı katliam ve diğer bölgelerdeki katliamlarla birlikte Kıbrıslıtürk halkı terörize edildi. Kaçmaları aslında o EOKA B teröründen dolayıdır. Şu anda Baflı Kıbrıslıtürkler kaçarken beni gelip kliniğimde ziyaret ediyorlar. Ağlamalarını görmelisin. Hayır gitmek istemiyorlar ama yapılan kaliamlar da onları dehşete çevirmiş ve o dehşetten dolayı da Kuzey'e geçme endişeleri çoğalmıştır. Yani durum senin bildiğin gibi değil..."

Panikos bana onu dinledikten sonra görüşlerinin 180 derece değiştiğini ve Dr İhsan Ali'nin olayları ne kadar objektif ve gerçekçi perspektiften gördüğünü anladığını belirtti. O gün Panikos Hrisanthu Doktorla birkaç saatlik Yunanca bir röportaj yapar. Dr İhsan Ali Sol Kemalist olduğunu, İsviçre modeli bir çözümü savunduğunu, kapitalizme ve emperyalizme karşı olduğunu, Kıbrıs halklarının bütünlüğüne ve birliğine bağlı olduğunu, Sol Kemalizmin de Kıbrıslılık ve AB demokratik normları esaslarına aslında ters bir ideoloji olmadığını, bu yüzden kendisinin Kıbrıslılığı savunduğunu, İsviçre'deki öğrendiği Demokratik Cumhuriyetçi tezin ve inanışın da bu düşüncelerine engel olmadığını belirtti. Türkiye'de bile ırkçı ve faşist etkide olan şu andaki Kemalistlerin çoğunun Dr. İhsan Ali'den ne kadar geride olduklarını anlamakta ve görmekteyiz. Bu arada gerek İnönü'ye ve gerekse Ecevit'e federasyon düşüncesini de aşılayan ve telkin eden bizzat Dr. İhsan Ali'ydi.

Panikos'un dediğine göre bu röportaj birkaç saatlik bir röportajdır ve Türkçe altyazılarla şu anda yayınlanması gerekmektedir.  Ben eğer bana bu filmi iletirse elimden geleni yaparak bu filmin çevirisini yapabileceğimi kendisine belirttim.

1941 yılında AKEL'in Enosis'i kabul edişi sırasında da Dr. İhsan Ali, Neos Antrobos dergisinde bu yanlışı eleştirmiş ve ileride AKEL'in bu yanlışının Taksim’e sebep olacağını da kendisinin Sosyalist olmamasına rağmen AKEL'in bu yanlışının Marksizme de ters olduğunu yazısında belirtmiştir. 77 yıl sonra Dr. İhsan Ali'nin ne kadar haklı çıktığını anlıyoruz. Gene 1959 yılından itibaren de Dr. İhsan Ali, aynı şekilde AB normlarını da savunur duruma gelmiş, Taksim ve Enosis’in karşı alternatifinin de federasyon olduğunu birçok konuşmasında, tezlerinde ve makalelerinde vurgulamıştır. Bu Büyük liderin anısı önünde saygıyla eğiliyorum...

 

İHSAN ALİ’NİN HAYATI…

1904 yılında Baf'ın Vretça Köyünde doğan Dr. İhsan Ali, 1920'li yıllarda Lefkoşa İdadisini bitirerek gene Baf'ta ilkokul ve Rüştiye öğretmenliği, daha sonra da Türkiye'de asteğmenlik ve Tıp'da öğrencilik yapar. Tıp eğitiminden sonra TC'den aldığı bir bursla İsviçre'ye gider ve orada da eğitim görür. Eğitimi sırasında İsviçre ona çok etki yapar ve Kıbrıs için İsviçre tipi bir Demokratik Cumhuriyeti savunmaya başlar. Görüşleri hem İngilizler hem de Kıbrıslıtürk ve Türkiye ilgilileri tarafından beğenilmez. Ona yakın olan İnönü ve Ecevit'ti. Hatta hem İnönü, hem de Ecevit Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamasından yanaydılar. 1974 sonrası Ecevit'in Kıbrıs'ta federasyonu savunması onun etkisinden dolayıydı. Dr. İhsan Ali Kıbrıslıtürk liderliği ile uyuşmaz ve 1963-64 yıllarında hem TMT'ye hem de Liderliğe karşı olduğu için Rum tarafında kalır ve 1970 yılında Makarios'a danışman olur. O yıllarda İnönü'nün de Kıbrıs Cumhuriyeti taraftarı olmasından dolayı danışmanlığının da onun etkisinde kalarak olduğu söylenmektedir. Dr. İhsan Ali Kıbrıslıtürk liderliğinin çok hışmına uğramış ve hatta hain diye nitelenerek oldukça suçlanmıştır. 1978 yılında, güney Kıbrıs Baf'ta, Kasım ayında hayata gözlerini kapamıştır.”

(ULUS IRKAD – 28.10.2018)

 

 

 

Bu yazı toplam 2520 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar