ARİSTOTELES, Olimpiyat oyunlarını bir benzetme olarak kullanır...
Der ki:
"Bu oyunlarda taç giyenler, en güzeller ve en güçlüler olmayıp yarışanlardır. Eylemde bulunanlar, yaşamdaki iyi ve soylu şeyleri kazanırlar; hem de haklı olarak kazanırlar."

YASAL YAĞMACILAR!
Muhafazakârlığı bir pozisyon olarak mütalâa edip, toplumsal refleks haline getirenler, farkındalığa, yeteneğe ve donanıma karşı muazzam bir diktatorya örgütlemişler; bizi bu yarıştan men etmişlerdir.

Çifte standartlı insanların yükselişine, yasal yağmacıların yaratılmasına öncülük etmişlerdir.

Güngele, bu yağmacılar toplumun savunma mekanizmalarını yok etmiş, özelleştirme gibi yasaları getirerek,toplumumuzu rastgele kriterler koyanların gücüne teslim etmişlerdir .

MASKARAYA ALKIŞ TUTMAK!
Bügün, üretici kesimin, üretebilmek için hiçbir şey üretemeyen insanlardan izin alması gerekiyor!.
Ve yaptıkları yasalar üreticiyi bütün bunlardan korumak yerine, tam tersine, o insanları üreticiye karşı koruyor.

Manevi gurbet mağarasına hapsedilmiş, kâbusa, uçuruma doğru koşan KıbrıslıTürk de, akla değil, maskaraya alkış tutuyor.

Aslına bakarsanız hangi güce ayak uydurduğunuz pek de fark etmez...
Muhafazakârlığımız, bizi kulluk ettiğimiz gücün bir parçası haline getirdi, böylece kendimizi güçlü hissediyoruz.

UÇUYORUZ!..
Bu güç Ercan'dan çıkana kadar yetiyor...
Ama akla aykırı otorite Ercan'a kadar.

Akıl evrenseldir.
Politikacının da işini görür, gemi kaptanın , ekonomistin de...
Örneğin;
Evrensel akıl,
"bütçe açığının GSYİH oranı %3'ü, borç stoku da %60'ı aşamaz" der.
Ercan'a kadar olan otorite ise,
"bizde bu oranlar %13 ile %121'dir; ama biz uçuyoruz..." der.

TAŞ DEVRİ
Muhafazakâr dostlar hiç merak etmeyin...
AKP, cami ve kamuoyuyla uygun adım gittiğiniz sürece, güvende ve koruma altında halâ Taş Devri'nde yaşamaya devam edebilecekseniz de...

De'si şu:

CTP  İKTİDAR OLDUĞUNDA NE YAPACAKSINIZ ?