Erdoğan: AİHM kararı bizi bağlamaz
"AİHM'in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'a yönelik kararına ilişkin, "AİHM'in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması talebine yönelik kararının hatırlatılması üzerine, "AİHM'in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" dedi.
AİHM kararı Türkiye'yi bağlamaz mı?
AİHM, Demirtaş’ın başvurusuyla ilgili olarak, “özgürlük ve güvenlik hakkının, seçim hakkının” ihlalini kayıt altına alırken, Türkiye aleyhine ilk kez Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. maddesinden de mahkûmiyet verdi. AİHM’nin Türk yargıcı Işıl Karakaş, 18. madde mahkûmiyetine muhalif kaldı. AİHM, Türkiye’yi 10 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etti, 15 bin eoruluk yargılama giderlerinin de ödenmesini istedi. Kararda, yeni bir kanıt yoksa Demirtaş’ın tutukluluğunun son bulması gerektiğine iki ayrı yerde vurgu yapıldı. Anayasanın 90. maddesine göre kararı bağlayıcı olan AİHM’in bu hükmü uyarınca Demirtaş’ın tahliyesi gerekiyor.
Anayasanın 90. maddesi ne diyor?
Anayasanın 90. maddesi şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
Eski AİHM yargıcı Türmen: Demirtaş kararı uygulanmazsa Türkiye aleyhine hukuki ve siyasi sonuçlar olur
"Tahliye edilip başka suçtan tutuklanırsa..."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) eski yargıçlarından Rıza Türmen, yüksek mahkemenin, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili verdiği "Serbest bırakılmalı" kararının ilkleri barındırdığını ve mahkeme açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. Türmen, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, karara yönelik yaptığı, “Bizi bağlamaz” yorumu için de “Bağlar. Türkiye, sözleşmeye imza atmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) göre kararların bağlayıcılığını kabul etmiştir. Karara uymamanın hukuki ve siyasi sonuçları olur” dedi.
AİHM’de uzun süre görev yapan Türmen, Demirtaş kararının birçok açıdan önem taşıdığını vurguladı.
Matbu gerekçeler
Türmen, kararda öncelikle Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verilirken ortaya konulan gerekçelerin hak ihlali sayıldığına işaret etti. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin tutuklama koşullarını belirlediğini vurgulayan Türmen, "Burada, matbu gerekçelerle, kanıt bildirmeden, neden tutuklu kalmasının gerekli olduğu vurgulanmadan tutukluluk halinin devamına karar verilmesi durumu olduğunu belirtiyor mahkeme. Bunu hüküm altına alıyor. Bu başlı başına çok önemli” dediâı
18. madde ilk kez
Türkiye’nin kararla birlikte ilk kez AİHS’nin 18. maddesinden mahkûm olduğuna işaret eden Türmen, “Bu çok önemli. Mahkeme, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamının siyasi nedenlerden kaynaklı olduğunu karar altına alıyor. Sadece Demirtaş açısından değil hem mahkeme hem de Türkiye açısından önemli. Zira kararda bunun Türkiye demokrasisi açısından da bir tehdit oluşturduğu vurgulanıyor, çoğulculuk ilkesine aykırı bir davranış olduğu vurgulanıyor ve dolaylı olarak yargı bağımsızlığına atıf yaparak, kararın siyasi baskılardan kaynaklı alındığı vurgulanıyor. Tutukluluğun referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde sürmesi buna bağlanıyor ve burada Cumhurbaşkanı’nın yaptığı ‘hesap verecekler’ tarzındaki açıklamalara işaret ediliyor” diye konuştu.
"Mahkemenin önemli kararlarından biri"
AİHM’in Türkiye demokrasisi ile ilgili yorum yaptığını kaydeden Türmen, “Kararın bir diğer önemli yönü, tutuklamanın sürmesinin hem Demirtaş’ın seçilme hakkı hem de yurttaşların seçme hakkı yönünden bir kısıtlama yarattığı yönündeki tespit. Bu tespit, mahkeme açısından da yine ayrıca önem taşıyor. Mahkeme, bu alandaki önemli kararlardan birine imza atmış oldu” yorumunu yaptı.
"Karar bağlayıcı, uymamanın sonuçları olur"
Türmen, Erdoğan’ın kararla ilgili yaptığı, “AİHM kararları bizi bağlamaz. Bugüne kadar örgütle ilgili çoğu kararlar hepsi aleyhe. Karşılığında yapabilecek çok şeyler var. Karşı hamlemizi yaparız. Terör devam ediyor” açıklaması için de “Bağlamaz olur mu? Türkiye, 46. maddeye imza atarak AİHM kararlarının bağlayıcılığını kabul etmiştir. Anayasanın 90. maddesinde bunu açıkça düzenlemiştir. Karar bağlayıcıdır” dedi.
"Hem hukuki hem de siyasi sonuçları olur"
Yerel mahkemenin karara uymaması gibi bir seçeneğin düşünülemeyeceğini belirten Türmen, “Böyle bir şey olamaz. Bu açık hukuksuzluk olur, anayasaya aykırıdır, Türkiye’nin imza attığı sözleşmelere aykırıdır. Hem Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi hem de Parlamenterler Asamblesi açısından sonuçları olur. Hem hukuki yaptırım söz konusu olur hem de üye ülkelerin Türkiye ile ilişkileri açısından siyasi sonuçları olur” değerlendirmesini yaptı.
"Tahliye edilip başka suçtan tutuklanırsa..."
Türmen, Demirtaş’ın AİHM kararınca tahliye edilip, bir başka suçtan tutuklanması gibi yöntemler uygulanması durumunda ise AİHM’ye yeni başvuru yapılabileceğini, tutuklu kalması için bu yöntemin izlendiğinin tespiti halinde daha ağır ihlal kararlarının söz konusu olabileceğini kaydetti.
(Gökçer Tahincioğlu / T24)