Erdoğan-Hristodulidis buluşması…
Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis geçen hafta ABD Başkanı Biden ile Washington’da Beyaz Saray’da bir resim karesine girmiş, görüşme yaptığını haberleştirmişti. Bu haber farklı pazarlandı ama değeri ve ederi, ABD Başkanlık seçimlerinin son haftasında Yunan lobisini Biden’ın yerine aday olan Bn Harris lehine angaje etmekti. Seçimi Trump kazandı, rakibi Bn Harris’e karşı da çok öfkeli ve aşağılayıcı açıklamalarda bulundu, “Kovuldun” dedi… Dolayısıyla, Hristodulidis, en azından bu aralarTrump’ın gözüne görünmese iyi olacak…
Kendi halkında itibarı çok gerileyen Hristodulidis’in itibar kazanma girişimi olan Biden görüşmesi iki tarafın da amacına hizmet etmedi… Biden ve Harris ne halleri varsa görsündü ama Hristodulidis’in kendisinin itibar yükseltmek ihtiyacı devam ediyordu ve bunun için de ve bu defa da TC Cumhurbaşkanı (CB) Erdoğan’la da bir resim karesine girmesi gerekiyordu… Fırsat da hazırdı; hafta içinde Macaristan’ın başşehri Budapeşte’de toplanacak olan Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi vardı… Bu toplantıya gitmezden önce CB Erdoğan ile görüşmek ve mesajlarını doğrudan iletmek istediğini açıkladı; mümkün olmazsa da diğer Avrupalı liderler vasıtası ile ileteceğini söyledi.
Zirve toplandı… Toplantı arasında sosyal ortamda kahve içip sohbet etmekte olan CB Erdoğan, Yunan Başbakanı Mitçodakis ve Arnavutluk başbakanı Rama’ya Hristodulidis de katıldı; yani Hrsitodulidis amaçladığı görüşmeyi bu ortamda gayri resmi bir buluşmada başardı, kendince… TC Dış İşleri bakanı Fidan ile de kısa bir sohbet yapabilmiş; Erdoğan ve Fidan’a Avrupa ve Türkiye ilişkilerinin güçlenmesine yardımcı olmaya hazır olduğunu söylemiş, yeter ki Kıbrıs sorununun üzerinde anlaşılan çerçeve temelinde çözülmesi için görüşme süreci başlasın… Resim ve haberler, tıpkı Biden buluşmasında olduğu gibi basına servis edildi. Biden buluşmasını “Kıbrıs Cumhuriyeti Akdeniz’de Türkiye’nin yerini alıyor” gibilerinden abartan Rum basınında bu defa da Erdoğan-Fidan buluşması çok abartılmasa da Hristodulidis’e itibar kazandıracak şekilde yansıtıldı…
Bu buluşmayı küçümsemek doğru olmaz… Tüm Kıbrıslı Rum liderlerin öteden beri iddiası ve isteği Kıbrıs sorunu çözümünü doğrudan “İşgalci Türkiye” ile görüşmekti. Türkiye tarafı ve Kıbrıslı Türk liderler bu isteği hiç kabul etmedi. Şimdi Hristodulidis Erdoğan ve Fidan ile öyle veya böyle buluşmuş, ayaküstü de olsa Kıbrıs sorunu çözüm süreci için kısa da olsa birkaç kelam edebilmişse bu Hristodulidis’in bir başarısıdır ama bu başarının mimarı da Kıbrıslı Türk lider Tatar’dır. Kendini TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kayyumu ilan eden ve dolayısıyla kendini Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde avare dişli durumuna koyan Tatar elbette Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde ne Rum lider tarafından ciddiye alınacak, ne de TC Cumhurbaşkanı tarafından ihtiyaç duyulacak birisi olacaktı… Aslı varken, kayyumla mı sürdürülecek görüşmeler?! “KKTC CB Tatar – Kıbrıslı Türk lider Tatar”ın Kıbrıs sorunu çözüm sürecindeki yeri de göstermelik olmaktan öteye gitmeyecek, onu olsun kendisine sunsalar dahi…
Peki, Türkiye de Kıbrıs sorunu çözüm sürecini Kıbrıslı Rum lider ile mi görüşecek?! Servis edilen buluşma fotoğrafında hiç de öyle bir hava yok, Hristodulidis o havayı yaratmak istemiş olsa dahi… Otel lobisi gibi bir mekânda, etrafta ilgisiz başka daha kişilerin olduğu bir yerde, kahve masasında, Arnavutluk Başbakanı’nın da bulunduğu bir ortamda ve herkeste bir tebessüm hali varken ciddi bir sorun ve konu olan Kıbrıs sorunu elbette bir iki başlık kelamından öteye konuşulamazdı; konuşulanlar da zoraki nitelikle olmuştur. Erdoğan Hristodulidis’le bir resim karesine girdi ama Kıbrıs sorununu görüşecekse “Sen git de anan gelsin” havasında olacak. Zaten Yunanistan ile sürdürülen Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek, düzenlemek, geliştirmek, barışçıl ve sürdürülebilir yapabilmek vizyonlu görüşmelerin bir alt başlığı olarak onlar arasında Kıbrıs sorunu da görüşülecek. Ve Yunan Başbakanı’na “Denizi aştık, derede boğulmayalım” dediğinde Kıbrıs sorununu kastetmişti; “Anna Planı’nda olduğu gibi elimi taşın altına gene koyarım – barış için uzanacak eli havada bırakmam” dediğinde de Kıbrıs sorununu kastetmişti ama bunları Yunanistan’ı muhatap alarak söylemişti. Şimdi de zaten kendini “Erdoğan’ın kayyumu” ilan eden bir Tatar varken, yani Kıbrıs sorununun çözüm sürecinden kendini dışlamış bir Tatar varken, Erdoğan Hristodulidis ile mi görüşecek?! Hayır. Ve belki de Yunan Başbakanına “Kıbrıslı taraflardan ne köy olur ne kasaba - ne sirke olur ne şarap; gel biz köyü– kasabayı, sirkeyi-şarabı birlikte yapalım da dereyi geçelim” diyecektir.
Dolayısıyla ve aslında Erdoğan-Hristodulidis buluşması sonunda “Bu sinekten yağ çıkar mı; çıkarsa kime yarar?!” sorgusu peydahlanır… Zaten Türk-Yunan Dış İşleri Bakanları görüşüyor, BM Genel Sekreteri (BMGS) de bir inisiyatif almış ve işbu toplantı gerçekleşene kadar da Kıbrıslı liderlere oyalantı ödevleri vermişti. Gelecek hafta herhalde BMGS “Nerede kalmıştık?” diye konuyu canlandırarak, Türkiye ile Yunanistan’ın Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde ortaklaşacağı kurguyu oluşturmaya çalışacak ve önce “4+1” masası ardından da “5+1 Masası” sahneye alınacak… Bu sinekten bu yağ çıkar; yağı da “Analar” edinir…
Kıbrıslı Türk lider sağda solda kayyumluk eda ve havası ile Türkiye’de entipüften ziyaretler ve görüşmeler yapsın, Kıbrıslı Rum lider de itibarını yükseltme gailesi ile dünya liderleri ile resim karelerine girme çabasında olsun, “Analar” BMGS ile birlikte, AB’nin katkısını da alarak Kıbrıs sorunu çözüm sürecini ve çözümün muhteviyatını halledip imzaya hazır hale getirirse şaşmamak gerek…