“Erdoğan Karikatürü Davası”nda dün: “Takipçisi olması için 1.200 imzayla elçiliğe dilekçe gönderdik”
“Erdoğan Karikatürü” davasında 1.200 imza ile Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurduklarını belirten Kıbrıs Ak Ocaklar Derneği Başkanı, “Kimseden talimat almadık” dedi.
Didem MENTEŞ
“Erdoğan Karikatürü” davasında 1.200 imza ile Türkiye Cumhuriyeti (TC) Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurduklarını belirten Kıbrıs Ak Ocaklar Derneği Başkanı, “Kimseden talimat almadık” dedi.
Afrika Gazetesi’nde 8 Aralık 2017’de yayınlanan “Recep T. Erdoğan karikatürü” ile ilgili dava kaldığı yerden dün devam etti
Savcılık, Müfettiş Muavini Behiç Akçın’ın yansıra ‘polise yazılı şikayette bulunan’ Abdülkadir Kızıltaş, Abdurrahman Şanverdi ve Levent Kanioğulları tanık olarak dinletti.
Tanıklar, gazetede gördükleri yayının “hakaret içerikli olduğu için rahatsızlık duyup polise şikayette bulunduklarını” savunarak, şikayetçi olma konusunda kimseden talimat almadıklarını söyledi.
Tanıklardan Kıbrıs Ak Ocaklar Derneği Başkanı Levent Kanioğulları, söz konusu yayını polise şikayet ettiklerini ve bu konunun takipçisi olmak için de toplam 1200 kişiden imza toplayarak TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nde bir dilekçe gönderdiklerini öne sürdü.
Tanıklar dinlenmeye devam etti
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Yargıç Cenkay İnan’ın huzurunda görüşülen davada, İddia Makamı’nda Başsavcılık adına Savcı Ergin Atıcı, gazeteciler Ali Osman Tabak ile Levent Şener’i de temsilen avukat Tacan Reynar ile Mine Atlı hazır bulundu.
Yaklaşık 3 saat süren dünkü duruşmada Savcılık 4 tanığını daha mahkemeye dinletti. Müfettiş Muavini Behiç Akçın dışında gazetenin yanını polise şikayet eden Abdülkadir Kızıltaş, Abdurrahman Şanverdi ve Levent Kanioğulları dinlendi.
Tanık Abdulkadir Kızıltaş:
“Cumhurbaşkanımızı aşağılayıcı bir durum, toplumu neden ayrıştırıyorlar”
Savcının 2'inci tanığı karikatürden dolayı polise şikayette bulunan Abdülkadir Kızıltaş oldu. Kızıltaş ilk önce Savcı Atıcı'nın sorularını yanıtladı. Kızıltaş şahadetinde, Gaziantepli olup 2008 yılında Lefke Avrupa Üniversitesi'ne okumaya geldiğini daha sonra KKTC'ye gönül bağı beslediği için de 2011 yılında yatırım yaparak iş yaptığını söyledi. Gazetede yayınlanan resmi (kolajın) sosyal medyada paylaşılmasıyla gördüğünü belirten Kızıltaş, "Cumhurbaşkanımızın üzerine tuvalet yapan bir heykel tatsız bir görüntüydü. 2-3 gün bekledikten sonra karakola gidip şikayet bulundum" dedi. Yayının Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aşağılayıcı içerikte olduğunu iddia eden Kızıltaş, “Basın özgürlüğü altında Cumhurbaşkanımızı aşağılayıcı bir durum ortaydı. Ben Erdoğan’ın siyasi partisine ve fikirlerine mensup değilim, Türkiye Cumhurbaşkanı olduğu için şikayette bulundum. Onur kırıcı ve aşağılayıcı bir durumdur. Şener Levent bey ülkemizin yazarlarından ve saygı duyuyoruz. Ama böyle bir şeye gerek var mıydı? Toplumu neden ayrıştırıyorlar” dedi.
“Bana biri şikayet etmemi söylemedi, kendi fikrimdi”
Abdülkadir Kızıltaş daha sonra avukat Tacan Reynar’ın sorularını yanıtladı. Reynar, “basın özgürlüğü altında böyle bir yayın kabul edilemez dediniz. Basın özgürlüğü sizce nedir” diye Kızıltaş’a sordu. Kızıltaş, “Basın özgürlüğünden dolayı bir şikayetimiz yok. Hakaret içerikli bir yayın kabul edilemez” dedi. “Sanıkların cezalandırılmalarını mı istiyorsunuz” diye soran Reynar’a, Kızıltaş “ben bilmem mahkeme kararı verir. Biz hiç kimsenin hapse girmesini istemeyiz. Ortada bir suç varsa cezalandırılmasını isteriz” dedi.
Reynar, AİHM’de KKTC’nin TC’nin bir alt yapısı olduğuna dair bir kararı olduğunu, bunu bilip bilmediğini ve KKTC’nin bağımsız bir ülke olup olmadığını sordu. Kızıltaş, “TC ile KKTC iki ayrı kardeş ülkedir. Türkiye ile idari bakımından da bir olduğunu düşünmüyorum. KKTC’nin kendi bağımsız bir yapı olduğunu düşünüyorum” dedi. “O zaman bu karikatür iki kardeş ülke arasında kriz yaratır mı” diye soran Reynar’a, Kızıltaş, “olmaz diye düşünüyorum. Herhangi bir sorun olmadı. Halk arasında bazı fikir ayrılıkları olabilir” dedi. Avukat Reynar, “polise şikayette bulunduğunuz için tarafsınız, birinden talimat alarak polise şikayette bulundunuz” dedi. Kızıltaş da “Ben TC vatandaşı olarak şikayette bulundum. Bana biri şikayet etmemi söylemedi, kendi fikrimdi” dedi.
Hataylılar Derneği Girne Şubesi Başkanı, tanık Şanverdi: “Gazete okuma kültürüm yok, ilk kez bu resim nedeniyle gazete satın aldım. Akıncı olsa da gene şikayet ederdim.”
Hataylılar Derneği Girne Şubesi Başkanı Şanverdi:
“Akıncı’ya da yapılsa gene şikayetçi olurdum”
“Erdoğan Karikatürü” davasında 3’üncü tanık olarak Abdurrahman Şanverdi dinlendi. 1985 yılından beri KKTC’de yaşadığını, Hataylılar Derneği Girne Şubesi Başkanı olduğunu söyleyen Şanverdi, hem TC hem de KKTC vatandaşı olduğunu beyan etti. Sanık gazetecileri basından tanıdığını söyleyen Şanverdi, “gazetede çıkan resim sosyal medyada çok yayınlandı. Emin olmak için gidip bir gazete aldım. TC Cumhurbaşkanının başına yapılana gördüm, rahatsız oldum. Düşündüm ettim, TC Cumhurbaşkanına bu şekilde yapılmasını kabullenemedim ve şikayetçi oldum. TC Cumhurbaşkanına yapılan şey KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’ya da yapılsa yine şikayetçi olurdum. Çünkü o da benim Cumhurbaşkanım. Bu resim benim iş hayatıma da yansıdı. İşi gücü bıraktım, moralim bozuldu, canım sıkıldı” dedi.
Daha sonra Avukat Reynar sorularını yöneltti. “KKTC ile TC’nin uluslar arası alında zarar görmesini ister misin” diye sordu, Şanverdi “hayır” yanıtını verdi. “Siz şikayet ettiniz ve bir yargılama yapılıyor. Mahkeme hapse gönderirse uluslararası kuruluşlarda KKTC’nin itibarı kötüye gideceğinden bilgin var mı” diye sordu. Şanverdi, “daha kötüye gideceğini düşünmüyorum” dedi.
“Bu insanların cezalandırılmasını mı istiyorsun” diye soran avukata, Şanverdi, “cezalandırılmalarına mahkeme karar verir. Bana göre hapse girmeyi hak ediyorlar. Vicdanen öyle düşünüyorum” yanıtını verdi.
“Afrika gazetesi önündeki eylemde ben de vardım”
Reynar, Afrika gazetesi okuyup okumadığını sordu. Şanverdi de hiçbir gazeteyi okumadığını, gazete okuma kültürü olmadığını ve ilk kez bu resim nedeniyle gazeteyi satın aldığını söyledi. Şanverdi, “Afrika gazetesi önündeki eylemde ben de vardım. Ben şiddete karşıyım. Dernek başkanı olarak protesto etmek amacıyla gazetenin önüne siyah çelengi bıraktım ve gittim” dedi.
Reynar, “siz resmi sosyal medyadan görmediniz, size gidin şikayet edin dediler” demesi üzerine, Şanverdi, “hayır” yanıtını verdi.
Avukat Reynar, “eğer bir gazete ‘git işine be maskara’ diye bir haber yazarsa onu da şikayet eder misiniz” diye sorması üzerine, Şanverdi, “ederim” yanıtını verdi. Reynar, “git işine be maskara” manşetini taşıyan bir gazete kupürünü göstererek, bunun Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’e yazıldığını söyledi ve bu kişiyi tanıyıp tanımadığını sordu. Şanverdi, “sanırım Yunanistan’ın başkanıdır” dedi. Reynar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Başkanı olduğunu ve bir lider olarak ona karşı atılan bu manşeti de polise şikayet eder mi diye Şanverdi’ye sordu. Şanverdi, “bu gazeteden bilgim yok, okumam lazım” dedi. Reynar, okumasını istedi. Gazetenin manşetinin hangisi olduğunu bulmakta zorluk yaşayan Şanverdi, “o benim Cumhurbaşkanım değil şikayetçi olmazdım, onlar şikayet etsin” dedi.
Avukat, “bir karikatür TC ile KKTC arasındaki ilişkiyi bozar mı” diye sordu. Şanverdi, “bozar… Bir gazete Cumhurbaşkanını eleştirebilir ama hakaret içerikli değil” dedi.
AKP üyesi, Ak Ocaklar Derneği Başkanı, tanık Kanioğulları: “Elçiliğe, polise şikayette bulunduğumuzu ve bunun takipçisi olması için yazdık.”
AKP üyesi, Ak Ocaklar Derneği Başkanı, tanık Kanioğulları:
“KKTC, TC’nin alt yapısıdır diye bir şey yok”
Savcılık 4’üncü tanığı olan Kıbrıs Ak Ocaklar Derneği Başkanı Levent Kanioğulları’nı mahkemeye dinletti. 1971’de Lefkoşa’da doğan KKTC uyruklu Kanioğulları, 2015 yılında TC’nin verdiği hak ile TC vatandaşlığını da aldığını söyledi. AKP Ankara Çankaya İlçesi’nde parti üyesi olduğunu da belirten Kanioğulları, KKTC’de de TC’de iş yaptığını beyan etti.
Sanık kürsüsündeki gazetecileri ismen tanıdığını belirten Kanioğulları, Aralık ayında gazetenin yayınladığı karikatür ile ilgili olarak dernek üyelerinden kendisine mesajlar geldiğini söyledi. Karikatürün aşağılayıcı nitelikte olduğunu, bu konuda hukuken ne yapılabilir diye düşündüklerini belirten Kanioğulları, polise şikayette bulunduklarını söyledi. Daha sonra dernek üyelerinden ve üye olmayan toplam 1200 kişiden imza toplanarak TC Elçiliğine bir dilekçe yazdıklarını aktaran Kanioğulları, “Elçiliğe, polise şikayette bulunduğumuzu ve bunun takipçisi olması için yazdık. Liderimizi aşağılayıcı hissi rencide ediciydi, Elçiliğe dilekçe verdik” dedi. “Gazetede yayınlanan resmi gördüğümde ilk hicap duydum” diyen Kanioğulları, bu konuyla ilgili de basın açıklaması yaptıklarını da ifade etti.
“AK Parti Ankara Çankaya İlçesi üyesiyim”
Daha sonra Avukat Reynar, Levent Kanioğulları’na sorular yöneltti. “Bu resmin hakaret içerdiğini söylüyorsunuz. KKTC’nin Cumhurbaşkanına da aynı şey yapılsa tepki verir misiniz” diye sordu. Kanioğulları, “Buranın Cumhurbaşkanına da olsa aynı tepkiyi veririz. Burada aşağılama vardır” dedi.
Reynar, “AİHM kararlarına göre KKTC, TC’nin bir alt yapısıdır. Sizce öyle midir” sorusuna ise Kanioğulları, “KKTC, TC’nin alt yapısıdır diye bir şey yok. KKTC egemen ve bağımsız bir devlettir” dedi.
Avukat Reynar, “AK Ocak Derneği AK Partiye mi bağlıdır” diye sordu. Kanioğulları, “AK Parti ile organik bir bağı yok. Bu benim şahısımla ilgilidir, derneğin ilgisi yok. Ben AK Parti Ankara Çankaya İlçesi üyesiyim” dedi. Avukat Reynar, “aldığınız talimat gereği polise şikayette bulundunuz” demesi üzerine, Kanioğulları, “şahsen taraf oldum, derneğim adına değil. Dilekçeler de dernekte yapıldı” dedi.
Tanık Müfettiş Muavini Akçın:
“Elçilikten talimat almadık”
Son olarak ise Savcılık Müfettiş Muavini Behiç Akçın’ı mahkemeye dinletti. Akçın, 8 Aralık 2017 tarihinde Buray Büsküvütcü isimli şahsın Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne gelerek Afrika gazetesinde yayınlanan resim ile şikayette bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine ifade aldığını ve soruşturma başlattığını aktaran Akçın, konu gazeteyi ve gazeteye ait kuruluş belgelerini temin ettiğini söyledi. Akçın, daha sonra ise görevi Müfettiş İsa Sevindik’e devrettiğini belirtti.
Akçın’ı sorgulamaya başlayan Avukat Reynar, TC Elçiliği’nden 12 Aralık’ta gelen yazı üzerine soruşturmaya başlandığını iddia etti. Akçın da “biz polisiz, üstlerimizden talimat alınca soruşturmaya başlarız. Büsküvütçü’den ilk şikayet geldiğinde soruşturmaya başladık. Elçilikten talimat aldığımız doğru değildir” dedi.