1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Erdoğan ve Kürt sorunu
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Erdoğan ve Kürt sorunu

A+A-


TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bize de fazlasıyla yansıyan bazı olumsuz yanlarını bir kenara bırakalım, Kürt sorunuyla ilgili yaşanan şimdiki sürece bakalım.
Belki bir yıl önce, belki daha da yakın zaman için Erdoğan’ın veya TC Hükümeti’nin BDP milletvekillerini İmralı’daki Abdullah Öcalan’a göndermesini ve Kürt sorununun çözümüyle ilgili böyle bir adım atmasını beklemek biraz zordu ama oldu.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ön çalışmalarını yaptı, ardından BDP ile görüşüldü, onlar Öcalan’la görüştüler, Öcalan bir mektup yazdı, PKK’ya gönderdi, sorunun kalkması, çatışmaların bitmesi için olumlu bir süreç başladı ve taraflar yani, TC Hükümeti ve BDP ve PKK, sürecin bozulmaması için gayret gösteriyorlar.
Öcalan’la görüşme tutanaklarının basına sızdırılması konusunda taraflar birbirini suçlarken veya “biz sızdırmadık” derken, sonunda BDP, Parti Meclisi üyelerinden 2 ve basın biriminden 1 kişiyi bu konuda suçlu bulup görevlerinden uzaklaştırdı. “Saklamaya gerek yok” dediler ve olayın sorumlularının bulunup sürecin yıpratılmaması, kesintiye uğratılmaması için daha da diyet ödemeye kararlı olduklarını göstermiş oldular.
Erdoğan açısından baktığımızda bazı konularda diktatör tavrı takınan, kendisine göre gazeteci seçen, eleştirenleri işinden eden, partisinde ‘tek adam’ konumunda olan bir kişi… Ancak Kürt sorununda belki de o kişilikten beklenmeyen bir süreç sürdürüyor. Söylenene göre Türklerin, Kürtlerin ve diğer azınlıkların da “TC Yurttaşı” olarak adlandırılacağı bir anlaşmaya varılmış. Kendisine sol demokrat diyen CHP bile buna “neden Türk yurttaşı olmasın?” diye karşı duruyor. Erdoğan, Türkiye’de kendisine sol diyenlerin önünde, olması gereken değişimin, gelişimin ve demokrasinin öncülüğünü yapıyor. Demokrat mı Erdoğan? Değil ama demokrat yoksunluğunda boşluğu dolduruyor!
Bu gelişmeler Erdoğan bağlamında değerlendirildiğinde çelişkili tavırlar, farklı kişilikler ama gerçek de, olan da bu...
Bu sürecin başarıya ulaşması biz Kıbrıslıtürkler için de merakla beklenen bir durum… Sorunların çözülmesi, artık insanların ölmemesi, savaşa harcanan paraların kalkınmaya harcanması için verilen mücadeleler önüne takoz konulmasına değil, katkı koyulmasına, iteklenmesine muhtaç mücadelelerdir.
Benim de beklentim, sürecin olumlu sonlanması ve barışın süreğen olması…

/////////////

Yine Lefkoşa…
Bir tanıdık Lefkoşa Belediye seçimlerine CTP’nin, DP’nin, TDP’nin neden girdiğini sorguladı. Mecliste kalan UBP’li 7 üyenin tamamen istifalarının istenmesini, olmaması durumunda seçime girilmemesi gerektiğini söyleyen dostumuz, şimdiki durumda UBP’nin tek başına bırakılması gerektiğini ısrarla söylüyordu. Artık bunun değerlendirilmesi için çok geç tabii ancak şunu da söylemek gerekiyor. Siyasi partilerin bu süreçte ellerini taşın altına koymaları gerekiyordu. Mecliste 7 kişi var diye Lefkoşa’nın tarihinin en kötü günlerinin devam etmesine göz yummaları, yeniden ayağa kalkmasına katkı koymamaları beklenemezdi. Bu süreçte DP’nin günahı da varken, şimdi günahları temizlemek, Lefkoşa’yı layık olduğu kent imajına kavuşturmak gerekiyor.

Bu yazı toplam 1912 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar