1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ERDOĞAN'IN 'GAZ' SÖYLEMİ NEDEN DEĞİŞTİ?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

ERDOĞAN'IN 'GAZ' SÖYLEMİ NEDEN DEĞİŞTİ?

A+A-

 

 Kıbrıs sorununda bir kırılma noktasına doğru gidiyoruz anlaşılan.
 TC Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen gün verdiği beyanatın satır arasında
 altı çizilmesi gereken noktalar var.
 Erdoğan ne dedi?
 "Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarında beraber adım atacağız. Yatırım
 yapılacaksa bu yatırımı da beraber... Oradan çıkartılan ürünün miktarı
 nedir ne değildir, bu da beraber."
 Buradaki 'beraber' ifadesiyle kimi kastediyor?
 KKTC'yi değil.
 Konuşmanın devamında anlıyoruz ki, Erdoğan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne söylüyor
 bunu ve 'ortak ekip'ten söz ediyor.
 Sondajı da beraber yapacak, hangi tarafa ne kadar pay düşeceğini de
 hesaplayacak bir ekip...
 Ve "oradan ne çıkıyorsa Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs, nüfusuna göre
 hakkını alacak" diye ekliyor.

 *  *  *

Dikkat edin, Erdoğan bu sefer Anastasiadis'e "Gaz arayamazsınız" demedi.
Doğu Akdeniz'de arama ve kazı faaliyetleri için tehditkar sözler de söylemedi.
Daha birkaç hafta önce söylem bu değildi.
Kuvvetle muhtemeldir ki Exxon bölgeye geldikten sonra Ankara gazla ilgili
tavrını farklı bir çerçeveye oturttu.
"Asla müsaade etmeyiz, hatta müdahale ederiz"den "Sondaj da kazı da
yapılacaksa beraber yapacağız"a geçildi.
Kuşkusuz, bir önceki söylemle şimdiki arasında bir kıyas yapılırsa, yenisi
eskisine göre daha iyi. En azından gerginliği tırmandırıcı değil, uzlaşı
arayışı içeren bir üslup ve içerik var Erdoğan'ın son demecinde...
Lakin tek değişen unsur bu değil.

 *  *  *

Yine aynı demeçte Erdoğan'ın gazın araştırılması, miktarının belirlenmesi,
kazı işlemi ve nüfusa göre pay edilmesi konusunda söylediklerinden
Ankara'nın 'gaz meselesini çözümün dışına alma' niyeti var sanki.
Anastasiadis ne diyor?
"Biz araştırırız, kazarız, çıkarırız, Kıbrıslı Türklerin payını ayırırız,
çözüm olunca da hak ettikleri miktarı veririz."
Bunu Kıbrıs Türk liderliği temelli reddediyor. Sadece liderlik değil,
siyasetin tamamı da, toplumun geneli de 'çözümsüz gaz'ın başa bela olacağı
görüşünde.
Erdoğan ise başka bir şey söylüyor.
Tam olarak Anastasiadis'in siyaseti değil belki ama Akıncı'nın izlediği
politikada değil bu.
Akıncı da 'ortak komite' istedi evet, ama 'çözüme kadar gaz konusunda
ileri adım atma' mesajını da çok net verdi. Hatta AKEL bu konuda Rum
liderden çok Akıncı'nın söylediklerine daha yakın bir tutum içerisinde.

*  *  *

 Peki ama TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemindeki bu değişim
neyin sinyali?
İlk başta pozitif gibi görünse de, aslında Erdoğan'ın açıklaması 'kalıcı
bölünme'nin yani 'taksim'in çok -ama çok- yakınında olduğumuzu söylüyor.
Erdoğan'ın açıklamasıyla aynı güne denk düşen Çavuşoğlu-Özersay
görüşmesinden çıkan mesajlar da bunu destekliyor zaten...
'KKTC'nin daha görünür kılınması...'
'Tazmin Komisyonu'nun güçlendirilmesi...'
Hele Tahsin Ertuğruloğlu'ndan kalma 'Maronitlere gelen yardım
malzemelerinden vergi alınması...'
Anladık, dörtlü koalisyonun programında Kıbrıs sorunuyla ilgili bir öngörü
yok, partiler de serbest...
Lakin yok da böylesi!
Yok da 'Maronit açılımı' derken Maronit yardımına vergi!
'KKTC forever' mi yani?
Yoksa 'çözüm için pazarlığın unsurları' mı bunlar?
Hiç de öyle gözükmüyor doğrusu...

 

 

 

Bu yazı toplam 2240 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar