1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Erdoğan’ın Mesinceri Ersin Tatar…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Erdoğan’ın Mesinceri Ersin Tatar…

A+A-

T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde bir medya kuruluşundaki programda Kıbrıs sorununa ilişkin sorulara verdiği cevaplarında bilinen sırrı açıkladı: “Cenevre buluşması oldu. Bu buluşmada da sağ olsun Ersin Bey dik durdu, sağlam durdu ve orada mesajımızı aynen oradaki ilgililere iletti. Nedir? İki eşit egemen devlet.”

Tatar ise, üstüne basa basa, bu öneriyi kendi projesi olarak anlatıyordu… Erdoğan onu yalanlıyor ve kendi mesajını diğer taraflara Tatar vasıtasıyla ilettiğini söylüyor; yani Tatar ‘Mesincer’… Hani diyor ya Erhürman “Tatar nedeniyle özne değiliz” diye, haklıymış; ispatı burada… Ve anımsanacağı gibi, Cenevre’deki toplantıdan bir gün önce Kıbrıslı Türk parti liderleri ile toplantı yapan Tatar böyle bir “mesaj” vereceğini paylaşmamış, bu “mesajı” Rum basın mensuplarından öğrenen gazeteciler de konu ile ilgili soru sorduğunda yalanlamıştı… Demek ki ‘Mesincer’e mesaj Cenevre’de son anda verilmiş, “Hadi gir içeri de anlat bakalım” denilmiş…

Evet, Tatar nedeniyle Kıbrıslı Türkler Kıbrıs sorunu görüşmelerinde artık özne değil, nesne de değil, ‘mesincer’… Ve yıllardan beridir Kıbrıs sorununda doğrudan muhatabının Türkiye olmasını isteyen, müzakereleri Türkiye’nin temsilcileri ile doğrudan yapmak isteyen Kıbrıs Rum liderliği de nihayet muradına ermiştir. Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun çözümde kendi istediği sonucu almak için artık tek yapacağı Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonlar konusunda Türkiye’nin taleplerine önemli ölçüde olumlu yanıt vermek, Doğu Akdeniz Münhasır Ekonomik Bölge haritasında Türkiye’nin de tatmin olabileceği yeni bir düzenlemeyi yapmak… Ondan sonra da, artık ne özne, ne de nesne olmayan Kıbrıs Türk halkının haklarının gözetilmediği yeni bir ‘Kıbrıs Sorunu Çözüm Önerisi’, Türkiye’nin ulvi çıkarları için, alayla valayla ‘mesincer’ vasıtasıyla tüm ilgililere iletilir… ‘Mesincer’ de ’23 Nisan çocuğu’ edasıyla yeni öneriyi kendi projesi imiş gibi anlatır…

Daha ne diyor Erdoğan?! “Bundan sonraki süreçte ne olur? Onu da zaman içerisinde göstereceğiz ama şu anda Kapalı Maraş açıldı mı? Açıldı. Şimdi orayla ilgili de ne gibi adımlar atılacağını, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o hukuka göre o adımlarımızı da atarız. Buradan da herhangi bir çekincemiz yoktur. Bu konuda da yetişmiş çok güçlü insanlarımız var. Sonbahar gibi bir uluslararası toplantıyı düşünüyoruz. Bunu da bir üniversitemiz vasıtasıyla, bu uluslararası toplantıyı yapacağız, orayı da kapsayacak şekilde. Bu uluslararası toplantıyla beraber inşallah işin performansını daha da artırmayı düşünüyoruz." Yani Erdoğan yeni bir müjde verdi ve bu toplantının Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve ağırlıklı olarak Kapalı Maraş'ı kapsayacağını bildirdi…

Kendisi için doğrusunu yapıyor, çünkü artık Kıbrıs sorunu görüşme süreci doğrudan Türkiye ile Kıbrıs Rum tarafı arasında olacak, dolayısıyla da konu üzerindeki tüm çalışmaları kendileri yapacak… ‘Mesincer’ kapıda bekliyor olacak, eline tutuşturulanı gidip aktaracak…

Onun doğrusunun ise Kıbrıs Türk halkının doğrusu olmayacağı artık anlaşılmıştır. Ve Kıbrıs Türk sağ siyaseti de çıkıp Kıbrıslı Türkler adına siyaset yaptığını söyleyecek?! Kıbrıslı Türkleri yok sayan, var olduklarını anımsadığında da “Beslemeler” diyen Türkiye’nin radikal İslam AKP ile faşist MHP ortaklık hükümetine Kuzey Kıbrıs’ta yataklık ve yalakalık eden sağ siyaset Kıbrıslı Türkleri kendi yurdunda azınlığa düşürmek için de on binlerce yeni yurttaşlık da dağıtacak… Kendi parti başkanını bile seçemeyen sağ siyasetin ana akım partisinin azınlık hükümeti, Kıbrıslı Türklerin adadaki etkin varlığını yok etme misyonunu yerine getirmeye çalışacak… Talimatları bu… Ve makamda olmak adına, makamdan nemalanmak için bu misyonu yerine getirmeye çalışıyorlar… Kıbrıs Türk halkının büyük çoğunluğu bağlamında Kıbrıs Türk sağ siyasetinin gözleri kör, kulakları sağır, dilleri kesik…

Nereye kadar?! İlk genel seçime kadar… Ardından gelecek olan yerel seçimde de perdah çekilecek… Sıra ‘Mesincer’a gelecek… 2023’te de o da gidecek… Nasıl mı? Türkiye’deki genel seçimle… Çünkü, diktatoryal siyasetler ne yaparsa yapsın, değişemeyeceği bir olgu var: Halklar öznedir… Kuzey Kıbrıs’ta da, Türkiye’de de… CTP’nin dediği gibi, “Vardık, varız, varolacağız” çünkü kim ne yaparsa yapsın, ne buyurursa buyursun, ne kadar yataklık ve yalakalık yaparsa yapsın başkalarına, halk öznedir ve özneliğini de fiili ile gösterir… Mesincerler ve radikal İslam AKP ile faşist MHP ortaklığının Kuzey Kıbrıs’taki  muhipleri aşama aşama gidici… Özne fiilini yapacaktır…

Bu yazı toplam 1589 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar