Erhürman: Bu uygulamaların kabul edilmesi mümkün değil
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Okan Dağlı'nın Türkiye'ye girişine izin verilmemesi nedeniyle açıklama yaptı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Okan Dağlı'nın Türkiye'ye girişine izin verilmemesi nedeniyle açıklama yaptı.
Erhürman, “Bir kez daha Sn. Tatar'a, Sn. Sucuoğlu'na ve Sn. Taçoy'a çağrı yapıyorum. Yeterince geç kalındı. Daha fazla gecikmeden Türkiye Cumhuriyeti makamları nezdinde gerekli girişimleri yapın ve başta bu uygulamaya maruz kalmış olanlar olmak üzere Kıbrıs Türk halkına doğru bilgileri aktarın” ifadelerini kullandı.
Açıklama şöyle:
Sevgili Okan Dağlı'nın da Türkiye'ye girişine izin verilmemiş. Gerekçe, Türkiye Cumhuriyeti'nin "güvenliği aleyhine faaliyetler". Bu aslında soyut gerekçe. Bu soyut gerekçenin altında yatan somut iddiaları bilmek Okan Dağlı'nın en doğal hakkı. Ama sevgili Okan'ın bunu öğrenmesi mümkün olmamış.
Art arda tekrarlanan bu olaylara bir yenisi daha eklendi. Bu uygulamanın kabul edilmesi mümkün değil. Daha önce de çağrı yaptık ama hiçbir karşılığı olmadı. Bir kez daha Sn. Tatar'a, Sn. Sucuoğlu'na ve Sn. Taçoy'a çağrı yapıyorum. Yeterince geç kalındı. Daha fazla gecikmeden Türkiye Cumhuriyeti makamları nezdinde gerekli girişimleri yapın ve başta bu uygulamaya maruz kalmış olanlar olmak üzere Kıbrıs Türk halkına doğru bilgileri aktarın. Bu, oturduğunuz makamların size yüklediği sorumluluktur.
Özersay: “Karşılıklı olarak güvensizliği besleyen uygulamalara son vermede bir arpa boyu yol alınamamış
Halkın Partisi Genel Başkanı, milletvekili Kudret Özersay da konuyla ilgili açıklama yaptı.
Açıklama şöyle:
Son yıllarda Türkiye’ye girişine izin verilmeyen KKTC vatandaşlarıyla ilgili olarak aşağıdaki açıklamaları yapmış, yetkilileri bu durumu açıklığa kavuşturacak adımları atmaya davet etmiştik. Bugün öyle anlaşılıyor ki aynı muamele eski milletvekili sayın Okan Dağlı’ya yapılıyor. Belli ki Türkiye ile KKTC ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturtulmasında ve karşılıklı olarak güvensizliği besleyen uygulamalara son vermede BİR ARPA BOYU YOL ALINAMAMIŞ. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanları bu konularda kendi sorumluluklarının bilinciyle hareket edip inisiyatif almazlarsa, siyasi görüşü ne isterse olsun kendi vatandaşlarına sahip çıkmazlarsa bu ülkeye de bu halka da yazık ederler…
Temmuz 2021’de aşağıdaki açıklamayı yapmıştım, bir kez daha tekrar ediyorum:
“Her devlet kendi ulusal güvenlik tanımı, algısı çerçevesinde bazı yabancıların ülkesine girişine izin vermeyebilir, bu isimleri stop-list’e dahil edip ülkeye girişini engelleyebilir. Geçmişte görevde olduğumuz dönemde yurt dışından dönüşlerinde Türkiye üzerinden transit geçiş yapacak olan ya da Türkiye’ye giriş yapan bazı akademisyenlerin Türkiye’de sorgulanmak üzere gözaltına alındıkları, haklarında soruşturma başlatıldığı örnekler yaşadık. O dönemde Bakanlık olarak Türkiye’nin ilgili şehrinde konsolos olan arkadaşlarımızla temasa geçerek vatandaşlarımıza yardımcı olmaya, durumu öğrenmeye ve vatandaşlarımızı da bilgilendirmeye çalıştık.
Dün akşam geçmişte Cumhurbaşkanlığında iletişim sorumlusu olarak görevli olan Ali Bizden’in Türkiye’ye alınmamasıyla ilgili olarak yaşananlar ertesinde KKTC Dışişleri Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle temasa geçip bunun sebebini öğrenmeye ve vatandaşımıza yardımcı olmaya çalıştı mı bilmiyorum ama bunun yapılması gerekirdi.
Türkiye’ye giriş izni verilmeme nedeni nedir henüz bilmiyoruz ancak iddia edildiği gibi önceki görevi ya da siyasi görüşü nedeniyle bu muamele ile karşı karşıya kalmışsa bu uygulama demokrasi açısından doğru değildir. Geçmiş yıllarda KKTC’den siyasilerin Türkiye’deki siyasi iktidarı ya da Türkiye’nin politikalarını eleştirmeleri nedeniyle Türk pasaportlarının iptal edildiği kötü ve kırıcı örnekler yaşadık. Özker Hoca böyle bir muameleye maruz kalmıştı. Eğer buna Türkiye’deki siyasi iktidarları eleştiriyor diye Türkiye’ye girişlerini yasaklama uygulaması ekleniyorsa gidişat demokrasiyi ve Türkiye ile olan ilişkileri önemseyen herkesi rahatsız eder, etmelidir.
Türkiye’nin pek çok KKTC vatandaşı açısından ulaşımda dünyaya açılan pencere olduğu, bize uygulanan seyahat kısıtlamalarını aşmamıza yardımcı olduğu dikkate alındığında günün birinde bir başka vatandaşımızın da başına bu ve buna benzer şeylerin gelmeyeceği ne malum? O halde hükümet edenler ve
Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle sadece bu olay özelinde değil genel anlamda bu konularla ilgili oturup konuşmalı KKTC vatandaşlarının hangi sebeple Türkiye’ye girişinin engellendiği ya da kimlerin girişinin engellendiği noktasını açıklığa kavuşturmalıdır. Aksi halde şeffaf olmayan bu ve benzeri süreçler iddialarla yoğrulmuş bulanık sulara dönüşür ve iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni GÜVENSİZLİKLERİ tetikler.
Kıbrıs Türkünü endişelendirecek, kaygılandıracak bu uygulamalar yerine güven verecek şeffaf ilişkilere ihtiyacımız var. Umarım hükümet ve Cumhurbaşkanı bu konunun aydınlığa kavuşması için tez zamanda adım atar ve umarım kimse bu yaşananları siyasi olarak istismar etmeye, bunun üzerinden yeni gerginlikler yaratmaya kalkışmaz.”