Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, hayat pahalılığının her geçen gün arttığına dikkat çekerek, hükümetin bunun gailesini dahi çekmediğini, sandalye oyununa devam ettiğini söyledi. Erhürman, “Bunun bir bedeli var ve inanın ki sandığınızdan çok daha ağır olacak” dedi.

Kişisel sosyal medya hesabı üzeriden açıklama yapan Erhürman, “% 33.32'lik hayat pahalılığı Göç Yasası diye bilinen yasadan sonra kamuya girenlerin net maaşına % 25 olarak yansıdı. Net maaşlar sizin belirlediğiniz hayat pahalılığı kadar bile artmadı. Asgari ücret bu hayat pahalılığı dikkate alınarak belirlendi. Bu hayat pahalılığı kaç özel sektör çalışanının maaşına yansıyabildi” diye sordu.

“Hayat pahalılığı belirlendikten sonraki Temmuz ayı hayat pahalılığı % 9.90. Ona da inanırsan! Bugün benzine 2 TL daha zam” diyen Erhürman, “Bu, her zamanki gibi benzin dışındaki pek çok şeyin de zamlanması demek” dedi.

Halkın yoksullaşma ve yoklaşma hızının gittikçe arttığına dikkat çeken Erhürman, “Siz ülkeyi yönettiğini iddia edenler bunun gailesini dahi çekmiyor, sandalye oyununa devam ediyorsunuz. Bunun bir bedeli var ve inanın ki sandığınızdan çok daha ağır olacak!” ifadelerini kullandı.

“Hesap günü yakındır”

Hükümete yönelik eleştirilerine ilişkin bir açıklama daha yayınlayan Erhürman, Başbakan Ünal Üstel’in, “Meclis kürsüsünden verilemeyecek hesabımız yok” sözlerine işaret ederek, “Verilemeyecek hesabımız yok diyorsunuz ya hani... Hesap günü yakındır. Bu halk o hesabı fena soracak” dedi.

Erhürman, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Meclis kürsüsünden verilemeyecek hesabı yokmuş "hükumet"in! Bir de muhalefetten samimiyet görmüyorlarmış. Öyle buyurmuş Sn. Üstel. AKSA sözleşmesini imzalamadan önce yalnızca muhalefetle değil, ekonomik örgütlerle ve sendikayla da paylaşacağının sözünü verip, ondan sonra bakanlarının dahi haberi olmadan sözleşme imzalayan kendisi değilmiş gibi!

Ercan'da bu halkın 59 milyon eurosunu bir kalemde "bağış"larken, muhalefetle, ilgili toplum kesimleriyle, hatta baklanlarıyla dahi konuşmayan kendisi değilmiş gibi, samimiyetten, diyalogdan söz ediyor hiç çekinmeden.

Madem ki veremeyecek hesabınız yok, gelecek ve o hesabı Meclis'te vereceksiniz ve bu halk bir kez daha duyacak.

Bu halk... Her gün biraz daha yoksullaşan, yoklaşan, güvenliğinden, geleceğinden duyduğu endişe her gün biraz daha artan, gözlerini göç yollarına dikmek zorunda bırakılan, iradesizliğinizle haysiyetiyle oynadığınızı gören, gailesini çekmeyip sandalye oyunlarıyla eğlendiğinizi izleyen, gören, bilen bu halk dinleyecek, duyacak.

Ve verilemeyecek hesabımız yok diyorsunuz ya hani... Hesap günü yakındır. Bu halk o hesabı fena soracak!