1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “ERİŞKİN AŞILAMA DEVLET POLİTİKASI OLMALI”
“ERİŞKİN AŞILAMA DEVLET POLİTİKASI OLMALI”

“ERİŞKİN AŞILAMA DEVLET POLİTİKASI OLMALI”

Dr Emre Yusuf Vudalı, bağışıklamanın çocukluk yaş grubunda görülen hastalıkların önemli ölçüde azalmasına, beş yaş altı ve bebek ölüm hızlarının düşmesine neden olduğunu belirtti. 

A+A-

Tuğçe Ülkü Aydın 

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Yusuf Vudalı, aşıyla önlenebilir hastalıkların ülkede ve dünyada çeşitli boyutlarıyla sorun olmaya devam ettiğine işaret ederek, bu nedenle aşı olma/olmama kararının sadece bireyi değil, tüm toplumu ilgilendirdiğini, aşı karşıtlığının tüm toplumun sağlığını tehdit eden bir hareket olduğunu vurguladı. 
Vudalı, aşıların sadece çocuklar için olmadığına işaret ederek, toplum bağışıklığı azalacak olursa ciddi salgınlarla karşı karşıya kalınacağını söyledi. 
TAK Muhabirinin aşılar konusundaki sorularını yanıtlayan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Yusuf Vudalı, bağışıklamanın çocukluk yaş grubunda görülen hastalıkların önemli ölçüde azalmasına, beş yaş altı ve bebek ölüm hızlarının düşmesine neden olduğunu belirtti. 
Bağışıklamanın sadece çocukluk yaş grubunda görülen hastalıklarla sınırlı düşünülmemesi gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Vudalı, bugün için erişkin yaş grubunda sık görülen, ölümlere, işgücü kaybına neden olan bulaşıcı hastalıkların bir kısmının da aşıyla önlenebildiğine işaret etti. 

rop2-001.jpg

 

“ERİŞKİN AŞILAMA DEVLET POLİTİKASI OLMALI”

Vudalı, “Erişkin yaş grubunda bağışıklama henüz istenilen düzeyde ilgi görmemekle birlikte halkın konu ile ilgili bilginin hızla artması gerekmektedir” dedi. 
Çocukluk çağı aşılarında devlet politikası olmasına rağmen, erişkin yaş grubu aşılama konusunda bir devlet politikası bulunmamasını eleştiren Vudalı, erişkinlerde halka ücretsiz aşı yapılmadığını, ücretsiz aşılamanın sadece bazı öğrencilere, hastane personeli ve askeri personele yapıldığına dikkat çekti.
“Erişkin aşılama devlet politikası olmalı” diyen Vudalı, erişkin aşılamanın, çocukluk kadar önemli ayrı bir konu olduğunu kaydetti. 
Vudalı, erişkin aşılamada, 60 yaş ve üstüne grip, 65 yaş ve üzerine (Pnömokok) zatürre , 50 yaş ve üzerine Zona, eğer ikinci dozu yapılmadıysa MMR (Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık) aşılarının doktora danışılarak yapılmasını önerdiklerini, yine yetişkinlere Hepatit B, Hacca veya asker gibi kalabalık yerlerde gidecek kişilere Meningokok ve eğer geçirilmediyse Hepatit A aşısı önerdiklerini anlattı. 
Vudalı, ülkeye yeni gelen öğrencilerin taranarak, toplumun korunmasının da önemine işaret ederek, bu konuda da zaman zaman sıkıntılar yaşandığını, bunların önüne geçilebilmesi için bir takım çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. 
Dr. Emre Yusuf Vudalı, , en güncel verilere göre aşıların ne kadar etkili olduğunu şöyle sıraladı: “Difteri’de yüzde 100, Haemophilus influenzae (5 yaş altı, invazif) yüzde 99, Hepatit A yüzde 91, Hepatit B (akut) yüzde 83, Kızamık yüzde 99, Kabakulak yüzde 99, Boğmaca yüzde 93, Zatürre (5 yaş altı, invazif) yüzde 74, Çocuk felci yüzde 100, Kızamıkçık yüzde 99, Doğumsal Kızamıkçık Sendromu yüzde 99, Çiçek hastalığı yüzde 100, Tetanoz yüzde 98, Suçiçeği yüzde 89 oranında azalma göstermiştir.”

AŞILANMA BİREYSEL DEĞİL TOPLUMSAL BİR KARARDIR

Aşı karşıtlarının dünyada olduğu gibi ülkede de arttığını vurgulayan Vudalı, “toplum bağışıklığı azalacak olursa ciddi salgınlarla karşı karşıya kalınır. Bu nedenle aşı olma/olmama kararı sadece bireyi değil tüm toplumu ilgilendirir. Aşı karşıtlığı tüm toplumun sağlığını tehdit eden bir harekettir” dedi. 

AŞI KARŞITLIĞI NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADI?

Aşı karşıtlığı hakkında bilgiler veren Vudalı, “bir grup sözde bilim adamının 1998 yıllında ünlü olma hayali ile fabrikasyon veri ile önde gelen bilim dergilerden Lancet’de makale yayımladıklarını anlattı. 
Bunun süt çocukluğu döneminde verilen KKK (Kızamık, Kızamıkcık ve Kabakulak) aşısı ile otizm arasında ilişki olduğunu öne sürülen bir çalışma olduğunu ifade eden Vudalı, “Çalışma, KKK aşılamasıyla ilgili ebeveyn davranışlarında değişimlere ve sağlık sunucularına güvenin azalmasına neden olur. Sonradan bu makale geri çekilir ancak dünyaya verdiği hasar bugün hala daha devam etmektedir” dedi. 

AŞILAR HERHANGİ BİR ŞEKİLDE OTİZME SEBEP OLMAZ…AVRUPA’DA KIZAMIK SALGINI BAŞLADI

Aşıların herhangi bir şekilde otizme sebep olmadığına işaret eden Vudalı, aşı karşıtlığı sebebi ile düşen aşı oranlarının bugün Avrupa’da kızamık salgınına sebep olduğunu vurguladı. 
Dünya sağlık örgütünün son yayımladığı verilere göre 2016 yıllında 5 bin 273 vaka, 2017 yıllında 23 bin 927 vaka ve sadece 2018 ilk yarısında 41 binin üzerinde yeni vaka görüldüğüne dikkat çeken Vudalı, “Bu da demek oluyor ki aşı oranını azalttığımızda hastalıklar tekrar dönecektir ve daha çok çocuğun ölümüne sebep olacaktır” dedi. 

TÜM AŞILAR İLE ALINAN ALÜMİNYUM MİKTARI 4.25 MG CİVARINDA, VÜCUDA GİREN ALÜMİNYUM HIZLA GAİTA VE İDRARLA ATILIR 

Aşı içerisindeki alüminyum miktarı konusunda da bilgiler veren Vudalı konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Alüminyum doğada, toprakta, havada, suda bulunmaktadır. Gündelik yaşam sırasında; taze meyve sularında, meyvelerde ve ette düşük miktarlarda, un, kabartma tozu, boyar maddelerde ise daha fazla olarak bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde ortalama bir yetişkin her gün 7-9 mg alüminyumu sadece gıdalar ile almaktadır. 
İçme sularında ayrıca alüminyum alımı söz konusudur, özellikle içme suyu için hazırlanan sularda (işlem görerek içme suyu şeklinde hazırlanan şişe sularında), 0,1 mg /L dan az olmamak üzere bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde bir çok şehir şebeke suyunda 0.4 – 1 mg /L alüminyum bulunmaktadır. Antiasit ilaçlarda, 300 – 600 mg, mide koruyuculu aspirin içerisinde 10 – 20 mg alüminyum bulunmaktadır. 
Aşılar içerisinde yer alan alüminyum ise en yüksek olduğunda 0.85 mg/doz başına ve tüm aşılar ile alınan toplam alüminyum miktarı ise 4.25 mg’dır.”

AŞILAR GÜVENLİDİR…

Vücuda giren alüminyumun çok hızla gaita ve idrarla atıldığını söyleyen Vudalı, bu sebeple aşıların içindeki alüminyumun herhangi bir şekilde insana zarar verecek dozda olmadığına işaret ederek, aşı içerisindeki alüminyumun aşının etkinliğini artırmak için olduğunu, aşıların güvenli olduğunu vurguladı. 

AŞILARDAKİ TİYOMERSALİN OTİZM RİSKİNE DAİR BİLİMSEL KANIT YOKTUR

Aşı içerisinde cıva konusunda da bilgiler veren Dr. Emre Yusuf Vudalı, aşıların içinde koruyucu madde olarak konan etilin cıvalı bir madde olduğuna işaret ederek, “ Temel işlevi, aşıda mikrobiyal üremesini engellemektir, aşıda mikrobiyal üreme aşının bozulmasına dolayısıyla da aşıda kalite, güvenlik ve etkinlik sorunlarının ortaya çıkmasına yol açar. Genellikle çoklu doz içeren flakonlarda kullanılır. Tiyomersalin otizm ile ilişkili olduğuna dair iddialar olmasına karşın, aşılardaki tiyomersalin otizm riskine dair bilimsel kanıt yoktur” dedi. 
Avustralya’da bir milyondan fazla çocuğu kapsayan çalışmanın sonuçlarının, aşılama ile otizm ya da otizm spektrum bozukluları arasında ilişki olmadığını gösterdiğini ifade eden Vudalı, Dünya Sağlık Örgütü’nün aşılama programlarında tiyomersal içeren aşıların kullanımını açık bir biçimde önerdiğini, çünkü böylesi ürünlerin yararının herhangi bir teorik toksisite riskinden çok daha fazla ağır bastığını kaydetti. 

AŞILARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİNLİĞİ BİLİMSEL ÇALIŞMALAR İLE KANITLANMIŞTIR 

Aşıları etkili ve güvenli olduğunu yineleyen Dr. Emre Yusuf Vudalı, “Ünlü olma hayali ile birkaç sözde bilim insanın yaratığı kaosu bugünlerde hala daha yaşamaktayız. Hareket etmeden önce okuduğunuz bilgilerin güvenliğini ve doğruluğunu sorgulayınız, yoksa internete her türlü haberi/bilgiyi doğru zannedip yanlış hareket edebilirsiniz.
Aşıların güvenliği ve etkinliği bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Çocuğunuzun aşısı konusunda bilgi almak için çocuk doktorunuz ile görüşünüz, kendiniz için ise enfeksiyon hastalıkları uzmanı ile görüşünüz” dedi.

 

hh-031.jpg

Bu haber toplam 3896 defa okunmuştur
Etiketler : ,