Olması gereken oldu ve uzatmaları oynayan hükümet sonunda istifa etti… Şimdi sırada erken genel seçimler var; öncesinde UBP’nin kurultayı, sonrasında da yerel seçimler… Yani Haziran 2022’ye kadar siyaset durulmayacak aslında…

Saner azınlık hükümeti kurulduğundan itibaren hep bunalımlar yaşadı ve yaşattı… Kuzey Kıbrıs insanının çözüm bekleyen onca sorunları varken ne hükümet ne de meclis yurttaşların yarasına merhem olamadı, yaralar da kangrenleşti… Rezaletin son perdesi meclisin yaz tatiline giriş için dahi toplanaması idi; tatil sonu yeni yasama yılı açılması ile yaşanan nisap sorunları rezalet ötesi felaketler oldu… Hükümetlerin hükümet olmak için meclis çoğunluğu olur… Saner hükümeti de meclis çoğunluğunu sağlayarak işe başlamıştı; devamında ise mecliste nisap sağlamak için süründü durdu, en sonunda sürünmeyi bırakıp çakılıp durdu ve artık hükümet makamlarını terketmeyen işgalci bir ekip oldu. Ortakların parti içi sorunları, ortakların birbirileri ile sorunları halkın gözünün önünde cereyan etti… Bu arada da UBP’nin kurultay çalışmaları giderek artan parti içi çatışmaların yarattığı tansiyon artışı ile devam ediyor. Halk siyasetin bu hallerinden gına getirdi, siyasete olan güvenini ve ilgisini yitirme noktasına geldi…

Şimdi seçimlere gidilecek… Erken seçimin tarihi belli değil ama en geç Şubat 2022 başlarında olacağa benziyor; Aralık sonuna doğru bir baskın seçim de olası… Meclis yenilenecek, yeni bir hükümet çıkacak; arkasından yerel seçimler ve belediyelerin yönetimleri de yenilenecek… Bunun heyecanını bu sıralarda sadece siyaset ile uğraşanlar duyuyor; halk ise endişeli ve sıkıntılı bir duruş ile izliyor. Endişe nedeni çatışmalı siyasi ortamın nerelere varacğına dair… Sıkıntılı durumu ise bu ortamın sorunlar stokunu daha da artıracağına dair… Yöneten siyaset halkın hallerini görmekten aciz, muhalefet ise çaresiz… Ve siyasetin çalkantıları durulmazsa, sandığa gitmeyerek seçmen siyasete etkili mesaj vereceğe benziyor… Çözüm mü, çare mi bunlar?! Hayır! Ne yurttaş yaşadığı sorun stokunu azaltabilecek ne de siyaset gerçekten demokratik bir temsiliyete sahip olabilecek… Bir de Türkiye’nin AKP Hükümeti seçimlere UBP yanında katılırsa seçmenin sandığa gidişi daha da azalacak; seçim sonuçarı da demokratik bir yansıma olmayacak…

Bu sıkıntılar nasıl aşılır, seçmen sandiğa gitmeye nasıl yönlendirilebilir? Çok da zor değil… Seçimler öncesi kurulacak olan yeni hükümet mecliste temsil edilen partilerin uzlaşacağı geniş tabanlı bir teknokrat kabine olursa seçim süreci daha sakin geçecek; partizanlık olmaksızın, kural ihlalleri yapılmaksızın ve bu arada değişmesi arzu edilen seçim yasası gibi acil ve gerekli yasaların da ilgili komitelerde meclisin tüm milletvekillerinin etkin katılımı ile gerçekleşmesi de olası… Mecliste hükümet-muhalefet tartışmaları olmaksızın yasama çalışmaları verimli bir şekilde yapılabilecek, meclisin toplanması için nisap derdi de olmayacak… Yurttaşın özlediği sükûnet içinde siyasi çalışmalar yapan meclis ve seçim sürecini olgunluk ve tarafsızlıkla yürüten bir hükümet yapısı elbette seçmenin sandığa gitme eğilimini artıracaktır; sorunlarına çare olması gereken siyasi yapıya güveni artabilecektir.

Kuzey Kıbrıs’ın toplam siyasetinin şu anda vardığı nokta halkın sorunlarına çare olacağına dair yurttaşı ikna etmek zorunluğudur; bu ıspata KKTC’nin fakir demokrasisi için de ihtiyaç vardır… Bunu başarmak da toplam siyasetin ödevidir ve aslında zor bir ödev de değildir ama yapılması zorunlu olan bir ödevdir. Bu ödevde ihmal ve kusur olursa, Kuzey Kıbrıs siyaseti derin yara alacak, halk için bilimsel siyaset olmaktan çıkıp kişiler için güç kullanımında didişmeler ve sonu gelmez çekişmeler uğraşı haline gelecektir. Böyle bir yapının da Kuzey Kıbrıs insanını taşıyacağı bir mutlu gelecek yoktur.

Seçimler öncesi siyaset sınavdan geçecek; ya teknokrat kabine ile iç siyasi gerilimlerin söndürülmesi ve akıllı-uslu seçim yapılmasını başarmak ve yurttaşa rahat nefes aldırmak, ya da özellikle UBP’li bir hükümetin pasrtizan ve kural tanımaz halleri ile tansiyonu yüksek seçim sürecinde yurttaşı kabasanlarda boğup sandığa gitmemesine vesile olmak… Akıl galebe çalsa…