1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Erken unuturuz… Bir sonraki sele kadar…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Erken unuturuz… Bir sonraki sele kadar…

A+A-

Çevrenin, doğanın tahribatıyla ilgili kısa bir süre de olsa belki bir haber gelmez, böyle bir olay olmaz, biz de haberini yapmayız diye düşünüyoruz ama ardı arkası gelmiyor böyle olayların ne yazık ki…

Dün de gazetemizde Fehime arkadaşımızın bir haberi vardı; Girne’de dere yatakları dolduruldu, zeytin ağaçları kesildi ama Kaymakamlığın da, Belediye’nin de sonradan haberi olmuş. Belediye yapılan ihbarla olay yerine giderken Kaymakamlık da “biz de başka bir olay için bölgedeydik, öyle fark ettik” dediler.

“Balık baştan kokar” derler ya… Azınlık hükümeti hükm-ü garaguşi kararlar alırken, yasa dışı yurttaşlıklar dağıtırken, başka işlere ayrılan paraları verip makam arabaları alırken, “iyi ki anlaşma olmadı, bir karış toprak vermeyiz” derken memleketin taşını toprağını ‘yatırım’ adı altında peşkeş çekerken sıradan vatandaş ne yapsın! O da elinde tuttuğunu istediği biçime sokar, kendi çıkarlarına uygun hale getirir, fazladan para kazanmaya çalışır.

Söz konusu olaydaki vatandaş da şirkete “gelin dağıtın, zeytinleri sökün, dereleri doldurun” dedi, şirket de geldi söktü, dağıttı, doldurdu. Bunu yaparken de mal sahibinin gerekli izinlerin alındığını söylediğini aktarıyor. Oysa ki Belediye de Kaymakamlık da alınan bir izinden söz etmiyor. Haberleri olmadığından bahsediyorlar. Şirkete dava açacaklarını söylüyorlar… Şirkete de açsınlar da mal sahibinin suçu yok mu?

Dereyi doldurmuşlarsa, derenin hudutlarına girmişlerse dava açılacakmış. Yahu gittiniz gördünüz işte… Okurlarımız da gördü; Top sahası büyüklüğünde alan dağıtıldı, zeytinler söküldü, derenin içine toprak yığıldı, yağmur yağsa, dere aksa büyük ihtimalle su baskını yaşanacak.

İlginç olan da zaten o bölge her yoğun yağmurda su baskınını yaşıyor… Evler, işyerleri sel altında kalıyor ama rantlar, çıkarlar o kadar göz boyamış ki, yapanın da yanında kaldığı bilindiği için herkes istediğini yapıyor. Bu işi yaptıran kişi birilerine veya sisteme, statükoya güvenmese bu işi yaptırır mı!

“Birileri fark etmeden bir-iki adım gidersem nasıl olsa arkası da gelir” düşüncesiyle işe başlar… Sonradan fark edilse bile o ilerlemiştir. İlgili kurumlar devreye girse bile “yahu adam o kadar masraf etti madem ki, uzlaşalım bir şekilde, o işini yapsın, biz de rahat edelim” düşüncesine girer çoğu zaman… Uygulanır da bu düşünce. Sadece arkada tepkiler kalır, yazılanlar çizilenler kalır ama olan olmuştur. Dere de de dolmuştur, ağaç da gitmiştir, beton da kalkmıştır. Paralar da gelmiştir.

Sonradan sel mi gelmiş, zarar mı olmuş, kent sular altında mı kalmış… Ne olacak ki! Söylenir söylenir biter. Erken unuturuz, ta ki bir sonraki sele kadar!...     

 


Farklı bir gün yaşamak isteyenler…

foto.jpg

Bir Trodos turu yaptık dün… Aqua Tur bir otobüs ayarladı, karlar bitmeden karları görmek istedik. Sabahleyin erken çıkalım dedik ama Metehan kontrol noktası ana-baba günü… Hem özel araç, hem de bizim gibi düşünen, tur ayarlayan, tur otobüsleri… Trodos yolunda bir sabah kahvesi, ardından Kakopedria’da bir gezinti ve biraz daha yukarıda da öğlen yemeği… Ardından Trodos’ın burnundaki karlara yolculuk… Gezinti yerinde halen erimeyen, yoğun karlarda kısa bir eğlence ve ardından da teleferik bölgesi… Teleferik sadece kayakla kaymak isteyenler için kullanılıyor… Onları daha yukarıya çıkarıyor, aşağıya kayıp keyif yapıyorlar… Siz de eğer kaymayacaksanız seyir yapar, kar topu oynar, sıcak birşeyler içer, başka bir keyif yaparsınız… Hafta içi zamanı olanlar ve herhalde o zaman kadar erimez, hafta sonu da farklı bir gün yaşamak için zaman kaybetmeyiniz.

 


Isın ısınabilirsen…

Tüp gaza bir ayda üçüncü zam… Elektriğe ise bir kez daha zam gelmesi bekleniyor… Kış, Kıbrıs’a göre çetin geçiyor… Beşparmak dağları arka arkaya iki kez kar gördü. Havalar oldukça soğuk… İnsanlar ısınmak istiyor… Tüp gazla mı ısınsa, elektrik mi kullansa! Bir hesap kitap… Olmuyor, ne o ne öteki… Hesaplı olanı yok. En iyisi çek battaniyeyi baştan aşağa, otur televizyonun karşısına, sabaha kadar olduğun yerde uyukla… Sabah kalk işe git, devlet dairesinde çalışıyorsan, eve gidene kadar aç sobayı ayaklarına, iyice ısın. Özeldeysen bilemem!


Karar veren ödesin

Asgari ücret brüt 2.020 tl oldu. Elbette ki bu ücretle bir ailenin geçinebilmesi için mucize gerek. Borçla yaşamaktan başka bir çare yok, ona da imkân kalmışsa… Ancak bu yetersiz asgari ücreti verecek olan da yine yetersiz kazanç sağlayan, büyük rekabete rağmen ayakta kalmaya çalışan esnaf veya o da aslında esnaf olan ama sanayici dediğimiz kesimler… Sadece ücret değil, yatırımlar da artacak. Peki onun kazancı arttı mı ki fazla ödeyecek! Birilerinin ödeyeceği ücrete başkaları karar verirse, o zaman o ücreti de o ödeyecek. Hem de olması gerekeni… 

 


Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. 

Chilton

Bu yazı toplam 1770 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar