1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Ermenistan ve Azerbaycan, “özerk bölge” değiş tokuşunu konuşuyor...”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Ermenistan ve Azerbaycan, “özerk bölge” değiş tokuşunu konuşuyor...”

A+A-

The Jamestown Foundation Global Research and Analysis grubunun internet sayfasında “Eurasia Daily Monitor” başlığı altında, “Ermenistan ve Azerbaycan, “özerk bölge” değiş tokuşunu konuşuyor” başlığıyla ve Paul Globe imzasıyla 28 Kasım 2023’te ilginç bir yazı yayımlandı. Bu yazıyı okurlarımız için derleyip özetle Türkçeleştirdik. Yazı özetle şöyle:

***  28 Kasım 2023’te Ermenistan Meclis Başkanı Alen Simonyan gazetecilere “İki ülke arasındaki barış müzakereleri konusunda şimdi top Azerbaycan’dadır” diye konuştu... Ve ekledi: “Ermenistan, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tam olarak destekliyor. Eğer Azerbaycan hükümeti gerçek bir siyasi irade ortaya koyarsa o zaman istenirse barış anlaşması önümüzdeki 15 gün içinde imzalanabilir.” (AzerNews – 28 Kasım 2023).

***  Uluslararası topluluk uzun süreden beridir Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının çözümünün aslında iki cumhuriyet arasında Sovyet dönemi sınırlarına geri dönülüp bunun tanınmasında yattığında ısrarcıdır. Erivan ve Bakü, Batı’nın baskısı altında bu çerçevede bir çözüme doğru ilerlediler ve buna göre kendi özerk bölgelerinin (eksklavlarının) değiş tokuşu da buna dahil olabilecektir. Ancak Rusya böylesi bir anlaşmaya kuşkuyla yaklaşıyor çünkü böylesi bir anlaşma, nihayetinde iki taraf arasında kapsamlı bir barış anlaşmasına yol açabilir ki bu da Moskova’nın Kafkaslar’ın güneyindeki etkisini daha da daraltabilir.

***  Ermenistan ve Azerbaycan “özerk bölgeleri” (“eksklavları”) Sovyet döneminde ortaya çıkmıştı, Moskova bölyece kendi idari denetimini koruyabiliyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar Ermenistan’da sekiz tane Azerbaycan özerk bölgesi vardı, bunlar Bakü’ye bağlıydı. Azerbaycan’da ise Erivan’ın denetimi altında iki “özerk bölge” vardı – bu “özerk bölgeler” diğer ülkenin toprakları tarafından çevrilmişti.

***  Sözkonusu eksklavlar yani “özerk bölgeler” küçüktü: Ermeni “özerk bölgeleri”, 124 kilometre kareydi, Azerbaycan “özerk bölgeleri” ise 50 kilometre kareydi, bunlar tipik biçimde tek bir köy ya da bir grup köyden oluşmaktaydı. Bu da her ne kadar hem Ermenistan, hem de Azerbaycan için sembolik olarak bu “özerk bölgeler” önemli olsa da,  bugüne kadar başkaları tarafından görmezden gelinmişti...  (Stoletie,  28 Ekim; Newsarmenia.am, 18 Kasım; Gazeta.ru, 24 Kasım). Erivan ile Bakü arasındaki çatışma kızışırken Ermeni ve Azeri sakinleri bu “özerk bölgeler”den kitleler halinde kaçmaya başlamışlardı ve her iki tarafın askeri kuvvetleri de bu bölgeleri işgal etmeye başlamıştı.

***  Bugün bu “özerk bölgeler”, bunların oluşturulmasına yol açan milliyetten sakinlere sahiptir – bu (orijinal nüfus kaybının) nedeni de son 30 senedir devam eden çatışmalardır. Bunun sonucunda ise pek çok kişi bu “özerk bölgeler”in kendi orijinal ülkelerine geri verilmesini, bunun hukuki nedenlerle ya da milli gurur gerekçesiyle yapılması gerektiğine inanmaktadır. Bu destekçiler ise uluslararası topluluğun iki ülke arasında varılacak bir barış anlaşmasının 1991 sınırlarının restore edilmesine dayanması gerektiğini savunmalarından cesaret alıyorlar.  (Eurasianet, 3, Ağustos 2021; Window on Eurasia, 7 Ağustos, 2021; Zerkalo, 10 Mayıs, 2022).

***  Bu “özerk bölgelerin” değiş-tokuşla transfer edilmesi konusu hem bölgede, hem de daha az düzeyde uluslararası alanda giderek dikkat çekiyor. Bazı gözlemciler bu “özerk bölgelerin” statüsünün herhangi kalıcı bir barış anlaşmasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyor. Başkaları ise bu “özerk bölgelerin” 1991 öncesindeki ulusal statülerine kavuşturulmalarının veya bu “özerk bölgelerin” değiş-tokuşunun durumu dengesizleştirebileceğine, Ermenistan ile Azerbaycan arasında gelecekteki çatışmalar için olası bir temel olabileceğine dikkati çekiyor. Daha geniş manada Bakü ile Erivan arasında bu “özerk bölgelerin” değiş tokuşu, Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasındaki 40 diğer “özerk bölgenin” statüsünün çözümünde de örnek oluşturabilir. Bu “özerk bölgeler”in 30 kadarı Orta Asya’dadır ve şiddet patlamaları üretmeye devam ediyorlar.

***  Kasım 2020’de ikinci Karabağ Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, Ermenistan ve Azerbaycan’ın “özerk bölgeleri”, kenarda bir not olmaktan çıkarak sahne ortasına yerleşmiştir.  (YouTube,  21 Temmuz, 2021; Kavkaz Uzel,  3 Kasım, 2021,  24 Aralık, 2021; Window on Eurasia,  12 Şubat, 2022). Azerbaycan’ın tüm Karabağ üzerinde denetim elde etmesi ise sorunun tümüyle çözümlenme ihtiyacını ortaya koymaktadır. 24 Kasım’da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan yaptığı konuşmada bunu belirterek bu bölgelerin değiş tokuşuna yönelik daha önce yapmış olduğu çağrıların, daha geniş bir barış anlaşmasının temeline hizmet edeceğini ifade etmiştir.  (Zerkalo,  14 Haziran, 2021; TASS,  24 Kasım).

***  Rus ve Ermeni yorumcular ise Paşinyan’ın açıklamasının ve bölge değiş tokuşu fikrini ileri götürmesinin, büyük olasılıkla Ermenistan’daki konumunu nihayetinde zayıflatacağına inanıyor. Bu yorumculara göre böylesi duygular gelecekte Güney Kafkaslar’da toprak değiştokuşuna dair kaygı verici tartışmalara yol açabilir ve buna Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Zengezur (Sünik) Koridoru’nun denetiminin transfer edilmesine dair görüşmeleri de yeniden canlandırabilir. Buna ek olarak Moskova da böylesi bir “özerk bölge” değiş-tokuşunun, Orta Asya’da ve Sovyetler sonrası alandaki öteki tartışmalı bölgelere tehlikeli bir örnek oluşturabilir...  (Vzglyad, 25 Kasım).

***  Paşinyan, siyasi olarak kendi kendini savunulmaz bir pozisyona sokmuş durumda ve Karabağ’dan kaçan Ermeniler tarafından ağır eleştirilere maruz kalmaktadır. Bunun tam tersine uluslararası topluluktan pek çok kişi ise Bakü ile bir uzlaşmaya yönelik ısrarından menundurlar. Bazı yorumcular basit bir arazi değiş tokuşunun Ermenistan’a, Azerbaycan’dan daha fazla toprak kazandırabilecekken, pek çok Ermeni ise Ermeni topraklarının verilmesini tümüyle kabul edilmez ve ülkenin geleceğine bir tehdit olarak görmektedir, böylesi bir durum bir barış anlaşmasına yol açacak olsa dahi...  (Vzglyad, 11 Ekim).

***  Toprak değiş-tokuşu prensibini kabul etmekle Paşinyan, Zengezur Koridoru’nun açılmasına dair çatışmayı ağırlaştırmış durumdadır. Bu koridor, Azerbaycan ile Nahcivan eksklavını (“Özerk bölgesi”) birbirine bağlamakta, Ermenistan’ın Sünik bölgesinden geçmektedir. Bazı analistler bu koridorun açılmasının, toprak değiş tokuşu olasılığını yeniden gündeme getirerek yeni bir savaşa yol açabileceğini savunuyorlar. Bu konu, Sovyetler Birliği’nin çöküşü ardından yaygın biçimde tartışılmıştı. O zamanlar bazıları, Bakü’nün Ermeni ağırlıklı bir nüfusa sahip Karabağ’ı Ermenistan’a bırakması karşılığında Zenzegur Koridoru’nun da Ermenistan tarafından Azerbaycan denetimine verilmesiyle iki ülkenin sorunlarını çözümleyebileceklerini belirtmekteydi. Radio Free Europe/Radio Liberty, 8 Haziran, 2000;  EDM,  11 Ekim).

***  Rus yorumcular ise özellikle toprak değiş tokuşuyla elde edilecek Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki bir barış anlaşmasının, Kafkaslar’ın güneyinde Kremlin’in varlığına zarar vereceği görüşünde. Onlara göre bir barış anlaşması, Bakü ile Erivan arasındaki sürtüşmeleri ortadan kaldırarak Ruslar’ın etkisini azaltacak – Rusya bu sürtüşmeleri rutin biçimde sömürmekteydi... Bu yorumculara göre, böylesi bir barış anlaşması, Batı’nın bölgedeki etkisini de arttıracaktır. Bunun da ötesinde Rusya, Kafkaslar’ın güneyinde bölyesi bir barışın daha geniş etkisinin Orta Asya’ya da sıçrayabileceğinden de korkuyor, en fazla sayıda Sovyet dönemi “özerk bölgeleri” ise buradadır ve bunların çok ciddi sınır anlaşmazlıkları mevcuttur. Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının çözümlenmesi (özellikle “özerk bölgeler”in değiş-tokuşuyla yapılacak olursa) Rusya’nın yalnızca Kafkaslar’ın güneyinde değil, aynı zamanda Orta Asya’daki etkisini de önemli oranda azaltacak bir tetikleyici olabilir...

sayfa-17-resim-001.jpg

https://jamestown.org/program/armenia-and-azerbaijan-discussing-a-swap-of-exclaves/?fbclid=IwAR120691pg5RCtj-s4hhQwuEszNFgIIBclmr6DTxhv9yZiKjro3VN3aF3uM

(JAMESTOWN.ORG’ta 28 Kasım 2023’te yer alan Paul Globe’un yazısını özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).


“Enklavlar ve Eksklavlar...”

John Nelson

storymaps.arcgis.com’da yer alan John Nelson’un “Enklavlar ve Eksklavlar” başlıklı ilginç yazısını okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik...

Yazı özetle şöyle:

***  Dünya, pek çok küçük izolasyon cepleriyle doludur. Kişisel anlamda değil – belki bu da söylenebilir ama – yerli ve ulusal topluluklar arasındaki sınırlardan söz ediyoruz... Ki bu sınırlar kimi zaman bir bölgeyi kendi içinde bir amip gibi yutuyor veya küçük öksüz toprak cepleri bırakıyor, anavatanlarının uzağında dalgalanıp duran...

***  Bir “enklav”, başka bir devletin topraklarıyla tümüyle çevrilmiş bir toprak parçasıdır. Bir “eksklav” ise parçası olduğu devletin ana parçasından bir veya daha fazla devletin topraklarınca coğrafik olarak ayrılmış olan yerdir.  Enklavlar içte, eksklavlar dıştadır.

***  Bazı somut örneklere bakalım: Bazı ülkeler vardır ki bunlar gerçek enklavlardır... Bunlardan iki tanesi ise İtalya’dadır. Vatikan Kenti, Roma Katolik Kilisesi’nin dini devletidir ve başkanı da Papa’dır. Arazisi yarım kilometre karedir, nüfusu ise 842’dir. Vatikan Kenti, dünyanın en küçük egemen devletidir. Vatikan Kenti, 19ncu yüzyılda bir dizi direniş ve siyasi uzlaşıyla İtalya’yla birleşmekten kaçınmıştır ve çepeçevre bir ülke tarafından çevrilmiş durumdadır...

***  İtalya’da bir enklav daha vardır ki o da San Marino Cumhuriyeti’dir, en eski anayasal cumhuriyettir, küçük bir ulustur, 33 bin kişiden oluşur, İtalya’nın bir dizi tepesinde konuşlanmıştır. İtalya’nın birleşme sürecinde, San Marino, şehir devletlerin birleşmesinden muaf tutulmuş ve egemen bir entite olarak gerçek bir milli enklav olmuştur.

***  Güney Afrika tarafından çevrilmiş olan Lesoto Krallığı da ulusal enklavlardan en belirgin biridir. Emperyalizm döneminde sömürgeci ilhaklar Hollanda ve Britanyalılar tarafından Lesoto ve Güney Afrika bölgesinde gerçekleştirilmişti. Güney Afrika, Britanya yönetimine karşı 1961 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve Lesoto’nun bulunduğu bölgenin çevresindeki topraklarla birleşip bunları millileştirmişti. Şimdilerde Lesoto olan bölge ise geçici olarak Britanya’nın bir eksklavı olmuştu. Güney Afrika tarafından çevrelenmişti. Sonra da 1966 yılında Lesoto Krallığı bağımsızlığını ilan etmiş, en büyük gerçek ulusal enklava dönüşmüştü.

***  İspanya’nın Fransa’da küçük bir parçası olan Llivia da var. O da bir eksklav. Fransa tarafından çevrilmiş. 1659 yılında Pirene Anlaşması uyarınca, Llivia, İspanya’nın parçası olarak kalmıştı, teknik olarak bir “villa” idi, bir köy değildi. Anlaşmaya göre köyler Fransız krallığına bağlanacaktı.

***  Eksklavlara gelince, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, Azerbaycan’ın bir eksklavıdır. Neredeyse yarım milyon nüfusa sahip olan Nahcivan’da ağırlıkla Azeriler yaşıyor, bir tarafında Ermenistan, diğer taraflarında ise İran vardır. Anakara Azerbaycan’dan 20 mil uzakta bulunmaktadır. Uzun vadeli etnik çatışmaların kurbanı olan çoğu Ermeni, Nahcivan’dan 20nci yüzyıl başlarında kaçmışlardı... 1990 yılında Nahcivan, Sovyetler Birliği’nden ayrılan ilk topraktı. Bu kopuş nihayetinde, Ermenistan’ın ve Azerbaycan’ın bağımsızlığıyla sonuçlanacaktı, diğerlerinin yanısıra ve Nahcivan, Azerbaycan’ın bir eksklavıdır. Ancak Nahcivan’ın da kendi eksklavı vardır, o da Karki köyüdür. Bir eksklavın da eksklavı olabilir mi? Elbette... Bunlar, kültürün karmaşık dokumalarıdır...

***  Peki ya enklavlar içerisindeki enklavlar? Onlar da vardır. Bunlardan bir tanesi de Birleşik Arap Emirlikleri’ndedir. Birleşik Arap Emirlikleri yedi emirlik tarafından 1971’de Arap Yarımadası’nın kuzeydoğu ucunda oluşturulmuştur. Bunun sınırlarını çizmek oldukça karmaşık bir iş olmuştu. Birleşik Arap Emirlikleri içerisinde Oman eksklavı vardır. Burası bir eksklavdır... Ancak Oman eksklavı içinde de Birleşik Arap Emirlikleri’nin küçük Nahva köyü vardır. Dünyanın pek çok yerine dağılmış pek çok eksklav ve enklav vardır, çoğu da çok küçüktür bunların...

***  Temmuz 2015’te, Hindistan ile Bangladeş arasındaki sınırda bulunan 173 küçük enklav (ve bunların içindeki 27 enklav) artık isterlerse anavatanlarına yerleşebilecekleri yönünde bir uzlaşıya vardılar.

https://storymaps.arcgis.com/stories/e927741a6a1c4157a1e3a91a2645f3f8?fbclid=IwAR3_CmRo1DghupspEgwSUZB6gTLJrWlqedOLxdnK6kYh0lW0qXw9sW4ne6U#:~:text=An%20enclave%20is%20a%20territory,inner%20and%20Exclaves%20are%20outer

(storymaps.arcgis.com’da yer alan John Nelson’un yazısını özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN):

Bu yazı toplam 1170 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar