Eroğlu, BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs'ta bu yıl içinde anlaşma sağlanamaması halinde halkı artık çözüme inandıramayacaklarını söyledi.
Lefkoşa'da BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs sorununda çözüme yakınız demeyi çok istediklerini belirterek, beyanatlarıyla halkı yakında çözüm olur beklentisine soktuklarını kaydetti.
“Biz hakikaten yıllardır devam eden bu müzakerelerden usandık. Ben genç bir doktor olarak Kıbrıs'a geldiğim 1963 yılından beri olayların içindeyim. Gerek benim neslim gerek de yeni nesil, Kıbrıs sorununu dinlemekten yorgun düşmüştür. Onun için biz bu sorunu bu yılın sonuna kadar bilemediniz gelece yılın Mart'ına Nisan'ına kadar bitirmek, müzakereleri tamamlamak müspet bir sonuca ulaşmak zorundayız” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, gördüğü kadarıyla Rum tarafının zamana oynama politikasından hiç taviz vermediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, BBC Türkçe’nin soruları ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yanıtları şöyle:
“BBC TÜRKÇE: Bu durumda yılsonuna kadar çözüm hedefi çok gerçekçi değil, öyle mi?
EROĞLU: Aslında bizim beklentimiz o. Rum tarafına (bu hedefle) beş aşamalı bir yol haritası sunduk. Ama maalesef Rum tarafı her zaman olduğu gibi bir yol haritasısını kabul etmeme konusundaki direnişini devam ettirmiştir.
BBC TÜRKÇE: Çözümü engelleyen ana unsurlar neler?
EROĞLU: Güney'de bir cumhurbaşkanlığı değişimi oldu. Bir önceki Cumhurbaşkanı Hristofyas ve benden önceki Cumhurbaşkanı Talat toplam dört yıl müzakere yaptık. Bu müzakerelerde garantiler dışında yakınlaşma sağlanmıştır. Garantiler konususu üç garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılacağı bir toplantıda ele almayı planladık. Garantörlerin toplanacağı tarihi ve referandum tarihini belirleyip sonuca gitmemiz gerekirken biz hala Hristofyas döneminde sağladığımız yakınlaşmayı reddeden Anastasiades'le müzakere masasındayız. Dört senelik bir çalışmayı bir anda elinin tersiyle itiyorlar.
BBC TÜRKÇE: Çözüm olmamasından en fazla kaybeden taraf kim?
EROĞLU: Biz. Çünkü biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yiz ve bizi sadece Türkiye tanıyor. Ambargolar altında yaşayan bir halkız. Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti'ne sahip çıkmış bir BM, AB üyesi bir devlet.
BBC TÜRKÇE: Çözümsüzlükten Rumlar da zarar görmüyor mu?
EROĞLU: Hayır. Rum tarafı maalesef dünyanın tanıdığı bir cumhuriyet. Dış dünyayla her türlü bağlantısını rahatça sağlamakta biz ise ulaşım ambargosu, seyahat ambargosu, spor ambargosu ve ekonomik ambargolar altındayız.
'KIBRISLI TÜRKLER KIBRIS CUMHURİYETİ VATANDAŞI DEĞİL'
BBC TÜRKÇE: Çözümsüzlüğün uzamasından Rum tarafı kazançlı mı çıkıyor?
EROĞLU: Zaman, Rum tarafına bir sıkıntı vermiyor. Ama bize sıkıntı veriyor. Benim yurt dışına seyahatim Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla oluyor. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkı kimliksizmiş gibi bir görünüm sağlanıyor. Ya da insanlarımız Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla seyahat ediyorlar ki bana göre bu doğrudur-yanlıştır tartışmasına girmek istemem ama neticede her devletin kendi halkının alacağı bir pasaportu olması lazım. Benim devletimin verdiği pasaportla seyahat edemiyor, Türkiye dışında bir ülkeye, ama Kıbrıs Cumhuriyeti'nin verdiği bir pasaportla Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıymış gibi muamele görüyor. Halbuki, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değil, KKTC vatandaşıdır insanlarımız.
BBC TÜRKÇE: Çözümü engelleyen unsurlar arasında güvensizlik de var mı?
EROĞLU: Bence bu aşılabilir. Ben 2003'te Başbakanken iki halkı buluşturmak, iki halk arasındaki güven bunalımını ortadan kaldırmak, azaltmak için Ledra Palas sınır kapısını, Güney'le istişare etmeden açtım. O zamanki cumhurbaşkanları Papadopulos, halka "Türk tarafı işgal altındadır, oraya gitmeyin" demiştir ama Rumlar Kuzey'e gelmiştir, Türkler Güney'e gitmiştir. Bir yakınlaşma başlamış, gidiş gelişler artmıştır. Bu iki halkın barış içinde yan yana yaşayabileceğini göstermesi açısından fevkalade önemli bir adımdır biz bunu attık. Daha sonra yeni yeni kapılar açtık...
BBC TÜRKÇE: İki toplum birbirine güveniyor mu şimdi? Bir yakınlaşma ortamı var mı?
EROĞLU: Eskiye göre güvensizlik azalmıştır bana göre.
'GÜVEN SORUNU'
BBC TÜRKÇE: Size bir Kıbrıslı Türk olarak soruyorum. Siz Kıbrıslı Rumlara güveniyor musunuz ve Rumlar size güvenmeli mi?
EROĞLU: Birbirimize şu anda yüzde 100 güveneceğiz noktasında değilim. Ama kapılar kapalıyken birbirimize karşı beslediğimiz hisler, birbirimiz hakkına taşıdığımız düşünceler bugün değişmiştir. Ama hala Rumlar anaokulundan başlayarak çocuklarını bir Türk düşmanlığıyla yetiştirmektedirler.
BBC TÜRKÇE: Kıbrıs Türk okullarında da benzer şeyler söz konusu değil mi?
EROĞLU: Biz onları okullarımızdan kaldırdık. Biz gençlerimizi Rum düşmanlığıyla değil bir dünya vatandaşı olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Kafamızdaki düşmanca düşünceleri atıyoruz çocuklarımızın da atması için gerekli altyapıyı oluşturuyoruz.
BBC TÜRKÇE: Peki tekrar çözüme dönersek, insanlar çözüm için hangi tarihi beklemeli? Ne zaman gerçekçi bir hedef olur.
EROĞLU: Ben Anastasiades'e şunu söyledim. Eğer biz bu sene Kıbrıs sorununa bir çözüm bulamazsak, gelecek yıl Kıbrıs Türk halkı da Kıbrıs Rum halkı da çözüm olacağı beklentisinden soğuyacak, vazgeçecek. Bu sene çözüm bulamazsak ve 2015 sonunda bulacağız dersek, buna inandıracak insan bulamayız.
BBC TÜRKÇE: Doğal gaz, çözümü hızlandırır mı?
'DOĞAL GAZ ÇÖZÜMÜ GECİKTİRİR'
EROĞLU: Kıbrıs sorununun çözümünde bir teşvik unsuru olması gerekirken doğal gazın yaratacağı muhtemel zenginliği düşünen Rum tarafı bizimle paylaşma olmasın diye anlaşmadan da uzaklaşıyor.
BBC TÜRKÇE: Yani çözümü hızlandırmak yerine değil, yavaşlatıcı bir etki yapabilir diyorsunuz.
EROĞLU: Rumlar üzerinde evet.”
(tak)