Denktaş-Eroğlu kavgasının en hararetli dönemi...

9’lar grubunun UBP’den ayrılarak yeni bir parti kurmasının ardından değişen siyasi dengeler, bir erken seçimi kaçınılmaz kılıyor.

Ve normal şartlarda 1995 yılının Mayıs ayında yapılması beklenen genel seçim için sandıklar, ta 2 buçuk yıl öncesinde, 1993 yılının Aralık ayında kuruluyor.

Seçim sonucunda UBP az bir farkla birinci parti olup 17 milletvekili çıkarsa da, 15 milletvekili ile ikinci sırada çıkan DP ve 13 milletvekili ile üçüncü sırada çıkan CTP’nin, hükümet kurmak üzere anlaşması nedeniyle, UBP koalisyon dışı kalıyor ve 1994 yılına muhalefet olarak giriyor.

Fakat Hakkı Atun’un başbakanlığında kurulan I.DP-CTP hükümeti, iki partinin birbiriyle yaşadığı birtakım sorunlar nedeniyle çok da uzun ömürlü olamıyor.

Ve kuruluşundan bir yıl sonra, Şubat 1995’te Atun, hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı’na sunuyor.

DP ve CTP’nin arasındaki sorunlar nedeniyle Denktaş’ın bu kez hükümeti kurma görevini UBP’ye vermesi gerekiyor ancak Eroğlu ile yaşadığı ‘büyük’ çekişme nedeniyle Denktaş görevi, teamülleri çiğneyerek parti başkanı Eroğlu’na değil, UBP Lefkoşa milletvekili Olgun Paşalar’a veriyor.

Denktaş’ın bu tavrı UBP içerisinde ciddi tepkilere neden oluyor ve ‘hükümeti kurma görevi genel başkana verilmelidir’ diyen Parti Meclisi’nin kararı neticesinde Paşalar görevi Denktaş’a iade ediyor.

Ülke hükümetsiz...

Ve siyasi konjonktür UBP’siz bir hükümet alternatifine müsait değil.

Ama Denktaş da tavrında ısrarlı.

Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde karşısına aday olarak çıkmaya hazırlanan Eroğlu’nu bu kritik dönemde Başbakanlık koltuğuna oturtmak istemiyor.

Ve el altından UBP’ye haber gönderiyor:

“Eroğlu parti başkanlığından istifa etsin, hükümeti siz kurun”...

UBP kurmayları krizin aşılabilmesi amacıyla yoğun çaba harcıyor ve sonunda Eroğlu, istifa için ikna ediliyor.

Parti Meclisi toplantıya çağrılıyor, Eroğlu toplantıda istifa kararını açıklayacak!

Ancak o esnada olanlar oluyor, bir yandan parti kurmaylarına ‘tamam istifa edeceğim’ diyen Eroğlu, diğer yandan perde gerisinde PM üyesi olan ilçe başkanlarını ve belediye başkanlarını örgütlüyor ve bu ‘plan’ sonucunda Parti Meclisi toplantısından istifa kararı çıkması beklenirken, ‘Eroğlu olmazsa olmaz’ kararı çıkıyor.

UBP böylelikle hükümet olma şansını bir kez daha kaybediyor kaybetmesine ama Eroğlu’nun Genel Başkanlık koltuğu, biraz daha sağlamlaşıyor.

Sonra zaten araya Cumhurbaşkanlığı seçimi giriyor, seçimi kazanan Denktaş, seçimin hemen ardından hükümeti kurma görevini yeniden DP Genel Başkanı Hakkı Atun’a veriyor ve Atun, Özker Özgür başkanlığındaki CTP ile var olan sorunlara rağmen, II. DP-CTP hükümetini kuruyor.

***

Şu anda siyaset sahnesi Eroğlu’nun benzeri bir manevrasıyla karşı karşıya.

UBP, topyekûn seferber.

Adaylık konusunda ikircikli tavır sergileyen ve müphem açıklamalarda bulunan Eroğlu’na, her gün partinin farklı bir kademesinden ‘ADAY OL’ çağrısı yapılıyor.

Son olarak dün, UBP milletvekili ve Güzelyurt İlçe Başkanı sıfatıyla Kemal Dürüst’ten bu yönde bir destek açıklaması geldi, Güzelyurt ilçesi adına.

Ve benzerleri de gelmeye devam edecek.

Eroğlu da niyeti olmasa da(!), ‘organize’ biçimde gelen çağrılara ‘kulak tıkayamayacak’ ve kuvvetle muhtemel, ‘MECBUREN’ aday olacak!