1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Eroğlu “tek egemenliği” kabul etti...
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Eroğlu “tek egemenliği” kabul etti...

A+A-

Eroğlu Kıbrıs sorunuyla ilgili ne zaman ağzını açsa “bulunacak olan çözüm Kıbrıs gerçeklerine uygun iki egemen devlet temelinde olacak” diyor. Bunun bir federasyon değil, konfederasyon olduğunu bilmiyormuş gibi.

Nisan 2010’da  Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında “seçildikten sonra görüşme masasına giderek Talat’ın verdiği tavizleri geri alacağım” demekteydi. Seçildikten sonra ise BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a mektup yazarak “Talat’ın bıraktığı yerden devam” garantisi verdi.

Böylece Hristofyas’la masaya oturdu ama bir arpa boyu yol alamadı. Daha doğrusu yol almak istemediği için almadı. Temmuz 2012’de de Rum tarafının AB dönem başkanlığını gerekçe göstererek görüşmeleri dondurdu.

Rumların dönem başkanlığı ardından cumhurbaşkanlığı seçimi de geçti. Ama görüşmeler hala başlamadı. Yeni Rum lider Anastasiadis önce ekonomik krizi bahane ederek zaman istedi. Sonra da “ortak açıklama olmazsa olmaz” diye tutturdu.

Peki bu ortak açıklama metninde neler olacaktı?
Anastasiadis “görüşme sonrasında bulunacak çözümün ne olacağını bilmek istediğini” iddia ederek bu ortak açıklamanın şart olduğunu söylüyor. Açıkçası Eroğlu’na güvenmediğini ifade ediyor.

Eroğlu ise önce ortak açıklamaya tamam diyerek “Talat’ın kabul ettiği tek egemenlik, tek uluslararası kimlik, tek vatandaşlık” ifadesinden kurtulmayı hedeflemişti. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Eroğlu Dimya’da pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldu. Kurtulmayı hedeflediği bu ifadelerin tümünü bizzat kabul etmek durumunda kaldı.

Elbette Eroğlu bunu kamuoyuna açıklamıyor. Aksine her zaman yaptığı gibi içeriye her konuştuğunda iki egemen halktan, iki egemen devletten ve iki egemen devletten oluşacak bir federasyondan bahsediyor.
Geçen gün Rum basını ortak metnin sonuçlandırılması için Rum tarafının ABD Büyükelçisi aracılığıyla Türkiye ile görüştüğünü ve Türkiye’nin Eroğlu’na rağmen tek egemenliği kabul ettiğini Rum tarafına ilettiğini yazdı.
Eroğlu bunu hemen yalanladı. Geçen akşam Ada TV’de Gündeme Bakış programına katılan Eroğlu “Tabii ABD Büyükelçisi karıştırabilir. Kendi düşüncelerini Türkiye’nin ya da bizim düşüncelerimiz gibi yansıtabilir. Ya da başka çevrelerin gidip de Rum tarafına mesajlar vermesi olabilir. Ama bizi bağlamaz. Mühim olan bizim verdiğimiz kağıttır. Bu da 14 Aralık 2013 tarihlidir” dedi.

Sayın Eroğlu kaç gündür “bizi bağlayan 14 Aralık 2013 tarihli yazımızdır” diyor ama o yazıda ne yazdığını açıklamıyor.

Madem kendisi açıklamıyor ben açıklayım.
14 Aralık 2013 tarihinde Eroğlu “tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek vatandaşlık” ifadelerini içeren yazılı belgeyi Rum tarafına vermiştir. Bu konuda elbette TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “telkinleri” etkili oldu.

Ancak o belgede başka birtakım ifadeler daha var. Bunlardan bir tanesi de 1960 Garanti anlaşmalarına atıf yapılan cümledir. Bildiğim kadarıyla da Rum tarafının itirazı bu noktadadır.

Bu anlamda henüz ortak açıklama metni üzerinde uzlaşılamamıştır. Ama bu 14 Aralık belgesini ortadan kaldırmaz.

Bu nedenle Rum basını bütün doğruyu yazmadı. İşin doğrusu tek egemenliği kabul eden Türkiye’nin telkinleriyle Eroğlu’dur. Aracı da ABD Büyükelçisi değil, BM temsilcisidir. KKTC hükümetinin ve dışişleri bakanının bu yöndeki çabalarını da unutmamak gerekir.

Eroğlu ne kadar gizlerse gizlesin, bugünlerde içeriye ne mesaj verirse versin bu adada bir tek çözüm var o da federal çözümdür. Federal devletlerin de tek egemenliği, tek uluslararası kimliği ve tek vatandaşlığı olur.
İki egemen devletin birtakım yetkilerini merkezi devlete bırakacağı model federasyon değil konfederasyondur. Bunu da Eroğlu’na hatırlatmak istedim.

Bu yazı toplam 2300 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar