Eroğlu ve ‘ölçüp- tartarak’ konuşma
BİR DETAY
Akla zarar bir haftaydı geride bıraktığımız hafta… Verilen tepkiler, kopartılan fırtına Cumhurbaşkanı Akıncı’nın barışa dair temennilerinin ne kadar da haklı olduğunu ortaya koydu aslında…
Tartışmaları yavaş yavaş geride bırakırken, gerilimli sürece dair aklımda kalanlarla başladım yeni haftaya ama bu gerilim, tartışma ve saflaşmanın son bulması dileğiyle tabii ki…
UBP’nin Onursal Genel Başkanı, eski Cumhurbaşkanlarından Derviş Eroğlu’nun geçtiğimiz hafta UBP’lilere seslenişi de aklımda kalanlar arasındaydı.
UBP’nin 44. Yıl Resepsiyonu’nda konuşan partinin Onursal Başkanı, eski Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, fırsatı bulmuşken gündeme ilişkin göndermelerini de yapmaktan geri kalmadı.
Türkiye’ye harekatına başarı dileyerek söze başlayan Derviş Eroğlu, “Böyle bir harekata dil uzatanlar olabilir seçimdir diye… Seçim demek her şey mubahtır demek değildir” dedi, özellikle bazı makamda olan kişilerin ‘ağzından çıkacak kelimeleri ölçmesi tartması’ gerektiğine de işaret etti.
Ama kendisi, tam da o anda bu söylediklerine ters düşecek ifadeler kullandı.
“Bir deyim vardır, gırtlak dokuz boğumdur, dokuzuncu boğuma kadar düşünüp ondan sonra çıkartması gerekir aksi takdirde bacağına ayaklarına kurşun sıkılır” şeklinde konuşan
Eroğlu, belki Akıncı’nın ‘kendi bacağına kurşun sıktığı’ görüşünü belirtmek istedi ancak, tam da kendisinin söylediği gibi ağzından çıkacakları pek ölçüp tartmadı…
UBP dışında tüm siyasi parti temsilcileri ‘toplumda bölünmenin önüne geçilmesi, bütünleşmenin sağlanması için’ söylemlere ve eylemlere dikkat edilmesi çağrısı yaparken, UBP’nin ısrar ve inatla ayrılıkçı tavır sergilemesi gibi, Onursal Başkanları da yine Cumhurbaşkanı Akıncı’yı hedef göstermeyi seçti…
Ne diyelim, Eroğlu’nun da dediği gibi, “Seçim demek her şey mubahtır demek değildir”…
BİR SİTEM
Çakar’dan bir farkınız yok!
Belki çok geriden gelmek olacak benimki ama yazmazsam da rahat etmezdim… Geçtiğimiz hafta hemen hepimizin psikolojisini alt üst eden, çok gerilimli bir gündemle, gereksiz tartışmalar yaşandı. Sosyal medyada neredeyse başka konu konuşulmadı, küfürler, tehditler havada uçuştu.
Konunun özünde farklı düşünenleri dahi aynı noktada birleştiren Türkiye’nin tanınmış futbol yorumcularından Ahmet Çakar’ın çirkin sözleri ise, ne yazık ki en az onunki kadar çirkin uslûplarla eleştirildi.
‘Hakarete hakaretle’, ‘tehdide tehditle’ karşılık verildi…
En çok canımı sıkanlar da öfkesini ‘kadını, kadın bedenini aşağılayan’ görselleri ifadeler kullananlar oldu açıkçası…
Cinsiyetçi iğrenç şakalarla, en homofobik haliyle öfke saçanlar…
Çakar’ın kafasını kadın bedenine monte edenler mi istersiniz, başına peruklar yerleştirenler mi… Neler gördük, neler…
Tüm hafta bu gerilimli gündemden o kadar yoruldum ki, sosyal medyada bu konuyla ilgili tartışmaları okumayı bir süre sonra bıraktım ama bu tür paylaşım yapanların kim olduğuna tek tek baktım…
Üzgünüm ama Çakar’dan hiçbir farkınız yok!
BİR PAYLAŞIM
Askıda ekmek, sebze- meyve…
Alsancak Belediyesi, bölgedeki marketlerle görüşerek ‘askıda ekmek, sebze ve meyve projesi’ başlattı. Başkan Fırat Ataser’in sosyal medyadan duyurduğu proje ile duyarlı ve alım gücü daha yüksek yardımseverler, marketten alacakları sebze, meyve, ekmek veya bazı başka temel ihtiyaçları marketin önüne ihtiyaçlı kişilerin alabilmesi için bırakabilecek.
Başkan Ateser’in, “Halkımızın birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma kültürünün artırılması adına, geçtiğimiz haftalar da gerçekleştirmiş olduğum yurtdışı seyahatim de karşılaştığım bu yararlı projeyi hayata geçirdik.
Alsancak’ta bulunan marketlerle görüşülerek askıda ekmek, sebze ve meyvenin asılabilineceği yerler yapılarak, ihtiyaç duyulan kişilerin oradan alabilmeleri için imkan sağlandı. Duyarlı vatandaşlar tarafından gerekli sebze, meyve ve ekmek ihtiyaçlarının karşılanacağı aileler için belirlenen bu yerlere temel ürünler bırakabilirsiniz. HAYAT PAYLAŞINCA GÜZEL…” ifadeleri ile duyurduğu proje çok büyük bir kesimin desteği ile karşılandı.
Kimi kesimlerce, ‘Kıbrıs’ın kuzeyinde bu kadar ihtiyaçlı kişiler yok’ diye düşünülse, ‘amacına hizmet etmeyecek’ gibi eleştirilse de, kimseyi rencide etmeden sadece ‘katkı, yardım’ sağlamayı hedefleyen projenin hiç kimseye zarar vermeyeceği de kesin…
BİR ALINTI: Hastane yok, okul, yol yok ama koşacağımız maratonun, satın aldığımız arabanın numarasının bile özel olmasını isteyen bir toplumuz biz. Gıbrıslı# (Dr. Hasan BİRTAN)