CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, New York’ta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep tayip Erdoğan’la anlaşma imzalayan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yetkilerini aştığını söyledi

“Cumhurbaşkanı istediği gün istediği uluslar arası anlaşmaya imza atamaz”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Meclis, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve halkı bilgilendirmeden kendi başına hareket ettiğini kaydederek, New York’ta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması imzalayarak, Cumhuriyet Meclisi tarafından kendisine verilmeyen bir yetkiyi kullanmasının ne kadar doğru olduğunu sorgulanması gerektiğini kaydetti.

Sim TV’de yayımlanan Haber ajansı programında gündemdeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan CTP-BG Genel Sekreteri, “ben yaparım” mantığıyla hareket eden Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Kıbrıs Türk toplumunu nereye götüreceğinin belirsiz olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Rum tarafının 1988 yılından beri aşamalı olarak sürdürdüğü petrol arama sürecini Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakere sürecinin en yoğun ve kritik aşmasında bugün gelinen noktaya ısrarla taşımasının yanlış olduğunu, ancak sürecin geleceği nokta bilinmesine karşın son ana kadar ne Türkiye ne de KKTC tarafından takip edilmediğini ifade etti.

“Bıçak kemiğe dayanınca” Türkiye’den tepki ve tehditlerin gelmeye başladığına gündeme geldiğine işaret eden Akansoy, diplomasinin çalıştırılmasında başarısızlık olduğunu sorumluluğun ise Cumhurbaşkanı Eroğlu’na ait olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun çözüm için müzakereleri yürütmek gibi bir görevi olduğunun altını da çizen Akansoy, Eroğlu’nun görevi devraldığında 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bıraktığı yerden devam ettireceği konusuna açıklamalar yaptığını ve BM Genel Sekreterine mektup gönderdiğini de anımsatarak, “ancak, yeterince girişimci cesaretli ve kararlı bir duruşta olmadığını gördük” diye konuştu. .

“Destek olacağımızı söylemiştik ama görüşmeleri Sayın Özersay’la birlikte kendi başına götürüyor. Ne meclis ne siyasi partileri tatmin edici şekilde bilgilendirmiyor. Çözümün gerekliliği konusunda inancı yok. Olayı teknik mesele olarak değerlendirip masadan kaçmamak uğruna Hristofias’la görüşüyorlar” diyen Akansoy, Eroğlu’nun New York’ta BM Genel Sekreteri’ne al-ver sürecinin başlayabileceğini söylemesi konusunda da tereddütleri olduğunu ifade etti. .

Akansoy konuyla ilgili olarak, “Bir bakıma sevindirici ama ortaya soru işaretleri koyuyor çünkü al-ver süreci son noktadır. Acaba bu açıklama müzakere başlıklarında yakınlaşma olduğu görüşünü mü yansıtıyor yoksa tarafların masadaki güç oyunu mu? Bilemiyoruz çünkü bilgilendirme yok…“ben yaparım” mantığı var. Bu, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne uymaz. Attığı adımların bizi nereye götüreceğini bilmiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun New York’ta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan’la anlaşma yapmasının sağlıklı bir siyasi duruş olmadığını da ifade eden Akansoy, konuşmasını “Anlaşma Anayasa’ya göre ne kadar geçerli? Cumhurbaşkanı’nın Meclis’ten yetkilendirilmeyen konuda anlaşma yapması ne ölçüde meşru? Bu önemli bir konu. Cumhurbaşkanı, istediği gün istediği uluslararası anlaşmaya imza atamaz “ diyerek sürdürdü.

Masada görüşme yapılıyor denilirken masanın araç yapılıp farklı arzu ve ideal peşinde koşulduğunu da vurgulayan Akansoy, “Bugünkü görüntü Türk tarafı çözüm istiyor mesajını vermiyor; ayrılıkçı eğilim giderek ağır basmaya başladı” dedi.

Çözümün Kıbrıslı Türkler için en acil konu olduğunun altını çizen Akansoy, bunun Türkiye’nin gündemindeki öncelikli konu olduğunun düşünmediğini de ifade ederek, “Şimdi Türkiye, bölgede lider ülke durumuna gelme adına daha farklı çabalar içerisinedir ve bu çerçevede Kıbrıs sorununun çözümü öncelikli değil. Eroğlu’nun isteksizliğinin ardından da bu var” dedi.