1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Eroğlu –Yorgancıoğlu Antlaşması
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Eroğlu –Yorgancıoğlu Antlaşması

A+A-

Müzakereci Kudret Özersay’a bu soruyu canlı yayında sordum:
“Neden Dışişleri Bakanlığı’na gitmiyorsunuz? Başbakan Yardımcısı davet ederse, onu görmeye gider misiniz?”
Özersay’ın yanıtı şu oldu: “Ona Cumhurbaşkanı karar verir.”
Bu ve benzeri soruları yanıtlarken söylediklerinden çıkardığım o ki, Kudret Özersay bakanlarla doğrudan temas etmeyi, onların ‘ayağına’ gitmeyi pek doğru bulmuyor. Bunu ‘Anayasal nedenlere’, yani devlet yapısındaki hiyerarşiye bağlıyor.
Bunu “Müzakereci ile hükümet arasındaast-üst ilişkisi yoktur” diye algılamak yanlış olmaz.
“Özgürgün ile de, Nami ile de sorun yaşadınız, Dışişleri Bakanları ile yıldızınız barışmıyor galiba” deyip ısrar ediyorum ama Özersay ‘Kişilerle bir sorunu olmadığını, gerek Özgürgün, gerekse Nami ile kişisel bir derdi bulunmadığını, konunun Anayasal yapıdan kaynaklandığını’ söylüyor.
**
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yakın geçmişte bir ‘anlaşma’ yapıldığını ilk kez açıklıyor Kudret Özersay...
Ne anlaşması?
Özersay’a göre Eroğlu ile Yorgancıoğlu “Talep etmesi durumunda Başbakan’ın Müzakereci Kudret Özersay’ı çağırıp müzakere süreciyle ilgili bilgi alabilmesi” konusunda uzlaşıya varmışlar.
Hatta Özersay bu uzlaşı sonrası Başbakan’ın Özel Kalem Müdürü’nü arayarak böyle bir talepleri olup olmadığını da sormuş, ancak henüz böyle bir talep gelmemiş.
Özersay ‘Bu uzlaşının Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın tasarrufu’ olduğunu söylerken, kendisinin bundan memnun olup olmadığı konusunda pek renk vermiyor.
Anladığım şu ki, Kudret Özersay hükümetle ilişkilerde ‘ast-üst’ konusunda fazlasıyla hassas... Bu yüzden ancak Cumhurbaşkanı’nın onayı olursa Başbakan’ın ya da bakanların makamına gidiyor. Aksi halde gitme taraftarı değil...
Hükümetin ve özellikle Dışişleri Bakanlığı’nın müzakere süreciyle ilgili ‘dışlanmışlık’ duygusu yaşadığı defalarca dile getirildi. Özersay “Hükümet de, meclis de devre dışı değil” diyor, ama müzakerelerle ilgili politika oluşturma aşamasında çok da işbirliği yapıldığı manzarası yok.
Özersay bu konuda karşı atağa geçerek “İletmek istedikleri bir görüş varsa, bunu yapabilirler” diyor.
Bakalım Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın uzlaşısı Müzakereci ile hükümet arasındaki ‘soğuk rüzgarlar’ı sona erdirebilecek mi...
**
Kudret Özersay’ın dün Kanal SİM’de ‘federal yurttaşlık’ konusunda söyledikleri de hem ‘ilginç’, hem de ‘yeni’ bilgiler...
Tarafların Green Tree’deki buluşması sırasında ‘federal devlet yurttaşlığı’ konusunda Türk tarafı şu argümanı dillendirmiş:
“Rum tarafınıın hassas olduğu nokta ada nüfusundaki oranın bozulmaması olduğuna göre, KKTC nüfusunun tamamı federal yurttaşlığı alsa bile bu denge değişmeyecek. Dolayısıyla bütün KKTC yurttaşları federal yurttaş olmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun yurttaşlık konusundaki pozisyonunun böyle olduğu biliniyordu. Ancak bizim tarafın ‘oran’ konusundaki bu argümanından haberdar değildik.
Annan Planı’nda 45 bin olarak belirlenen rakam masada olmadığı gibi, Türk tarafı ‘rakamları müzakere etmeme’ siyaseti izliyor. Özersay bunu açıkça söyledi. Green Tree’de KKTC nüfus verilerini masaya koyup “İşte yurttaş sayımız ve bu sayı ile Kıbrıs’taki nüfus dengesi bozulmuyor” demişler.
Anlıyoruz ki Kıbrıs sorununun çetrefil konularından ‘nüfus’la ilgili ‘rakam’ yerine ‘oran’ pazarlığı yapılmış!
Özersay’dan bunu da öğrenmiş olduk dün...

Not: Şimdi biraz dinlenme zamanı... Bir hafta sonra görüşmek üzere...

Bu yazı toplam 3524 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar