Eroğlu’nun adaylığı
Ekim ayının son günü bugün.
Yarın itibarıyla, Kasım...
Kasım ayının bu yıla özgü özelliği, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday olup olmayacağına karar vereceğini açıklamış olması.
Neden Kasım?
Yani neden Ekim değil, neden Aralık değil, ya da neden Ocak değil de Kasım?
Elbette bir bildiği vardır Sayın Eroğlu’nun.
Müzakerelerin kopuşunun artık muhtemelen netlik kazanacak olması olabilir mi bunun sebebi?
Çünkü hani bir de, ‘şimdi seçimi düşünecek durumda değilim, müzakerelere konsantre olmam gerekiyor’ da demişti bir başka açıklamasında, seçime ilişkin bir soru üzerine.
Bu durumda Kasım ayında, artık müzakereleri düşünmesine gerek kalmayacaktı, artık seçime ‘konsantre’ olabilirdi.
İyi de ta Ağustos ayından (Eroğlu’nun kararını Kasım ayında netleştireceği yönündeki açıklaması Ağustos tarihli) sürecin bu şekilde seyredeceğini kestirmek mümkün müydü?
Hidrokarbon krizin bu noktaya geleceğini öngörmek?
Anastasiadis’in masadan kalkacağını hesap etmek?
Bana sorarsanız, mümkündü pek tabii.
Türkiye’nin, Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölge ilan ettiği parsellere giriş yapacağı tarihin duyurulduğu Natvex’i yayınlamasıyla birlikte, Rum tarafının bu adımı atma ihtimali yüzde yüze yakındı.
Ve Türk tarafı da pek âlâ bunun bilincindeydi.
Nitekim öyle de oldu.
Natvex ilan edildi, Anastasiadis çekildi.
‘Masaya geri dön’ çağrıları, ara bulma girişimleri falan derken, bu noktaya gelmek Kasım ayını bulurdu.
Buldu da!
Bu bir komplo teorisi tabii, benim komplo teorim.
Ama Eroğlu’nun, Kasım ayını işaret ettiği günden bu yana kafamı meşgul eden ‘Neden Kasım?’ sorusuna, daha iyi bir yanıt bulabilmiş değilim.
Neyse, dediğim gibi bu sadece bir komplo teorisi.
***
Bugün Ekim ayının son günü.
Yarın itibarıyla, Kasım...
Hafta sonunu saymazsak, siyasetin Kasım mesaisi Pazartesi resmen başlayacak.
Ve gözler artık biraz da Eroğlu’nun seçime ilişkin kararında olacak.
UBP ve Hasan Taçoy’un başını çektiği DP’nin UG kanadı, Eroğlu’nun aday olması yönündeki destek ‘mesaisini’ sürdürüyor.
Diğer adaylar da üç aşağı beş yukarı belli olmuş durumda.
Sibel Siber, Mustafa Akıncı, Kudret Özersay ve Arif Salih Kırdağ...
Adaylığı olası bir diğer isim ise Eroğlu’nun ‘müzmin düşmanı’, eski Başbakan İrsen Küçük.
Ancak Küçük’ün adaylığı da öyle görülüyor ki biraz Eroğlu’na bağlı.
Yani aslında bir nevi ‘intikam’ manevrası.
Dolayısıyla artık Eroğlu’nun adaylıkla ilgili düşüncelerini ‘netleştirmesinin’ önünde, ‘beklemesini’ gerektirecek bir müphemiyet kalmadı.
Merakla bekliyoruz!