EROĞLU’NUN DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ!
Önceleri biraz da geçmiş olumsuz tecrübelerin etkisiyle fazla önemsenmemişti.
Oysa aslında açılış için kesin bir tarih bile var…
7 Mart 2014 saat 13.00!
7 Mart Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun doğum günü!
Mart ayında Temel atma törenine katılan E
Önceleri biraz da geçmiş olumsuz tecrübelerin etkisiyle fazla önemsenmemişti.
Oysa aslında açılış için kesin bir tarih bile var…
7 Mart 2014 saat 13.00!
7 Mart Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun doğum günü!
Mart ayında Temel atma törenine katılan Eroğlu’na bir jest yaparak açılışını da 7 Mart’ta saat 13.00’de yapacağını açıklamıştı, Erdoğan, su projesinin.
Tarih bu kadar kesin yani!
Ard arda yapılan açıklamalar projeye verilen önemi daha açıklıkla vurguluyor.
Proje Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a döşenecek su boru hattı. Proje gerçekleşirse dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle son derece önemli bir başarı elde edilmiş olacak.
Buna Güney Kıbrıs’a da verilebilecek belki oradan Ortadoğu ülkelerine de gidebilecek bir barış suyu, bir can suyu olarak bakılıyor.
Türkiye tarafı, Alaköprü Barajı'nı inşa edecek. Kuzey Kıbrıs ise Geçitköy Barajı'nı yapacak.
Anamur'dan Kuzey Kıbrıs’a kadar 107 kilometrelik hat döşenip, yılda 75 milyon metreküp su taşınacak.
Bu hattın 80 Kilometresi deniz altından geçecek.
1.6 metre çapındaki borular, denizin 250 metre altında, askıda duracak ve borular 500 metrede bir deniz tabanına sabitlenecek.
Dahası bu projeyle sadece su temin edilmeyecek, son açıklamalara bakılırsa, elektrik de üretilecek.
Başbakan Küçük Kuzey Kıbrıs’ta yapılacak Geçitköy barajı için Ankara’da ihalenin açıldığını müjdeledi.
İki taraf arasında yapılan anlaşmaya göre, projenin Kuzey Kıbrıs bacağı, istimlakleri sağlayıp, projede çalışacak olan firmalara çeşitli imtiyazlar sağlarken projenin mülkiyeti su satış noktasına kadar Türkiye’ye ait olacak.
Eğer bu proje kapsamında başka ülkelere satış yapılacaksa iki taraf “gerekli görülürse” durum değerlendirmesi yapacak.
Şüphesiz ki, böylesi ciddi bir proje profesyonel bir kadro gerektir. Bu kadroyu sağlayacak durumda olan Türkiye’nin de projenin mülkiyet hakkını elinde bulundurması doğal karşılanabilir.
Ne var ki, coğrafi konumuyla bu projeye değer katan pozisyonda olan Kuzey Kıbrıs tarafının da “anavatan can suyumuzu veriyor” hamasetinin ötesinde bu projeden maksimum kazanç sağlamak için çalışması gerekiyor.
Daha önce söz konusu sözleşme ve sözleşme gereği Bakanlar Kurulu kararlarını yine bu köşede paylaşmıştım sizlerle.
Başbakan Erdoğan Kıbrıslı gazetecilerle yaptığı özel toplantıda bizzat bu projeye verdiği önemi özellikle vurgulamıştı.
Ancak burada hükümet kanadı, projeden Kuzey Kıbrıs tarafının sağlayacağı kısa ve uzun vadeli faydalar konusunda ne yapıldığını hiç açıklamadı.
Çünkü gerçek olan şu ki, Kuzey Kıbrıs tarafı bu proje ile ilgili sadece kendisine verilen talimatları yerine getirme dışında henüz bir vizyon geliştirmiş değil.
Oysa önümüzdeki on yılları etkileyecek bu kadar stratejik önemdeki bir projenin gerçekleşmesi durumunda bundan mutlaka Kıbrıslı Türklerin de sürdürülebilir somut bir fayda sağlaması gerekiyor.
Tarlasını sulamak dışında!
Hükümetin böyle bir vizyonu olmayabilir ancak en azından sivil toplum örgütleri ve muhalefet partilerinin daha fazla geç kalmadan bu projeyi önemseyerek bu konuda daha ileri bir çalışma ve şeffaflık talep etmeleri gerekiyor.
Türkiye siyaseti, gelecek vizyonu ortaya koyan bir siyaset.
Su, elektrik hatta petrol ve doğal gaz, bunların ötesinde daha somut olarak görülen Nabuko projeleri, önümüzdeki on yılların siyasetini etkileyecek stratejik projeler.
Kıbrıs da belli projelerin kesiştiği bir noktada yer alan bir coğrafya.
Sanırım siyaset üretilirken biraz dünden çıkıp yarına odaklanmak için yeterli öneme sahip bir konumdayız.