1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ersin abi aday olma, git ye yaprak dolma!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ersin abi aday olma, git ye yaprak dolma!

A+A-

Amerika’da olsaydı, tarihe “Sibelgate” olarak geçmesi muhtemel olan ancak KKTC’de tam olarak neden ve nasıl yaşandığı bilinmeyen ve ayrıca bilinmeyecek olan konuya bir kez daha bakalım...

-*-*-

Adu bir!

Sibel Tatar veya kocasının, durduk yere, tek başlarına, kimseye sormadan, izin almadan her hangi bir açıklama ya da paylaşım yapmaları bence imkansızdır!

-*-*-

Yani, Sibel Tatar, “Ben Atatürkçüyüm, kocamdan farklı düşünüyorum, 18 yaşından küçük kızlar başını örtüp okula gidemez, gideceklerse de bu konuda bir okul vardır oraya gitsinler” şeklinde özetlenebilecek açıklamasını, kendi yazmamıştır!

-*-*-

Bu açıklamadan, Türkiye’nin ilgili kişi ya da birimlerinin haberi vardır!

Ersin Tatar’ın haberi olmasa da olur!

-*-*-

Hani Sibel Tatar demişti ya, “... Yürüyüşe ben de katılacaktım ama önceden planlanmış bir işim vardı...”

Hodri meydan!

Ben bu satırları yazmaya başladığımda, Meclis önündeki günlük ateş yakma eylemleri de başlıyordu; Sibel Tatar katılacak mı?

-*-*-

Şimdi gelelim meseleye...

Sibelgate meselesi nasıl ve neden oldu?

-*-*-

Kimisi dedi ki, “Asıl hedef oy kapmaktı... Sibel Tatar, ‘kocam ters köşeye vurdu, ben de ötekine vurayım da oy kaybetmeyelim’” diye düşündü!

-*-*-

Kimisi, ben dahil, “geç bir açıklama ama bravo” dedik!

-*-*-

Ancak, Sibel Tatar’a bu açıklama yaptırıldıktan hemen sonra, önce Erhan Arıklı, ardından bir çok UBP’li, “... Yani, Ersin beye oy veririz, verirdik ama, ırın mırın kırın” etmeye başladı!

-*-*-

Hatta, “UBP Ersin Tatar’a desteğini geri çekecek, Ünal Üstel Cumhurbaşkanı adayı gösterilecek” diyenler de bayağı fazlaydı!

-*-*-

Yani, sanki birileri Sibel Tatar’a önce açıklama yaptırttı, olacakları bildiğinden, yüzlerce kişiyi de her iki Tatar’a saldırttı!

-*-*-

Yani esas hedef, “Ersin Tatar’ın adaylığını bitirmek” miydi?

İzliyoruz!

-*-*-

Ersin Tatar’ın takip edebildiğim kadar son bir haftada iki kez, özellikle TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ağzından paylaşımlar yaparak, “yok yahu, inanmayın dedikodulara, beni destekleyecekler” atmosferi yaratmaya çalışmasının sebebi de ortada dolaşan “gittigider.com” söylentisidir!

-*-*-

Antalya’da yaşananlar da pek kayda değer değil!

Ersin Tatar, “Antalya’da sesimizi Dünya’ya duyurduk” gibi bir açıklama yaptı...

Bir şeyler söylediği doğrudur ama “ses duyurma” konusundan emin değilim!

-*-*-

Azerbaycan’ın Başkanı da Dışişleri Bakanı da bu konuda konuştu ancak ikisinin de söylediği, “havacıva”dan öteye bir şey değil!

-*-*-

Asıl gerçek, Türki devletlerin asla KKTC’yi tanımayacaklarını imzalarıyla beyan etmiş olmalarıdır...

-*-*-

Efendim haksız ambargo ve izolasyonlar!

Ne olacak?

Bir şey olacağı yok!

O ambargo ve izolasyonların çok da haksız olduğuna kimse inanmıyor ki!

-*-*-

Seni ayrılıkçı görüyorlar ve açıkça desteklemeyeceklerini beyan ediyorlar!

Bu beyanı yapanlar da öyle alelade uzak düşman devletler de değil, bizzat kardeşlerin!

-*-*-

Haliyle demek istediğim şudur ki, Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, eğer hala Türkiye’nin hedefi Avrupa Birliği (AB) tam üyeliğiyse; Türk Devleti kardeşlerimiz de “egemen eşit KKTC” iddiasını 12 milyar dolara satmışsa; Ersin Tatar yolcudur...

-*-*-

gittigider.com!

-*-*-

Daha önce de yazdım!

Ersin Tatar, yaklaşık 5 yıldan beridir, yeterince hatta hem resmi, hem tüzel, hem de kişisel anlamda rezil olmuş durumdadır!

Ne savunduğu siyasette ne de özel hayatında iş kalmıştır!

-*-*-

Çok da yorgundur!

Yorgunluğu o kadar fazladır ki, bunu en ağır destekçileri de yazmakta, Tayyip Erdoğan konuşurken uyuya kalması ile dalga geçenlere, bir destekçisi, “... Adam aşırı yorgunluktan bir an dalmış olabilir, bunu yazmak gazetecilik değildir” diye yanıt vermeye çalışmaktadır!

Kaç yapayım derken göz çıkarmak!

-*-*-

Çok yorgunsa, bırakacak!

-*-*-

Ayrıca Erdoğan konuşurken yorulup uyumak ne demek?

Bunu yazmamak gazetecilik değildir!

Ayrıca herkes iyi biliyor ki, Erdoğan konuşurken uyumak, Silivri’de yatmaktır!

Ki bu da ayrı bir Türkiye gerçeğidir!

-*-*-

Önerim nedir?

Evet aynı teklifi yazmıştım; çok kısa bir şiirle yineliyorum – sanat da katalım yazıya:

-*-*-

“Ersin abi daha fazla rezil olma /

Tatar’ım canım sakın aday kalma...

Bol bol dinlen, gez ve gül,

Ya da git ye yaprak dolma!”


Düşüncemdir!

Hepimiz benzer hataları yaptık!

Ben de yaptım!

Hemen herkes yapmıştır!

-*-*-

Efendim şu aday öyle yaptıydı, böyle yaptıydı!

Vaaay da hangisi gelirse gelsin aynıdır!

Bir şey değişmeyecek!

-*-*-

O da Türkiye’nin adamıdır, bu da!

-*-*-

Çeşitli defalar bu ve buna benzer ağır hataları her yaptığımızda, her oyuna geldiğimizde kaybediyoruz!

-*-*-

Herkes kötü bir iyi olan biz miyiz?

Egoyu aşağıya çekelim; eğer herkes kötüyse ve bundan eminseniz, en kötüyü seçmeyelim; daha iyi olana oy verelim!


490995991-1388274039254738-6087924143401155709-n.jpg

Yiğidi öldürelim ama hakkını vermemezlik etmeyelim!

Neredeyse yarım asra yakın süredir gazetecilik yapmaktayım...

Önceleri KTFD, ardından KKTC adı verilen bu “sözde” devlette, bir yığın ihaleye tanık oldum!

-*-*-

Bunların neredeyse yüzde yüze yakınında, çeşitli derecelerde “yanlışlar” oldu ki gayet doğaldır!

-*-*-

Ama bazıları tamamen çöküktü!

Mesela Güzelyurt Derevasyon Projesi!

Mesela Balonla Türkiye’den Su Getirme Projesi!

-*-*-

Mesela, Suudi Arabistan Kralı’nın hediyesi parayla Girne – Lefkoşa Yolu Çift Şerit Projesi!

“Ne gerek var çift şeride” deyip tek şerit yaptılar, parayı da başka yerlere harcadılar; Arap Kral bir daha bizim tarafa dönüp bakmadı!

-*-*-

Örnek çoktur!

Mesela Girne Hastanesi Projesi!

İhaleyi bizzat Müteahhitler Birliği, sırf kişisel gıcıklıktan iptal ettirdi; 60 milyon TL’ye hadi bilemediniz 100 milyon TL’ye bitecek ihale, bugün neredeyse 1 milyar TL’ye bitirilemiyor!

-*-*-

Güzelyurt Hastanesi tam bir fiyasko!

-*-*-

Lefkoşa’ya yeni hastane iddiası ise koskocaman bir balon!

Yani yalan!

-*-*-

Ama bir ihale var ki; her gün canlı tanığı olduğum için yazmam gerekir diye düşünüyorum...

Lefkoşa – Girne Anayolu üzerindeki “üst geçit” ya da “köprümsü” inşaattan başlayıp, Alayköy Çemberi’ne kadar devam eden yaklaşık 5 kilometrelik yol yapım çalışmaları...

 

-*-*-

 

Bittiğinde, Lefkoşa Çevre Yolu tamamlanacak ve her açıdan bölge trafiği rahatlayacak...

 

-*-*-

 

Bu yolun inşaatını kim yapıyor bilmiyorum...

Ama bu inşaatta çalışanların, kamyon – dozer ve benzeri araçları kullananların bir tekini bile tanımıyorum...

Her gün, yol inşaatı üzerinden geçiyorum, bölgede yürüyüşler yapıyorum, insanların harcadığı emeğe ve yarattıkları yola, inşaatın hızına hayranım...

-*-*-

Umarım hiç bir aksilik olmaz...

Umarım, her gün işittiğimiz “devlet bizi ödemedi, ödeyemedi, devletin parası kalmadı”lardan biri yaşanmaz ve bu yol, bir an önce biter...

Bu yazı toplam 1684 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar