Karabükspor Limasol Aris’le ‘dostluk maçı’ oynayınca bazıları ateş aldı.
Sanki bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında ilk kez top oynanmış gibi şaşıranlar olduğu gibi, mecburiyeti olmadığı halde bir Rum takımıyla ‘hazırlık maçı’na çıkan Karabük ekibine tepki gösterenler de var.
Kimileri KKTC’nin halinin gözler önüne serilmesi, yıllardır söylenen bir yalanın yüzlerine çarpması nedeniyle paniğe kapıldılar.
Ne yapacaklarını şaşırdılar.
En başta da Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu…

*  *  *

Tahsin beyin görüşleri bellidir. Bu görüşlerine katılmasak da, herkesin olduğu gibi onun da bir görüşü, duruşu vardır.
Nasıl ki kendisi federal çözüm isteyenlere külliyen karşıdır, çözüm yanlıları da bir ‘taksimci’ olarak kendisine karşıdır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü herkesin temel haklarındandır.
Her ne kadar bu toplumda ‘vatan hainleri’, ‘Rumcular’, ‘komünistler’ şeklinde ötekileştirmeler yapılmış olsa da, bunların gerilerde kalmış olduğunu ümit edelim.
Hoş, şimdi de ‘Fetöcü’ olmak gibi yeni bir versiyonu var Türkiye orijinli ve buralara da sirayet eden ama henüz çözüm isteyenlere ‘Fetöcü’ demediler.
Umarım denemezler…
Neyse…
Dönelim Tahsin beye…

*  *  *

Ertuğruloğlu’nun Karabükspor-Limasol Aris maçı sonrasında Türkiye takımlarına çağrı yapması komiktir.
Bunu şahsen söylese, bir sıfat sahibi olmasa belki anlardım.
Bir spor yorumcusu, bir kulüp yöneticisi, federasyondan birileri ‘Ey Türkiye takımları, gelip bizimle de top oynayın’ diye ses verse bu normaldi.
Amma ve lakin ‘Dışişleri Bakanı’ sıfatlı birinin böyle bir çağrı yapması gariptir, anlamsızdır, komiktir.
Türkiye takımlarına “Kıbrıs Türk takımlarına uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması için işbirliği” çağrısı yapmak, ‘çaresizlik’tir.
Ama en kötüsü ‘olmayacak duaya amin demek’tir!

*  *  *

Tahsin bey Kıbrıs Türk futboluna ve sporuna uygulandığını söylediği ambargoyu delemez. Başka alanlarda olduğu gibi KKTC dünyadan kopuk, tanınmamış bir şekilde ‘yoluna devam’ edecektir. 1983’ten bu yana olduğu gibi…
Ve çözümsüzlük koşullarındaki ‘yol’da, KKTC’yi tanıyan tek ülke olduğunu iddia eden Türkiye Cumhuriyeti her aybaşı para yollayacaktır ama KKTC’nin hiçbir takımıyla antrenman maçı bile oynayamayacaktır.
Tahsin bey istese de, istemese de gerçek budur.
Ne yazıktır ki Tahsin Ertuğruloğlu dahil kimsenin gücü bu acı gerçeği ortadan kaldırmaya yetmez.
Bununla birlikte Tahsin Ertuğruloğlu’nun yapabileceği bir şey vardır: KKTC Dışişleri Bakanı olarak Türkiye’yi protesto etmek!
Türkiye kulüplerine “gelin bizimle de top oynayın” gibi bir anlamsız çağrı yapmak yerine TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na bir mektup yazsa ve “Ey Ankara, tanıdığın Yenicami ile değil tanımadığın Limasol Aris ile top oynadığınız için sizi şiddetle protesto ederim” dese, kendisini ilk ben kutlayacağım.
Hele bir de mektubunda “Bu gelişmeler ışığında KKTC olarak Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi gözden geçireceğiz” dese, önünde dört de takla atacağım!..
Yahut TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi’ni Dışişleri’ne çağırıp ‘nota’ verse, elini öpeceğim!
Söz!..