1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Ertuğruloğlu Gerçeği İtiraf Etti
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Ertuğruloğlu Gerçeği İtiraf Etti

A+A-

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Cenevre’den mutlu döndü. Gerek Cenevre’de, gerekse de Kıbrıs’a döndükten sonra yaptığı açıklamalarda Cenevre zirvesinde Kıbrıs Türkünün istediğini aldığını söyledi.

Tatar, zirveden belirlenen konularda iş birliği yapılması sonucunun çıktığını bunu da kendisinin önerilerinin sağladığını iddia etti.

BM Genel Sekreteri Guterres iki liderin mutabık kaldıkları konuları “4 yeni geçiş noktasının açılması, mayın bölgelerinin temizlenmesi, gençlik komitesi kurulması, çevre ve iklim konularında gelişmeler, mezarlıkların restorasyonu, Temmuz sonunda yeni bir toplantının gerçekleştirilmesi, kişisel bir temsilcinin atanması, ara bölgede solar enerji sisteminin kurulması” olarak açıkladı.

Guterres açıklamasında devamla “umuyorum ki güven artırıcı önlemler (GAÖ) güven ortamı oluşturacak ve karar sürecine katkı sağlayacaktır” dedi.

Yani Tatar’ın ve çevresinin anladığı gibi üzerinde mutabık kalınan konular “iki devletin iş birliği yapacağı konular” değil, “Güven Artırıcı Önlemler” dir.

Dün bir TV programına katılan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Temmuz ayındaki görüşmelerde Cenevre'de olduğu gibi yine güven artırıcı önlemler gündeme gelecekse, buna katılmanın gereksiz olduğunu” söyledi.

Ertuğruloğlu bu açıklaması ile gerçeği itiraf etti. Ayrıca Tatar’ı ve Tatar gibi düşünenleri yalanladı.

Ortada iki devletin iş birliği yok, iki toplumun iş birliği de yok, aslında iş birliği de yok. Olan Guterres’in açıklamasında altı çizildiği gibi GAÖ’ler var.

Tahsin bey de bu gerçeği itiraf ederek Temmuz zirvesinde de yine GAÖ’ler görüşülecekse boşuna gidilmesin diyor.

Şimdi Ersin Tatar ne diyecek?

Hani Cenevre’de yeni bir süreç başlamıştı?

Hani iki devletin işbirliği yapacağı konular üzerinde mutabakat sağlanmıştı?

Hani tanınma yolunda önemli bir adım atılmıştı.

Hani genel sekreter bu zirvede federal çözümü hiç ağzına almamıştı?

Tahsin Ertuğruloğlu tam tersine “mevcut BM Güvenlik Konseyi kararları devam ettiği sürece, Cenevre'ye gitmenin hiçbir anlam taşımayacağını” söyledi.

Ertuğruloğlu BM Güvenlik Konseyi kararlarının iki devlet çözümünü değil, federal çözümü işaret ettiğini ve oy birliği ile alınan bu kararlar orda durduğu sürece federal çözümden başka bir çözüm modelinin görüşülemeyeceğini biliyor.

BMGK kararları elbette değiştirilemez değildir. Ama bunun olması için tarafların mutabakatı gerekir.

Hatırlayın 1974 öncesi ve sonrasında federal çözüm tezi Türk tezi idi. Rumlar 1977 yılına kadar bu konuda en küçük bir adım atmamıştı.

1977 yılında Denktaş-Makarios ve 1979 yılında Denktaş-Kiprianou arasında imzalanan doruk anlaşmaları sonrasında federal çözüm tezi BM zemini olarak BMGK kararı oldu.

İki devlet çözümünün de BM tarafından kabul edilmesinin ve mevcut GK kararlarının değişmesinin anahtarı bu yönde imzalanacak Tatar-Hristodulidis doruk anlaşmasıdır.

Haydi sayın Tatar, Hristodulidis’i ikna et ve böyle bir doruk anlaşmasını birlikte imzalayın. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Ama unutmayın 1977 Denktaş-Makarios doruk anlaşması imzalandğından bu güne neredeyse yarım yüzyıl geçti. Ama Rum tarafı hala bunun acı bir çözüm olacağını düşünüyor.

***

Tüm okurların bayramını kutlar, herkese sağlık, huzur ve refah dolu nice bayramlar dilerim.

Bu yazı toplam 1127 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar