Önümde ‘resmi gazete’ var.
8 Eylül 2016 tarihli…
Girne Emirnamesi’yle ilgili kararın da sessiz sedasız, gece yarısı karanlığında basılan nüshası…
İşte o ‘resmi gazete’ye göre Tahsin Ertuğruloğlu New York’a gidiyor.
Hem de 11 günlüğüne!..
Kalabalık sayılabilecek bir heyetle…
Ne yapmaya?
Karara göre Tahsin Bey “BM Genel Kurul toplantısı marjında gerçekleştirilecek resmi temaslar” yapacak.
Washington’a da geçecek hem…
19 Eylül’de New York’a gidecek.
30 Eylül’de Washington’dan dönecek.

*  *  *

Aynı tarihlerde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da New York’ta olacak.
Yoğunlaştırılmış müzakerelerin ikinci turu bugün tamamlanmasının ardından bütün dikkatler New York’taki 3’lü ve olabilirse 5’li zirvelere çevrilecek.
Akıncı, 11 Şubat 2014 tarihli mutabakat metni çerçevesinde Kıbrıs’ta ‘iki toplumlu, iki bölgeli, tek egemenliğe, tek yurttaşlığa ve tek uluslararası kimliğe dayalı bir federasyon’ oluşması için çaba sarf edecek Amerika’da da…
Müzakere heyeti ve ekibiyle beraber bu yönde temaslar yapacak, BM genel Kurulu’na gelen üst düzey ülke temsilcilerine Kıbrıs’ta çözümü teşvik etmeleri konusunda çağrılar yapacak.

*  *  *

Akıncı bunları yapacak da, Ertuğruloğlu ne yapacak acaba?
Ne 11 Şubat mutabakatına inanıyor.
Ne federasyon istiyor.
Ne tek egemenliğe ikna oldu.
Ne tek yurttaşlık ve tek uluslararası kimliğe fit…
Ne de garanti ve güvenlik sisteminin ellenmesinden yana…
KKTC’nin Dışişleri Bakanı sıfatıyla –velev ki birilerini bulup görüşürse- herhalde ‘Federal Kıbrıs’ın anlam ve önemini anlatmayacak. ‘Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün devam edemeyeceğini’ söyleyip ‘birleşik Kıbrıs’ın en fazla da Kıbrıslı Türkler için elzem’ olduğu propagandası yapmayacak.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘lugatı’yla konuşmayacak. Zira daha iki gün önce “Aramızda uçurumlar var” demişti.
Peki ama Tahsin Bey 11 gün boyunca New York’ta ve Washington’da ne yapacak?
İslam Ülkeleri toplantısına katılacak, onu anladık.
Peki ama diğer günlerde?
KKTC’yi mi tanıtacak yoksa?
Cumhurbaşkanı, Tahsin Ertuğruloğlu’nun ‘konuşma notları’na önceden bir baksa fena olmayacak.